Yahudi-Müslüman diyalog toplantısında...
Türkiye'de çok tartışılan bir konudur 'Dinler arası diyalog'. Kimisi Yahudi ve Hıristiyan güçlerin Müslüman topraklarındaki işgal ve katliamlarını haklı olarak dile getirerek diyalogun sadece Müslümanları pasifleştirdiğini söylerken, kimisi de İslam'ın bir hoşgörü dini olduğunu, Batı'da İslam'la ilgili olumsuz kampanyanın ortadan kaldırılması ve Müslümanların güçlü bir sivil toplum olarak ortaya çıkması için diyalogun şart olduğunu söylüyor.
Bu argümanlardan hangisinin doğru olduğu konusunda Müslüman aydınlar arasında devam eden tartışmadan ziyade, sizlere katıldığım bir 'dinler arası diyalog' programındaki izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Yahudi ve Müslümanlar arasında bir toplantı olacağına dair bir e-posta alınca, diyalogun nasıl birşey olduğunu birinci elden görmek için toplantıya katılmaya karar verdim.
İngiliz Yahudilerini ve Müslümanlarını bir araya getiren Alif Aleph isimli grubu 2003 yılında Richard Stone kurmuş. Stone Yahudilerin 'Liberal Sinagogu'ndan. Londra'da Abrar House'da düzenlenen toplantı, Yahudilerin Pesah bayramını, daha doğrusu post-Pesah'ı, kutlamak amacıyla düzenleniyor. Abrar House, İngiliz Müslümanlarının entelektüel merkezi olarak biliniyor. Richard Stone, bir önceki Ramazan'da sinagogda Müslümanlar için iftar vermiş ve şimdi de Müslüman bir merkezde Yahudilerin Pesah bayramı kutlanıyor.
Pesah, Yahudilerin Mısır'da Firavun'un kölesi olmaktan kurtulup özgürlüğe kavuşmalarının bayramı....Bir masa etrafında toplanmış biri haham 5 Yahudi, biri imam 7 Müslüman toplam 12 kişi bulunuyor. Davetliler masaya oturmadan önce ya takke ya da kipa giyiyor. Masada Yahudilerin kölelik döneminde çektiği acılara dikkat çekmek için tuzlu suya konulmuş haşlanmış yumurta, maydanoz ve acımsı turp sosu, aşureye benzeyen bir çeşit tatlı ve en önemlisi de mitzah adı verilen krakere benzeyen ekmek var.
Önce Richard Stone, Haggadah ismi verilen kitaptan Hazreti Musa'nın hikayesini anlatıyor hem İbranice hem İngilizce. Haham Solomon arada katkıda bulunuyor. Geleneksel Yahudi şarkıları söyleniyor. İmam Sacid de Hazreti Musa'nın Kur'an'daki hikayesini anlatıyor. Bu şekilde Yahudi ve Müslümanlar arasındaki müşterek yönler konuşuluyor. Geleneksel Pesah kutlamasının ardından koşer (Yahudi inancına göre helal) yemekler yenilirken diyalog devam ediyor. Bir yanımda haham Solomon diğer yanımda ise Richard Stone'un kuzeni Judi oturuyor.
60'lı yaşlardaki Judi, Etiyopya'ya yaptığı ziyarette çektiği fotoğrafları gösteriyor. Yahudilerin kayıp kabilesi olduklarına inanılan Etiyopyalı Yahudilerin fotoğraflarına bakarken, bunların İsrail'de ırkçılıkla karşılaştıkları üzerine sohbet başlıyor. Ben de yanımda oturan haham Solomon'a soruyorum. İsrail'deki ırkçı Yahudiler söylendiği gibi Rus ve Doğu Avrupa Yahudileri mi? Haham Solomon gülerek 'insanlar öyle olduğunu düşünüyor' diyor.
Bu sefer Judi bana soruyor: “Türkiye nasıl? İran gibi kadınlar sokakta başlarını örtmek zorunda mı?” Bu soruyu sorunca Türkiye hakkında çok da fazla bilgiye sahip olmadığını düşünüyorum. Ben de gülerek Türkiye'nin İran'a benzediğini ancak ters yönden olduğunu söylüyorum. Başörtülü kadınların okullara alınmadığını ve devlet dairelerinde çalıştırılmadığını söylediğimde şaşırıyor Judi. “Nasıl olur Müslüman bir ülkede bu?” ifadeleri şaşkınlığını ortaya koyuyor.
Akşam saat 7'de başlayan ve 9'a kadar süren toplantı, kutlama ve sohbet sona yaklaşırken konuklar birbirlerini Selamünaleyküm ve Şalom diye selamlayarak uğurluyor. İnsanların hangi dinden olursa olsun birbiriyle konuşabileceklerini tecrübe etme açısından iyi bir etkinlik ama gecenin sonunda aklımda kalan en önemli şey "Müslüman bir ülkede nasıl örtü yasak olabilir?" sorusu. İnsanlar Müslüman bir ülkede böyle bir yasak olduğunu duyunca şaşırıyorlar. Gerçekten Müslüman bir ülkede böyle bir yasak olabilir mi, ki kaldı ki Müslüman olmayan ülkelerde bile böyle bir yasak yok.