Numan Kurtulmuş ne söyledi, onlar ne anladı?
Geride bıraktığımız haftanın belki de en önemli gündemi CHP lideri Deniz Baykal’ın Saadet Partisi ile ilgili sözleriydi.
Gerçi siyaset böyle bir şey olsa gerek, bazen söylenenlerin hakaret mi, iltifat mı olduğunu anlamakta güçlük çektiğiniz oluyor.
Baykal ve partisi CHP’nin Saadet Partisi’ni ya da en temel haliyle Milli Görüş camiasını sevdiğini, bu camiaya ait düşünceleri benimsediğini, aynı merkezde buluştuğunu söylemek ne kadar akıllıca olur malum.
Bu nedenle de, Deniz Baykal’ın, “AK Parti ile koalisyon yapmaktansa, SP ile tercih ederim. Numan Kurtulmuş düzgün adam” şeklindeki sözlerini iyi analiz etmek gerekiyor. Saadet Partisi ile AK Parti arasında oluşturulmak istenen uçurumun bir basamağı da bu olsa gerek.
Farklı olarak algılanan ya da farklı olarak yansıtılan iki camianın bir tarafında düzgün adamlar varsa öteki tarafa yapılan büyük bir hakaret var.
Devamı nasıl geldi peki?
Buna geçmeden önce Baykal’ın sözlerini AK Parti karşıtlığının en büyük göstergesi olarak da nitelendirmenin mümkün olabileceğini belirtmek istiyorum. Zira, “Saadet Partisi ile bile” koalisyon yapabilecek noktaya gelmek, “Ak Parti olmasın da kim olursa olsun, hatta Saadet Partisi bile” mantığının bir tezahürü. Bu da aslında Saadet Partisi’ne ağır bir hakaret bence. Kim, “Baykal, Saadet Partisi’ni ve Milli Görüş camiasını seviyor, görüşlerini benimsiyor, ortak bir paydada buluşabilirler” diye bir savunma yapabilir?
Bunu çürütmek için tek bir örnek yeterli: Başörtüsü.
Başka bir kelimeyi sarfetmek bile bana göre aptallık.
Bunu geçelim, asıl sorun Deniz Baykal’ın sözlerinin ardından yapılan yorumlar ve söylenenlerin yansıma biçimi.
Herkes gibi biz de hem Deniz Baykal’ın açıklamalarını hem de Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un değerlendirmelerini dikkatlice takip ettik. Bütün ayrıntılarını analiz etmeye çalıştık ve şu sonuca vardık:
Saadet Partisi, millet menfaatine olacak her türlü oluşumda yer alır, buna öncülük edecek ya da bunun bir parçası olacak herkesle yol alır. Bunda bir terslik var mı; hayır. Bu normal mi peki; elbette. Bundan daha mantıklı, daha doğal bir şey olabilir mi; tabi ki hayır.
O halde yorumlara bakalım.
Bir çok haber portalı, Kurtulmuş’un açıklamasını “CHP Saadet Partisi” ittifakına yeşil ışık olarak lanse etti.
Gerçekten böyle miydi peki; bence kesinlikle hayır.
Numan Kurtulmuş, Türk siyaseti için büyük bir kazanım olarak gördüğüm bir isim. Elbette ki Türkiye’nin siyasi tarihine damga vurmuş bir hareketin bir parçası olarak, en önemlisi bir siyasi parti lideri olarak, millet menfaatine gördüğü her projeye kapıları açık tutacak. Elbette ki, bu konudaki ittifak teklifleri için olumlu cevaplar verecek.
Ama Kurtulmuş’un açıklamasında çok önemli bir nokta vardı ki, aslında bu Deniz Baykal’a ve onun sahip olduğu zihniyete bir balyozdu.
Kurtulmuş’un “Böyle bir aritmetik ortaya çıkarsa kişisel görüşlerimiz değil, programımız ve prensiplerimiz çerçevesinde değerlendiririz. Ancak önceliğimiz millettir. Milletimizle bir büyük ittifakı gerçekleştirmektir. Bu nedenle milletimizin tercih ve öncelikleri, bizim tercih ve önceliklerimizdir. Saadet Partisi olarak Türkiye'nin önünü açacak ülkemizi refah, adalet ve özgürlük yurdu haline getirecek her türlü öneri, program ve çözüm arayışında bütün partilerle ve herkesle işbirliği yapmaya hazırız” şeklindeki sözlerinin içinde CHP’nin hakkıyla savunduğu kaç madde var?
Birileri neden Saadet Partisi’ni, CHP’ye müteşekkir noktada göstermeye çalıştı, bunun takdiri de elbette ki okurundur, milletindir yine.
Sağduyulu olarak nitelendirdiğimiz bazı medya kuruluşlarının bu yola başvurmasında, Kurtulmuş’un açıklamalarındaki mesajlardan çok teşekkür ifadelerini defalarca ara başlıklar halinde vermesine anlam vermeye çalışırken, ilginç bir kulis bilgisi ulaştı elime.
İnternet medyasının önemli sayılabilecek haber portallarından, sağduyulu medyanın bir parçası olarak nitelendirilen bir kuruluşun Genel Yayın Yönetmeni ile SP lideri Numan Kurtulmuş arasında geçen soğuk bir diyalog…
Kurtulmuş’un, bir ziyareti sırasında karşılaştığı ve aslında "çoook eski arkadaşı" olduğunu öğrendiğim Genel Yayın Yönetmeni’ne, “Benim cenazem dahi olsa bir kelime yazmanızı istemem” dediğini duydum.
E haliyle, Saadet Partisi’ne ve Numan Kurtulmuş’a yönelik bu tarz haberleri ve yorumları normal karşılamak gerek. Siyasette tabi ki bu tarz nezaket içeren cümleler sarfedilir. Numan Kurtulmuş da Türk siyasetinin en “efendi” simalarından biri olarak bilinir. Ama asıl mesajını gözden kaçırmak ve CHP liderininkine benzer bir hakarette bulunmak da affedilir gibi değil.
“Millet” midir o açıklamadaki mesaj yoksa “Baykal’a teşekkür ederim”, “Ön yargımız yok” ya da “İş birliği yapmaya hazırız” mı?
Hangisi?
Peki bu medya kuruluşu hangisi?
İyi haftalar efendim...