Tâbi olunacak merci
Muhterem Müslümanlar!
Mahlûkatın içinde (sayısı ancak Allah'a malum olan) en değerli varlık insandır.
İnsanların içinde en değerli insan peygamberlerdir.
Peygamberlerin içinde en değerli peygamber HzMuhammed Mustafa (SAV)'dır.
Peygamberlerden sonra en değerli olan, Hz.Ebubekir Sıddık (RA) geliyor.
Yeryüzüne (sayısını ancak Allah (CC) bilir), rivayetlere göre 124 bin veya 224 bin peygamber geldiği ifade ediliyor. Bunların hepsinin belli bir sayıda ümmetleri gelip geçmiş. Bu ümmetlerin içinde de en hayırlı, en değerli, en kıymetli, en feyizli ümmet Ümmet-i Muhammed Mustafa'dır. Bu, Kur'ân-ı Kerîm'de de açıkça beyan edilmiştir.
Yeryüzünde peygamberlere ümmet olanların içinde en hayırlısı, en kıymetlisi Hz. Muhammed (SAV)'e tâbi olan ümmettir. O ümmetin içinde bizler de varız, inşaallah...
Muhterem Müslümanlar!
Peygamberimiz Efendimiz doğunca bin yıldan beri yanan İran'daki ateş söndü. Kisralar şaşkınlıklarını gizleyemediler. Bu ateş neden söndü? Nasıl söndürüldü? Ateşi söndüren kimdi?
Bakınız!
l Ormanlarımız ateşlerin altında cayır cayır yanıyor.
l Ekonomimiz fâiz ateşiyle cayır cayır yanıyor.
l Sokaklarımız, caddelerimiz, çarşılarımız, sahillerimiz çıplak kadınların şehvet ateşiyle yanıyor.
l Paramızın değeri enflasyonla yanıyor.
l Kültürümüz yanıyor.
l Haysiyetimiz yanıyor.
l Her şey yanıyor ve sönmek bilmiyor.
Ateşi söndüren su'dur. Su'yun bir başka adı yağmur, yağmurun bir başka adı Rahmet'tir. Allah'ın âlemlere gönderdiği Peygamberin evsafı Rahmetenlilâlemîn'dir. Peygamberimizin gönderilişini Allah (CC) rahmet olarak bildiriliyor. Rahmet de ateşi söndürdüğüne göre, İran'ın ateşinin söndürülmesi gayet normaldir.
Bin yıl yanan ateş Rahmetenlilâlemîn'in gelişiyle sönüyor da bizim ateşimiz neden sönmüyor?
Burayı çok iyi düşünmemiz gerekiyor.
O'nun getirdiği mesajı hayatımızda hissetmedikçe yangınlar devam edecek.
Yangınların söndürülmesi Rahmetenlilâlemîn'e tekrar teveccüh etmemize bağlıdır. Çünkü O, ateşleri söndüren Rahmettir. Cinayetleri, bunalımları, felâketleri söndüren Rahmettir.
Kâinatın Seyidine, âlemlerin Rahmetine bugün her zamandan çok daha fazla günümüzde ihtiyaç vardır. Zamanımız korkunç cinayetlere, sıkıntılara, buhranlara ve bunalımlara sahnedir ki, izahı mümkün değil. Bunun için bugün, Allah'ın Rasulü'nü daha köklü anlamak zorundayız.
Ama gelin görün ki, o televizyondan bu televizyona taşınan, gazetelerde kendisine sahifeler ayrılan bir takım geri zekâlı ebleh, kafları örümcek dolu iblisler; bir takım mihrakların şişirmesiyle Peygamberimiz Efendimiz'den, sünnetlerinden, hadislerinden şüphe uyandıracak beyanlarda bulunduruluyorlar.
Muhterem Müslümanlar!
Şu anda dünya üzerinde hâdislerin düğümlendiği, devletin kilitlendiği, hiçbir meselenin çözülemediği hiçbir ülke kalmadı. Böyle bir durumda mağdurlar ve mazlumlar:
"-Neredesin Ya Rasûlallah?" diye Efendimiz'e seslendiği sırada bu liboşlar Rahmetenlilâlemîn hakkında uydurmadık yalan, atmadıkları çamur, dolamadıkları iftira barıkmıyorlar.
Bunlara ve arkalarındaki kâfirlere karşı dikkatli olmamız lâzım.
Peygamberimiz Efendimiz: Kur'ân ve Sünnete sarılırsanız sapıklığa düşmezsiniz" buyuruyor. Bugünkü sapıklıkların sebebi bu iki emanete ihanettir.
Açıkça ifade ediyoruz ki, problemlerimizin yegane çözümü Hz. Muhammed'e tâbi olmaktır. Bunu kâinata duyurmamız lâzımdır. Bu hepimizin görevidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.