Kafası dik Müslüman olmak
Sizin yaşadığınız coğrafî sınırların içinde, kendilerini egemen kabul eden birileri, İslâmî olan her şeye âdeta kendi güç alanlarını kaptıracaklarmış gibi bir tavır sergiliyorlarsa;
Kamplarında, kampüslerinde, lojmanlarında ve bulundukları mekânlarda kendi düşünce ve dünya görüşleri dışında hiçbir tarza tahammül edemeyen "gemen"ler varsa;
İslâm'ı hatırlatan bir durumla karşılaştıklarında sıtmaya tutulmuşçasına bir tahammülsüzlük içindekilerin akılalmaz zulümleri sergileniyorsa;
"Selâmün aleykum" deyip kendilerine yaklaşamadığınız zorbaların çıkardığı zorluklar arş-ı alâyı titretecek kadar zulüm içerir hale geldiyse;
Kendi yetki alanlarının kapısına nerede ise "Buraya Müslümanlar giremez" diye levha asacak kadar vahşice terör havası estirerek insafsızlık sergiliyorlarsa;
Birileri, hakiki Müslümana ve Müslümanlığa karşı kudurmuşçasına bir tavır gösteriyorsa;
Bulunduğunuz veya bulunmak istediğiniz ortamlarda kimlik ve kişiliğiniz hor ve hakir görülüyor, insanlık dışı tavırlı birileri hakiki Müslümanları itilmiş-kakılmış muâmelesine mâruz bırakıyorlarsa;
Bu ahval ve şerait/şartlar içinde, Müslümanlara çok önemli ve ivedilikli vazifeler düşmektedir. Bu şartlarda Müslümanlar:
* Müslümanım demekten çekinir olmaktan uzak olmalıdırlar. Çünkü Müslümanlık en büyük kahramanlıktır. Böyle durumlarda "Ben Müslümanım, kimliğim ve kişiliğim budur. Sizin en üstününüz de benim" diyebilmesi keramettir. Aşağılık duygusu Müslüman için zaiddir.
* Her mü'min, Müslümanlarda bulunması lâzım gelen bütün meziyetleri açıkça yaşamalıdır. Müslümanlar bütün görüntüleriyle yürüyen birer Kur'ân olma özelliğini açıkça göstermelidir.
* Yaptıklarını Allah (CC) rızası için yapmalı; yapmadıklarını da yine Allah rızası için yapmamalıdır.
* Müslümanların elinde olumsuzluklardan kurtulabileceği üç kademeli bir imkân var. Bunlar:
a)El,
b) Dil ve
c) Kalp.
Peygamber (SAV) Efendimizin şu Hadis-i Şerif'ini hatırlayalım:
"Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin...
Gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin...
Buna da gücü yetmiyorsa, kalbiyle düzeltsin... Bu iman(a dayalı icraat)ın en zayıfıdır." (Müslim, İman 78)
Hadis-i Şerif'ten aldığımız mesaj şudur:
Bütün olumsuzluklara yapılacak muamele, bu olumsuzlukları, tepki göstererek kabullenmediği ifadesinde bulunmak.
* Her Müslüman, hayatını İslâm'ın yaşanır hale getirilmesine adamalıdır. Aslında bu davranış ve düşünüş bütün dünyayı Müslümanlaştırmaya atılan adımdır. Bu vazife de Peygamberimiz Efendimiz tarafından işaret edilmiştir. Buyurmuştur ki:
"Yeryüzü benim için mescid kılındı." (Buhari, Teyemmüm, Tecrid-i Sarih Terc. C/2, Sf: 245, H.No: 223)
Bunun mânâsı şudur:
Ey ümmetim! Mescidler günah işlenilmeyen mekânlardır. Dolayısıyla hepinizin vazifesi yeryüzünü günah işlenilmeyen bir mekân haline dönüştürmektir. Bunun çalışmasını yapmakla mükellefsiniz...
Diyeceğimiz şudur: Her Müslüman müslümanlığını yaşayacağı ortamlarını hazırlamakla yükümlüdür. Bunun yolu da Kur'ân ve Sünnet'e sarılmak, bunlarla kemâle ermek; böylece insanlığın ıslâhına çalışmaktır. Bu da Müslüman olmanın şuuruna ermekle mümkündür...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.