Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın ölümü bile...
Evet NTV canlı yayınında Ruşen Çakır’ın ağzından dökülen “itiraf gibi” birkaç kelime bu…
Bütün yaşamını ülkesine, İslam alemine ve tüm insanlığa hizmete adamış, büyük bir çınarın, son nefesini verene kadar bir adım geri atmaması bu…
Nasıl anlatılır, kaç kelime, kaç cümle, kaç paragraf, kaç kitap, kaç ansiklopedi hatta kaç kütüphane dolusu anlatılır bilemem.
Bildiğim tek gerçek, insanlar onu anlayamadıkları ve söylediklerini “hayal ürünü” olarak gördükleri için sadece bu ülke değil, İslam alemi ve insanlık büyük yaralar aldı.
Bir yerden başlamaya gerek yok, sadece Siyonizm’in dünya emellerini ifşa etmesine bakın. Kurulan tuzakların, oynanan oyunların tarihsel seyri içindeki tespitlerine bakın.
Eskiyen dünya düzenlerinin, Birleşmiş Saçmalıkların (BM), NATO enkazının artık bir gelecek vaat edemeyeceğine yönelik analizleri, İslam alemi ve insanlığın geleceği için yeni ve adil düzenlerin, adil sistemlerin kurulmasına yönelik tespitlerine bakın…
“3 ilkesi vardı” dedi Yasin Hatipoğlu…
Onun ilkeleri, onu hayalperest görenlerin hayallerini bile zorluyordu. Bunu yapabileceğini bildiklerinden, adını duyduklarında titrediklerinden, ona selem verenlerin sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında sesini kesmek için akıl almaz yollara başvurdular.
Neden, “yeniden büyük Türkiye, yaşanabilir bir Türkiye ve yeni bir dünya düzeni” istediği için.
Bugün insanlığın öldüğü bütün coğrafyalara bakın, İslam coğrafyasına bakın, onun ortadan kalkmasını istediği eski köhnemiş despot sistemlerin acıları kan ve gözyaşı olarak kendisini gösteriyor.
Erbakan eline geçirdiği her fırsatta yaşanabilir bir Türkiye, yaşanabilir bir dünya ve yeni bir dünya düzeni için çalıştı.
Erbakan’ın hayalperest olduğunu düşünen ahmaklar, yetiştirdiği değerlerin hangi makamları süslediğine bir baksın.
Erbakan’ın ve onun oluşturduğu siyasetin ne kadar verimli olduğunu görmek isteyenler, bakanlık koltuklarına, başbakan yardımcılığı koltuklarına, meclis başkanlığı koltuklarına, başbakanlık koltuklarına ve cumhurbaşkanlığı koltuğuna baksınlar.
Her seçim öncesinde “Milli Görüş elbette iktidar olacak” dediğinde, “Hoca uçuyor” diyen zihinsel özürlüler onun yetiştirdiği öğrencilerin iktidarlarına bakıp onun neden böyle bir şeyi ısrarla söylediğinin sırrını araştırsınlar.
Şimdi “Erbakan öldü” diyenler, 28 Şubat’ta “Topyekün savaş, 1000 yıl sürecek” diyenler, onun bıraktığı mirasın bu ülkeyi, belki bu coğrafyayı ve belki de bütün dünyayı kaç yıl yöneteceğinin hesabını yapsınlar.
Evet bu tür insanlar seçilmiş insanlardır. Bunlar öyle bir görüşün, bir siyasi partinin, bir ideolojinin parçası değillerdir. Erbakan, değerli Ağabeyim Dr. Selçuk Özdağ’ın deyimiyle, “Sadece Milli Görüş hareketinin, sadece 'Akıncılar' hareketinin lideri değildir. Erbakan, milletin ortak değeriydi ve ümmetin ortak değeriydi. Kişiler ölür ama davalar ölmez, eskimez, pörsümez. Bu dava İslam ve insanlık davasıdır."
Şimdi bize düşen senin azılı düşmanlarının itiraflarını dinledikçe el kaldırıp rabbimize şükretmek ve sana bol bol dua etmek…
Senin emanetin “EMİN” ellerde Hocam.
Allah Senden Razı olsun. Allah mekanını cennet eylesin. Allah senin gibi düşünen, senin gibi gören, senin gibi dertlenen yöneticileri bu ülkeden eksik etmesin.
Dilerim yaşamın gibi, ölümün de Türkiye’ye, bu coğrafyaya, İslam alemine ve tüm insanlığa daha büyük hizmetler yapar.
Ne mutlu sana Hocam…
Geride öyle güzel bir eser bıraktın ki…
Ne mutlu sana Prof. Dr. Necmettin Erbakan.
İnsanlığın başı sağolsun…