Müslümanım diyen herkese sesleniyorum: İman ettiğimiz İslâm kitaplarda güzelce yazılmış ve çok anlaşılır bir üslup ile de anlatılmıştır. Biz İslâm'ı kendi hayatımıza uygulayabiliyor muyuz? Müslümanlar olarak böyle bir gayretimizin olmadığı anlaşılıyor.

Bilmem farkında mısınız? Münafık yapılı önderler sebebiyle ülkemizde günahlarda bir patlama oldu. Eskiden Müslümanlar, bugünkü kadar göz ve kulak günahı işleyemezdi. Bugün televizyon, radyo, basın dediğimiz gazete ve dergiler, bunların etkisiyle şekillenen kamuoyu dediğimiz çevremiz, üniversitelerin bulunduğu şehirlerimiz, günahlarımızın katmerleşerek artmasına sebep oldu.

Günahlardan nasıl korunacağız? Bir Müslüman olarak bu konu üzerinde duruyor musunuz?

Günah, Allah'ın emirlerine aykırı olarak görülen iş mânâsına gelir. Farsça bir kelimedir.

Her günahta küfre giden bir yol vardır. Ve günahın her çeşiti şarap gibidir, insanı sarhoş eder. Sarhoş, dostunu düşmanını tanıyamaz, seçemez.

Kendisini Müslüman kabul eden herkese soruyorum: Dostumuzu düşmanımızı seçebilecek durumda mıyız? İtiraf edelim ki, bugün kafir ile Müslüman arasında İslâmca bir sınır yoktur. Bu da Müslümanların ne durumda olduklarının isbâtıdır.

Günahlar Allah ile kul arasına çekilen bir perdedir, Allah'ın rıza ve sevgisinin önüne geçen bir engeldir. Yani, Allah'ın gazabına mucip en büyük felâkettir.

Dünyaya geliş ve gidişteki hikmetleri, gayeleri kavrayamayan, kahkahalar içinde günah işlemekten kaçınmayan küstahların akıbet haritasını cehennem ateşi çizecektir. Bunu herkes çok iyi bilsin...

Günah şarabıyla sarhoş olmaktan korunmak lâzım...

Günahkâr bir kimse hêlâ kuyusuna düşmüş kimse gibidir. Bu adamın yapacağı iş temizlenmektir. Çünkü bu hâliyle kimsenin karşısına çıkamaz. Bunun gibi günahkâr insan tevbe etmezse, temizlenmezse, Allah'ın huzuruna nasıl çıkacak?

Nisa suresinin 18. ayeti bizi ikaz ediyor. Âyette buyuruluyor ki:

"Ne kâfir olarak can verenin ve ne de günah işlemekte devam ederken ölenin son nefeste, işte ben şimdi tevbe ettim, diyenin tevbesi kabul değildir. Onlar için elim bir azab vardır."

Düşünenlere duyurulur...