AK Parti, o ülkücüleri unuttu mu?
TBMM'de önceki gün gerçekleştirilen oturumda seçim kararı alındı. 12 Haziran'da genel seçimler yapılacak. Seçimin kaderi bu bir iki hafta içinde verilecek kararlarla belirlenecek. Aday adayları arasındaki ön seçim veya temayül yoklamaları Mart ayının sonuna kadar bitirilmiş olacak. Nisan ayının başlarında partilerin hangi adaylarla seçime gideceği kesinleşecek.
MHP seçim beyannamesini geçen ay basına sunmuştu. Yoksullukla mücadele ağırlıklı beyanname MHP'nin seçimde izleyeceği yolu gösteriyor.
CHP seçim beyannamesini açıklamadı ama stratejisi aşağı yukarı belli. Bu seçimde din karşıtı imajını yıkmak için ilahiyatçı aday veya adaylar biraz daha görünür olacak. Nitekim Üniversiteden transfer edilen Muhammet Çakmak’ın sık sık TV'lerde arzı endam etmesi bunun göstergesi. Herkes zayıf tarafını onararak seçim meydanlarına inmeye çalışıyor. Bu bağlamda MHP'nin bir süre önce bazı ülkücüleri saflarına katması biraz da ülkücüler dışlanıyor eleştirilerini bertaraf etmek içindi. MHP güya ülkücü bir parti ama en çok da ülkücüleri dışladığı için eleştiriliyor. Referandumda bu tip tenkitler etkili olduğu için MHP kendine bir iki yama atarak bu zaafını kapatmaya çalışıyor.
Seçimde işi en zor partilerin başında AK Parti geliyor. Balı olanın sineği bol olur derler. AK Parti adaylar için en ballı parti. Onun için geleni gideni çok olacaktır. Bunların arasında en yüksek karakterli olanları çıkarmak büyük çaba ve dikkat istiyor. Bu kadar aday arasında siyasete elverişli, yeni dönemin gerektirdiği şartlara en uygun adayları süzüp çıkarmak çok zor.
AK Parti bir merkez partisi. Geçen seçimde tercih edilen adaylara bakıldığında sosyal demokratından muhafazakarına, Liberalinden, Milli Görüş kökenli olanına kadar her görüşten insanın aday yapıldığı görülecektir. AK Parti'nin tek eksiği Ülkücü ayağının olmamasıydı. Referandumda bu ayağın ne kadar önemli ve gerekli olduğu görüldü. Bir merkez partisinin herkese kucak açarken ülkücüleri ihmal etmesi doğrusu büyük bir eksiklik. Referandumdan sonra ülkücüler içinde bağımsız düşünen bir grubun aday yapılacağı yazılıp çizildi. Hatta bazı isimler de zikredildi. Ama sürecin iyice daraldığı şu günlerde nedense Ülkücülerle ilgili herhangi bir adım atılmadı.
AK Parti'nin her kesime kucak açarken toplumun bu kesimini görmemesi önemli bir zaaftır. Üstelik bu ihmalin devam etmesi MHP'yi ülkücülük üzerinde tekel kurmaya, AK Parti'yi de toplum nazarında sola açık Ülkücülere kapalı bir mevkiye iter... Merkez partisi herkesin partisidir. Başbakan 12 Eylül referandumda bu kanadın önemini anladığını ifade eden açıklamalar yapmıştı. Aradan aylar geçti. Başbakan’ın sözleri henüz pratiğe yansımadı. AK Parti Ülkücüleri ihmal ederse hem Devlet Bahçeli’nin ekmeğine yağ sürer hem de önemli dönemeçlerde referandumda gördüğü desteği bir daha bulamaz. Ülkücüler MHP'nin tekeline bırakılmayacak kadar önemlidir. Bunu referandumda hep beraber görmedik mi?