İsrail polisi, Türk gemicilere kimlik sorma işini epey abartınca, "Van minut" demiş bizimkiler. Onlar söylenen sözü "one minute" anlamış...

Ve hemen ceza kesmişler.

İnsan bir söze bu kadar şartlanır mı?

Bu kadar sinirlenir mi?

Hepi topu iki kelime!

Küfür müfür de değil.

Fakat onlara çok daha ağır geliyor.

Devletler de insanlar gibi bir şeye taktı mı, o öyle gidiyor uzun süre.

*

Suriye'de kapalı çarşıda dolaşırken, önünden geçtiğimiz esnaf arkamızdan "Van minut" diye bağırıyordu.

Biz de gülüyorduk.

Her birinden alışveriş yapacak halimiz yoktu elbette.

*

İsrail'in Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılmayışının sebebi de o sözü tekrar duymak istememesi miydi yoksa?

Belki bu defa Başbakan Erdoğan "van minut" değil de "tu minut" diyecekti, ne malûm!

Tu'yu uzatır, "tuu" derdi en kötü ihtimalle.

*

Aldığımız habere göre, yakın zamanda Fatih Üniversitesi'nde bu iki kelime etrafında bir tartışma başlayacak.

Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta o sözü sarfetmesinden sonra neler olduğunu ciddi bir şekilde ele alacaklar.

"Van minut" ile Türkiye'nin dış politikasında bir "eksen kayması" mı oldu yoksa "vizyon genişlemesi" mi?

Başlık böyle seçilmiş.

Hep ekranlarda hocalar tartışacak değil ya...

Biraz da öğrenciler konuşsun.

*

Başbakan Erdoğan, İsrail'in Filistin'e uyguladığı devlet terörünü, ablukayı, ambargoyu niye her uluslar arası toplantıda dile getiriyor dersiniz?

Sadece bu kadar değil üstelik İsrail'in eleştirilen yönleri.

Çocukların ve sivillerin öldürülmesi var...

Fosfor bombaları da var, sakat kalanlar var, ilaçsızlık, gıdasızlık... Say say bitmez.

*

Başbakan Erdoğan'ın çıkışları diyorduk...

Haksızlık karşısında dilsiz şeytan gibi susmak istemediğinden mi?

Yoksa sırf ortalığı karıştırmak için mi?

Elinde nükleer güç bulunduran ve bölgenin en geniş askerî imkânlarına sahip ülkelerinden biriyle ters düşmekten herkes mümkün mertebe kaçınma gayreti içindeyken, Erdoğan ne diye arı kovanına çomak sokar gibi davranıyor?

*

İşte bu sorular, pısmışların ve güçlü olmakla haklı olmayı birbirine karıştıranların anlamakta zorlandığı konular.

Dilerim ki siz iyi anlamışsınızdır.

Ne zalimlerin gölgesinden bile korkan liderler gibi pısmak yakışır bu satırların okurlarına, ne de haklı olmakla güçlü olmayı karıştıranlara benzemek.