Okuyuşu ok gibi olmalı
Kur’an, Allah’ın insanlarla konuştuğu kelamı, talimatı, kanun ve nizamıdır. O’na tâbi olana Müslüman denir. Kur’an yaşamak için okunur, amel etmek için dinlenir. Bu samimiyet içinde okunan Kur’an ruhları da tedavi eder. O, hem dünya, hem ahiret içindir. Tâbi olanlara kul, rehberimiz, Peygamberimiz Efendimize inananlara da ümmet denir.
Kur’an, katıksız Allah kelamıdır. Her âyet, her sûre insanı hedef alır, insanların Allah’a kul olmasına davet çıkarır. Dünya ve ahiretin saadetini bildirir.
Allah her şeyi bilir. Riya istemez. İhlas ister, samimi bir inançla Allah’a yönelinmesini ister. Samimiyet ve dürüstlük ister. Kur’an okununca Allah’ın konuştuğunu, huzurda olunduğunun bilincini ister, iki yüzlü, çıkarcı, gününü gün eden, Kur’an’dan menfaat sağlayıp insanları aldatanları sevmez. Bu tür insanlara Allah:
“Benim ayetlerimi, az bir fiyatla değiştirmeyin.” (Bakara 41) ikazını yapar. Bunlar görünüşü ile insan, şekli ve şemali ile insandır. İçi ise, irin, riya ve fısk doludur. Kuzu postunda kurttur. Onlar, Kur’an okuyuşları ile insanları mest eder, cüşu huruşan eder... Hedefi dünya olduğu için de ahirette onlara bir şey yoktur. Allah Resulü’nün hadisini Sehl b. Sa’d es-Saidi (ra) şöyle nakleder:
- Biz, bir gün Kur’an okurken Peygamber (sav) yanımıza çıkageldi. Bizi o halde görünce: Allah’a hamd olsun. Her ne kadar sizin içinizde kırmızı, beyaz, siyah (Şamlı, Acem, Arab) bulunuyorsa da Allah’ın kitabı birdir. O’nu ok gibi doğru okuyup fakat ecrini dünyada alacak, ahirete bırakmayacak kavimler gelmeden, onu işte böyle okuyunuz.” (Ebû Davud 3-2-96)
Hatalı da olsanız, kelimelere diliniz dönmese de, mahreçlerinden çıkaramasanız da okuyun. Samimiyetle, ihlasla ve Allah rızası için okuyun. Ok gibi doğru olan dünyalık içinse onun faydası yoktur.
Kur’an’ın muhkem âyetleri ile amel edilir, müteşabihlerle iman edilir. Kıssalardan hisse almak, vaad ve taahhüdlere kulak vermek, müjdelerde sevinmek, korkutmalarda ürpermek, öğütlerini tutmak, emirlerine sarılmak, nehiylerinden kaçınmak için okunur. Bunun dışındaki bir okuyuş, boş bir nefes, semayı dolduran bir sestir. Ne okuyana ne de dinleyene faydası vardır.
Günümüz cemiyetlerinde bol bol dinliyoruz. Ok gibi doğru okuyuşlar insanı kalbinden vurmakta, ciğerleri parçalayan yankılar yapmaktadır. Cemiyetler ve hatimler sonrasındaki zarflar, pazarlıklar?..
Allah’ın Resulü (sa):
“Kur’an okuyan kimse karşılığını Allah’tan istesin. Çünkü ilerde öyle kavimler gelecek ki bunlar Kur’an okuyarak dileneceklerdir.” (Tirmizi)
Kur’an Allah kelamıdır, satılmaz. Dünya menfaatine alet edilmez. Allah kelamı sadece Allah rızası içindir. Allah’ın Resulü’nden rivayet eden Ubade B. Samit şöyle dedi:
- Ben ehli Suffeden bazı kişilere Kur’an öğretmiştim. İçlerinden birisi bana bir yay hediye etti. Kendi kendime bu dünyalık mal değil. Bununla Allah yolunda atış yaparım diyordum. Bir gün Allah Resulü’nün huzuruna vardım.
“Ya Resulullah Kur’an öğrettiğim bir kimse bana bir yay hediye etti. Bu dünyalık bir mal değildir. Allah yolunda atış yaparım diye aldım.”
Allah Resulü:
“Eğer boynuna ateşten bir halka takılmasını istiyorsan bunu kabul et” buyurdu.
Okuyuşu ok gibi olacak, ama; dünyalık için okunduğundan faydalanılmayacak.
Okuyuşu ok gibi doğru olacak, dünya birincileri çıkacak, ama; Kur’an’ın emirlerine itibar olunmayacak.
Okuyuşu ok gibi doğru olacak, ama; okuyanın Kur’an’a hürmeti olmayacak. Okuyuşu hançeresinden ileri gitmeyecek.
Okuyuşu ok gibi doğru olacak ama, dünyevi geçim için okuyacak. Dünya ve ahiret saadetini temin edemeyecek.
Okuyuşu ok gibi doğru olacak; okuyanı bol, hafızı çok olacak, ama, Müslümanca yaşamaya özen gösterilmeyecek. Allah rızası gösterilmediği için de Kur’an’ın yardımı Müslümanlar üzerinden kalkacak.