MHP-AKP kavgası kime yarar?
Emaysa’nın ortadan kaldırılmasını bazıları demokrasinin zaferi olarak takdim ediyor. Elbette demokrasinin standartlarını yükseltmede önemli bir eşiğin geçtiği söylenebilir. Bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Daha alınması gereken çok yol var. Bir iki yasal düzenleme ile toplumdaki sorunları bitirmek mümkün değil.
İtiraf etmek gerekir ki AK parti hükümeti önemli işler yaptı. Daha fazlasını da yapabilirdi. Bunun için Anayasa’yı değiştirecek bir çoğunluğa ihtiyaç vardı. AK partinin oyları tek başına Anayasa’yı değiştirmeye yetmiyor. Mutlaka mecliste MHP veya CHP’nin desteği gerekiyor.
Başlarda MHP’nin desteği ile bir iki düzenleme yapıldı. En önemlisi kılık kıyafet serbestliği ile ilgili Anayasa değişikliğiydi. Bu iş birliği devam ettirilebilse, bugün çözüm bekleyen birçok soruna neşter vurulabilir, sessiz, sedasız bir devrim gerçekleştirilebilirdi.
Ama olmadı. Araya giren derin eller kısa zamanda iki partiyi çatıştırarak bu iş birliğini bitirdiler.
Mecliste MHP’li Osman Durmuşun hezeyanları yüzünden meydana gelen son olay iki parti arasındaki mesafenin ne kadar açıldığını gösteriyor. Hâlbuki MHP’nin geleneksel tabanının kendine en yakın hissettiği taban AK parti tabanıydı. Son yıllarda özellikle MHP tarafından izlenen sistemli gerilim politikası bu yakınlığı uzaklığa çevirdi. MHP şimdi en az CHP kadar AK partiye uzak bir noktada duruyor. Partinin izlediği bu politika ufku partisinin görüşlerinden ibaret olan tabanı da etkiliyor. Yukarıdaki tepişme altta daha büyük yarılmalara, kırılmalara vesile oluyor.
12 Eylül’den önce biz bu filmi MHP ile MSP arasında görmüştük.
Bir el, bir annenin. Çocukları kadar birbirine yakın olması gereken bu iki hareketi birbirine düşürdü. Bir taraf yeşil komünist, bir taraf ırkçı oldu. Kardeşler didişirken birileri alttan alta darbe zeminini oluşturdu. O dönem iki partinin Lideri de basiretli davranamadılar. Parti taassubu, kardeşlik şuuruna galip geldi. Şimdi aynı oyun bir defa daha sahneleniyor. Partilerin içinde her zaman bir yerler adına çalışan elemanlar olmuştur. Kritik dönemeçlerde bunlar birden bire devreye girerek her şeyi tepetaklak ederler. Bir müddet sonra insanlar kendilerini hiç ummadıkları bir noktada bulurlar.
Meclisteki son kavgaya bir de bu açıdan bakmakta fayda var. Bu kavganın MHP ye yaradığını söyleyen bir izan sahibi çıkar mı? MHP, AK partiyle tokuştu, CHP zevkten dört köşe oldu. Siyaset bir kavga sanatı değildir. Politikada dövüşenler kendi kendilerini tasfiye ederler. Osman Durmuşun o günkü konuşmasında en küçük bir fikir kırıntısı var mıydı? Muhafazakâr bir tabana hitap eden bir partinin sözcüsü, “sizi gidi beyaz gömlekliler, Peygamberin karısını niye GATA’ YA almadınız” diyebilir mi?
MHP yanlış yolda yürüyor. CHP ile karışık kuruşuk çevrelerle iş birliği ederek AK partiyi dövmek MHP ye şeref kazandırmaz. Geçmişte MHP bütün şan ve şerefini Sola karşı verdiği onurlu mücadele ile kazanmıştı. Şimdi CHP’nin yumruğu ile AK partiyi dövüyor. Gittikçede sekülerleşerek ülküsünü, geleneklerini kaybediyor. Siz bakmayın bazı yazarların Bahçeli övgülerine. Bahçeli’yi MHP’yi iyi yönettiği için değil, içini boşaltıp, onların istediği çizgiye getirdiği için övüyorlar.Bu kavga ne partilere ne de millete yarar.MHP-AK parti kavgası sadece Ergenekonculara, CHP ye ve statükoculara yarar.MHP, CHP’nin iktidarı için değil Milletin iktidarı için çalışmalıdır.Milli iktidarın yolunu açacak hamlelerde AK partiye destek olan bir MHP kendi iktidarının da yolunu açar. Böyle bir siyaset de Durmuş ve benzerleriyle olmaz.