Baş değişir kafa değişmezse CHP’nin durumu değişmez!
- Lütfü Bey; CHP’nin başındaki liderin değişmesi, Deniz Baykal’ın yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesi ile bu partinin oy patlaması yapacağı söyleniyor. Siz de bu kanıda mısınız?
- CHP’nin başındaki Deniz Baykal, çok yıpranıp eskimiş birisiydi. Bu bakımdan CHP’nin başına yıpranmamış yeni birisinin gelmesi elbette önemli. Ancak CHP’nin oy patlaması yapması, iktidar olması için tek başına bu yeterli değil ki. CHP başını değiştirmeli, ama ondan çok daha önemlisi kafasını değiştirmeli! Asıl önemli olan CHP’nin başındaki kişiyi değil kafasının içindekileri değiştirmesi. CHP değişimci, yenilikçi, ilerici, halkçı bir parti olacak mı, işte asıl bu önemli. Bilindiği gibi CHP 1970’lerin başında böyle bir parti haline gelmişti. CHP o dönemde başındakini değiştirmiş, İsmet İnönü’nün yerine Bülent Ecevit’i getirmişti. Ancak başındaki kişiyi değiştirmesinden çok daha önemlisi kafasının içindekileri değiştirmişti. Mevcut düzeni savunan statükocu fikirleri terk etmiş, onun yerine “Bu düzen değişmeli” diyen fikirleri dile getirmişti. CHP’nin dile getirdiği “Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” söylemi halkı etkilemişti. Ve o güne kadar CHP’ye oy vermeyenler bile bu değişimci, yenilikçi, ilerici, halkçı söylemleri nedeniyle bu partiye oy vermişti. CHP’nin oyları bu değişimci tavrı nedeniyle yüzde 42’lere yükselmişti. Peki bugünkü CHP’nin böyle değişimci, yenilikçi, ilerici, halkçı bir tavrı var mı? Genel merkeziyle, il ve ilçe yöneticileriyle bugün CHP’yi yönetenler faşist 12 Eylül anayasasının bile değişmesine karşı çıkmıyorlar mı? Bugünkü sömürü ve zulüm düzeninin korunmasından yana tavır almıyorlar mı? Her konuda statükocu, tutucu bir tutum sergilemiyorlar mı? Değişime böylesine karşı olan bir partinin sadece başındaki kişiyi değiştirmekle oy patlaması yapmasının olanağı var mı? Kafasını değiştirmedikçe, sadece başındakini değiştirerek CHP’nin iktidar olmasının imkânı var mı?
O KARISINA, PARTİSİ O’NA İHANET ETTİ!
- Deniz Baykal taraftarları, parti içinde tezgâhlanan bir komployla karşı karşıya olduklarını, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’a pusu kurup arkadan hançerlediğini söylüyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Hani Deniz Baykal’ın seks kasetinin ortaya çıkması AKP iktidarının marifetiydi? Hani AKP iktidarı Deniz Baykal’ı yıpratmak için böylesine bir komplo düzenlemişti? İlk başta tüm CHP’lilerin düşüncesi böyleydi. Ancak daha sonraki gelişmeler üzerine Baykal’cıların düşüncesi değişti. Şimdi Baykal’cılar, Deniz Baykal’ı devirmek için parti içinde tezgâhlanan bir komployla karşı karşıya olduklarını, Deniz Baykal’ın arkadan hançerlendiğini söyler hale geldi. Baykal’cıların gözünde Kemal Kılıçdaroğlu, “Gandi Kemal” değil, “Brütüs Kemal” demek ki! Bu arada Deniz Baykal’ın seks kasetinin ortaya çıktığı daha ilk gün özellikle Aydın Doğan medyasının tavrını da hatırlatmadan geçmemeli. Deniz Baykal’ın seks kaseti ortaya çıkar çıkmaz, özellikle Aydın Doğan medyasına bağlı gazeteler, televizyonlar Deniz Baykal’ın derhal istifa etmesi, yerine de Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesi için yoğun bir kampanyaya girişmişlerdi. Aydın Doğan medyasının yazarlarına göre, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye genel başkan olması bu partiyi iktidara getirecekti. Peki öyleyse Deniz Baykal’ın devrilmesi, CHP’nin başına Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesi AKP’nin işine gelir mi? Bu sonuca yol açacak bir komplo düzenlemek AKP’nin işine gelir mi? Aslında Deniz Baykal’a düzenlenen komplonun püf noktası, can alıcı sorusu da şu değil mi: Deniz Baykal’a düzenlenen bu komplo sonuçta kimin işine geldi? Deniz Baykal taraftarları bu soruya, “Deniz Baykal’a ABD, medya ve onların CHP içindeki işbirlikçileri pusu kurup arkadan hançerledi” şeklinde cevap veriyorlar şimdi. Nitekim Deniz Baykal da bu olup bitenleri, “İçinde medyanın da bulunduğu şeytan ittifakının ihaneti olarak” nitelendirdi. Sonuçta bütün bu olup bitenlerin en doğru özeti şu ki, Baykal karısına, partisi de Baykal’a ihanet etti!
KILIÇDAROĞLU BAŞKAN, CHP ŞAMPİYON!
- Holding medyası Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığa tırmanışı ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir benzerlik kurup, onun da tıpkı Tayyip Erdoğan gibi başbakanlığa yürüdüğünü öne sürüyor. Sizin bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
- Holding medyası başlangıçta Tayyip Erdoğan’a destek vermemişti. Hatta Tayyip Erdoğan için “Muhtar bile olamaz” demişti. Oysa holding medyası Kemal Kılıçdaroğlu’nun sadece CHP’nin başına gelmesi için değil, Türkiye’nin başına gelmesi için her türlü desteği veriyor. Hatta daha şimdiden önümüzdeki yıl yapılacak seçimde CHP’yi iktidar, Kemal Kılaçdaroğlu’nu da başbakan ilan ediyor. Adeta “Kemal Kılıçdaroğlu başkan, CHP şampiyon” dercesine yeri göğü inletiyor. Ne var ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye seçmeninin huyunu iyi bilmesi gerekiyor. Seçmenimiz, holding medyasının desteklediği partiye pek sıcak bakmıyor. Seçimlerde oyunu holding medyasının istediği şekilde kullanmıyor. Hatta tam tersi yönde kullanıyor. Muhtemelen seçmen, “Holding medyasının bu partiden ne çıkarı var ki onu var gücüyle destekliyor” şeklinde düşünüyor. Holding medyasının desteğiyle CHP’ye genel başkan olunsa da, Türkiye’ye başbakan olunamayacağını Kemal Kılıçdaroğlu’nun iyi bilmesi gerekiyor. O yüzden bundan sonra Kemal Kılıçdaroğlu, holding medyasının gönlünü kazanacak şekilde değil, halkın gönlünü kazanacak şekilde davranmalı. Holdinglerin çıkarlarını değil, halkın çıkarlarını esas almalı. Halkın taleplerini, halkın değerlerini dikkate alan bir kafa yapısıyla yola koyulmalı. CHP seçkinlere hitap eden değil, halka hitap eden bir kafa yapısına sahip olmalı. Eğer böyle olursa, CHP politika sahasında AKP’ye ciddi bir rakip olur. Politika sahamız da tek kale maç oynanmasından kurtulur. Öyle ya, bugüne kadar politika sahasındaki AKP ile CHP’nin maçları hep tek kale maç olarak oynanıyordu. AKP her maçta CHP’yi sahasına hapsedip yeniyordu. Daha maç oynanmadan maçı kimin kazanacağı biliniyordu. Daha politika ligi başlamadan kimin şampiyon olacağı biliniyordu. Böyle bir maçın, böyle bir ligin zevki olur mu? Keşke karşısında ciddi rakipler olsa da, AKP kazanmak, şampiyon olmak için daha fazla gayret sarf etse. Bu AKP’nin de, Türkiye’nin de lehine.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.