Artan boşanma oranlarının modern illeti
Çağdaş dünyada evlilik müessesesinin çabuk yıprandığı durumu, bireysel düzlemde esefle gözlemlediğimiz bir vaka. İstatistikler de bu sosyal sorunun varlığını doğrulamakta ve giderek artacağının da sinyallerini vermektedir.
Nikahın modern dönemlerde zamana karşı dayanıksız kalması, “Ne oluyor?” sorusunu aslında her kesimde sordurmaktadır.
Öncelikle şunu söyleyelim: Geleneksel kültürünü çatlatan, sâbit değerlerinde tereddütler yaşayan ve modern hayat tarzına yelkenlerini açmış her toplumda yaşanan bir fenomen bu. Doğu’da da Batı’da da durum değişmiyor. Müslüman ve Hıristiyan dünyada da, Hindu ve Budist dünyada da durum aynı.
Bunun temel nedeni, evlilik müessesesinin toplumların modernleştikleri ölçüde zamana karşı dayanıklılığını yitirmesinde yatmaktadır.
Boşanmayı mutlak anlamda olumsuzladığım sanılmasın. Evet, boşanma tarihin her döneminde sosyal bir olguydu, bunu görmezden geliyor değilim. Boşanmanın da zaman zaman bir çözüm olduğu, bazen de kaçınılmaz olduğu hâller elbette vardır. Böyle olmasaydı meşru olmazdı zaten.
Ancak dünkü boşanma sebepleriyle bugünkü boşanma sebeplerinin ortak noktalarına bakarak yaşanılanın sadece tarihin bir tekerrüründen ibaret olduğu sonucuna varmak, bugün yaşanılanı iyi tahlil edememek anlamına gelir.
İnsanoğlu kadar eski olan evlilik kurumu toplumların algı dünyalarındaki dönüşüme paralel dönüşüyor, bu zeminde evlilikten beklentiler farklılaşıyor, kutsalla anlamını bulan nikah anlam zenginliğini kaybediyor.
Boşanma oranları bugün olduğu gibi büyük toplumsal bir soruna mâzide dönüşmediyse, evlilik müessesesinin kendisini tehdit eden bir noktaya hiç ulaşmadıysa, sebebini bahsettiğim algı dünyasındaki dönüşümde aramak gerek.
Bugünkü sorunun çapının küresel boyutlara ulaşması insan neslinin sayısının artması, istatistiklerin düne nazaran bugün daha bilimsel yapılması, dünyanın bir köşesinde yaşanan hadiselerin iletişim teknolojisi sayesinde diğer köşelerinde de akis bulması gibi nedenlerle izah edilemez, çünkü sorun daha derinlerde.
Bu tür açıklamalar bir yere kadar geçerli olmakla beraber, yaşanan vakayı izah etmekte yetersiz kalmaktadır. Oysa sorunun özünü, tekrar etmekte fayda görüyorum, modern insanın zihin kurgusu ve bu kurguya paralel hayattan beklentileri oluşturmaktadır.
Malum olduğu üzere modernitenin sert çekirdeğini ve temel dinamiğini sekülerizm dediğimiz dünyevîlik ideolojisi oluşturmaktadır. Yani dünyayı esas alan bir hayat algısı ve bunun oluşturduğu zihin kodlarının yön verdiği insan refleksiyle karşı karşıyayız.
Bu tasavvur, dünyayı ve şimdi yaşanan zaman dilimini öncelediği ve hatta tek amaç kıldığı için, doğal olarak sâbit değerleri, kadîm geleneklerin, dinlerin vaadettiği fizik ötesi sonsuz hayat inancını fazla önemsemez. Algısı gereği dinlerin vaadettiği cenneti yeryüzünde arar. Bu perspektifin cennet arayışını âhiret hayatına kadar ertelemeye ne sabrı ne de inancı vardır.
İnananların bu dünyada elde etmeyi umdukları nimetler ahiret hayatına öncelenen bir arayış olamaz, olmamalıdır. Ve onların yaşam tarzları, cenneti bu dünyada arayanların yaşam tarzları ve öncelikleriyle örtüşemez, örtüşmemelidir. Tam da burada bir kırılma yaşandığını söylemek durumundayız.
“Bu anlattıklarınızın boşanma oranlarının artmasıyla ne alakası var?” derseniz şunu derim:
Moderniteye paçasını kaptırmış insanın, buna Müslümanlar da dahil, hayattaki öncelikleri modern dünyanın önceliklerine göre şekillenmektedir.
Şuur dünyasında moderne doğru kayan Müslüman, kendisine itiraf etmese de yeryüzünde bir cennet arayışına girmeye başlamaktadır. Mânevi anlamda değil ama fizikî boyutta evinin cennet evlerinden birisine, eşinin de cennet eşine dönüşmesini ummaktadır. İmkânsız isteklerin yaşanan hayatta karşılığının olamayacağı ve bunun da farklı sorunları tetikleyeceği açıktır.
Velhâsıl, hayat, modern evlilikler için çok uzun. Eşler, evlilikten umduklarını bulamayınca, çareyi hızlı çağın ruhuna uygun hızlı boşanmalarda arıyorlar. Bu da dünya cennetini dünyada kuramayan modern yığınlarda hayâl kırıklığı üretmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.