Devlet Bahçeli bunu da mı bilmiyor?
“Herkesin kendine sormakla mükellef olduğu bir soru var, özellikle MHP’lilerin. Bu reformu desteklemek mi MHP ye itibar kazandırır, yoksa karşı çıkmak mı? Hangisi MHP’yi büyütür? Bu sualin cevabı açıktır. Siyaset yapmaktan davalara bakmaya zaman bulamayan bir yargı sisteminin derhal gözden geçirilmesi gerekir. Buna en çok MHP’nin destek olması icap eder. Çünkü MHP, lideri, yöneticisi ve üyesiyle bu taraflı yargının mağduru olmuş bir harekettir. Hadi bahçeli bilmiyor, o zindanlarda ömür tüketenler, gece koğuş kapısı açıldığında 'buraya kadar' diyip idam gömleği giydirilmeyi bekleyenler de mi bilmiyor? Bunca acıyı, bunca zumlu işkencecinize yaltaklanmak için mi çektiniz?” diyordu bir yazısında değerli büyüğüm İrfan sönmez.
MHP son yıllarda öyle büyük hataların altına imza attı ki. Referandum’da başlattığı ‘hayır’ kampanyası belki de MHP için bir dönüm noktası oldu. Kendi tabanı dahil, toplumun tüm kesimlerinden gelen tepki ve uyarıları görmezden gelen Devlet Bahçeli yönetiminin son olarak yargı reformuna karşı çıkması ve AK Parti’yi yandaş yargı oluşturmakla suçlaması, bu yolla CHP’nin dümen suyuna gitmesi, statükocularla, sözde ulusalcılarla aynı dili kullanması yeni bir facianın habercisi gibi duruyor.
Yaklaşan Haziran seçimleri öncesinde sanki gizli bir el MHP’yi barajın altına itmek için düğmeye basmış gibi.
Alın size çok çok önemli bir hatırlatma:
DYP-SHP Koalisyon Hükümeti'nin Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın yaptığı kadrolaşma yıllarca tartışıldı. Hatta 1998 Yılında bu konu hakkında, Meclis'te büyük tartışmalar yaşanmıştı. Meclis Genel Kurul'unda 6 Ekim 1998 Salı günü 20. Dönem 4. Yasama Yılı 2. Birleşim'inde bu konu hakkında bir soru önergesi veren milletvekilleri, 94-95 yıllarında yapılan kadrolaşmanın incelenmesi talebinde bulunmuşlardı.
SHP’li Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, parti kongresinde kadrolaşma ile ilgili şu skandal sözleri sarf etmişti: “Seyfi Oktay zamanında 2 bin civarında hâkim alındı. Benim dönemimde de bin civarında hâkim alındı. 3 bin hâkim alındı. Bu örgüte kadro vermeyecekler, kime verecekler. MHP’ye mi verecekler? Olur mu öyle şey? Yapılacak en akıllı hareket, kendi devri iktidarında örgütleneceksin, kadrolaşacaksın, bu kadrolar günün birinde gelecek, senin yolunu açacak.”
Moğultay tarafından yapılan kadrolaşmanın kendisi tarafından da itiraf edildiğinin kanıtını gösteren vekiller bu konuda bir araştırma yapılmasını istemiş, konu ile ilgili itiraflarını da yeniden gündeme getirerek işin vahametini ortaya koymaya çalışmışlardı.
Bugünkü yargı sisteminin kaynağını bile bile, bunun değişmesinin önünde durmak MHP’ye 12 Eylül referandumunda “hayır” diye haykırmaktan, kampanya yürütmekten, meydanlarla boğaz patlatmaktan daha büyük bir darbe vurmaz mı?
Hadi İrfan Sönmez’in dediği gibi, Bahçeli zindanlarda ölümü beklemenin ne demek olduğunu bilmiyor, bunu da mı bilmiyor? Bahçeli hangi yargı sistemini savunuyor, CHP’nin savunduğu sistemi mi? Yasaktan başka bir şey bilmeyen statükocuları mı? Siyasetle uğraşmaktan dosyalara bakamayan yargıçların savunduğu sistemi mi?
MHP nerede, kimin yanında duruyor?
Kendi tabanını bile referandumda ikna edemeyen, büyük kayıplar yaşayan MHP’nin yine aynı gayretle yargı reformuna karşı çıkması kaç şeyle açıklanabilir?
İyi haftalar efendim…