Bir hikayedir ama gerçeklik payı da var. Onun için bu hikayeyi sizlere de aktarmak istiyorum:

İki arkadaş bir mezarlığın yanından geçiyorlarmış. Birisi ötekine:

- Arkadaş! Fatiha okumasını bilir misin? diye sormuş. Öbürü:

- Hayır, bilmem, Ya sen? diye soruya soru ile cevap vermiş.

- Bende bilmem demiş arkadaşı,

- Peki bu mezardaki ölüler bizden Fatiha bekler. Fatiha okumadan geçersek bize beddua ederler, ne yapacağız.? sorusunun muhatabı:

- Emekleyerek geçelim bizi eşek sanıp Fatiha beklemesinler, demiş.

Evet, hikayemiz böyle. Yorumlamayacağım bu hikayeyi herkes kapasitesi oranında bu nakilden payına düşeni anlasın.

Ele alacağım konu şu: İslâm'ın ilk emri İkra (Oku) ile başlamıştır. Rabbimiz kendi adını zikrederek okumamızı emretmiştir. Maalesef Müslümanlar Allah'ın bu emrini Nasreddin Hoca'nın eşeğine ters binmesi gibi anlıyor tavrı içindeler. Allah (c.c), İkra (Oku) buyurdu; Müslümanlar (çok azı müstesna) Lâ ikra (Okuma) şeklinde anlama basiretsizliği içindeler. Genel olarak Müslümanlar okumuyor. Evlerdeki kitaplar maalesef sadece dekor olarak bulunduruluyor. Görünümü zengin göstermek için kullanılıyor.

Türkiye'de rejimi elinde bulunduran güç milletin okuyup öğrenmemesi için büyük güç harcıyor. Okul kapılarından kendi milletinin evlatlarını geri çeviren düzen, mutlu eden düzen değil, başbelası olan düzendir. Böyle bir belaya dünyanın hiçbir yerinde rastlamak mümkün değildir.

Bu ülkede 15 yaşından önce Kur'an okumak kanunla yasaklanmıştır. Müslümana Kitab'ını okumayı yasaklayan zihniyet beladır, felakettir.

Egemen güçler ellerindeki imkânları kullanarak okumayı engellerken, Müslümanların bu uygulamaya karşı kullandıkları tezleri var mı? Yoksa tezlerini tesbit etmek zorundadırlar.

Müslümanın evi günümüzde verimli bir okul gibi işlev yapmıyorsa o ev Müslüman evi olamaz.

Müslümanlar! Okuyun Allah aşkınıza.

Önce Kur'an'ı okuyun. Hadis kitaplarını okuyun. Dünyayı-âhireti kazandıracak kitapları okuyun.

Okumak insan için bazen bir sığınaktır. Okumak gezmektir, ibret almaktır, farklı boyutlara girmektir. Kitaptan kopuk bir topluluk millet olamaz, o ancak bir yığındır, sürüdür. İdarecilerin istediği de toplumun sürü gibi olmasıdır.

İnsan kitaptan ayrı olamaz. Bize insanlığımızı kitaplar öğretir.

Okumak, hastalığı tadevi etmektir. Akıllı insanlar okuyarak bilgilerini artırırlar.

1998 yılı istatisliklerine göre kitap okuyanların sayısı onda bire düşmüştür. Nüfus artıyor, okuyan sayısı düşüyor. Türkiye okunmayan kitap cehennemi oldu.

Fatiha okumasını bilmeyecek kadar ülkeyi eşekleştirmeye çalışan merkeplere inat okuyalım.

Allah'ın adıyla Allah'a kulluğu öğretecek başta Kur'an olmak üzere herşeyi okuyalım. Emekleyerek geçmeye râzı olmamak için okuyalım.