Ekranların en çok seyredilen yapımlarından olan ve benim de severek takip ettiğim Sakarya Fırat dizisinin senaryosunu yazan Süleyman Çobanoğlu ile buluştuk önceki gün.

Dizinin seyrini, kahramanlarını, yaşanan olayları konuştuk.

Başroldeki Osman Kanat'tan Karadenizli Başçavuş'a, Çanakkaleli Ton Balığı'ndan PKK'lı terörist Küpeli Necla'ya kadar hepsini...

*

Mevlamızın milletimize hediyesi olan aziz ülkemizin, batısındaki Sakarya Nehri ile doğusundaki Fırat'ın nasıl bir bütünlük, nasıl bir kardeşlik oluşturduğunu, o kadar güzel anlattı ki Süleyman Çobanoğlu, orada olup dinlemenizi isterdim.

Çünkü o sözleri layıkıyla aktaramayacağımı biliyorum.

*

"Düşük yoğunluklu" olarak tabir edilse bile, otuz yıldır ciddi bir mücadelenin devam ettiği bölgedeki sıcak hadiseleri konu alan bir yapım Sakarya Fırat.

Böyle bir projeye girişmenin cesaret istediğini takdir edersiniz.

Yapımcılığını ve ilk dönem yönetmenliğini üstlenen Osman Sınav'ı ve TRT'yi de ayrıca kutlamalıyız.

*

Her ne kadar kritik olsa da, hassas dengeler üzerine kurulsa da böyle bir dizinin çekilmesi gerekiyordu.

Orada her gün bir çatışma yaşanıyor.

Hemen her gün birkaç şehit veriyoruz.

Şehitlerimizi aziz vatanımızın bağrına emanet ediyor, göz yaşlarımızı çoğu zaman içimize akıtıyoruz.

Gencecik fidanlar, ülkemizi bölmek isteyenlerin kurşunlarına hedef oluyor, bombalar ve mayınlar yüzünden toprağa düşüyorlar.

*

Davul zurna ile gönderdiğimiz gençlerimizi, o hain saldırılar yüzünden, ay yıldızlı bayrağa sarıp selam duruyor, toprağa veriyoruz.

Bu konunun ekranlarda ciddi bir şekilde işlenmesi, halkımıza takdim edilmesi de önemli bir görevdi.

Emeği geçen herkese şükran borçlu olduğumuzu düşünmekteyim.

*

Orada yaşananları, eli kanlı bir terör örgütüyle yapılan mücadele şeklinde görmek yanlış olur.

O terör örgütünün arkasında kim varsa...

Zaman içinde hangi ülkeler desteklediyse...

Şu dönemde hangileri destekliyor, silah, cephane, para, taktik veriyorsa, hepsiyle birden mücadele etmektedir kahraman askerlerimiz.

*

Masada yüzümüze gülen, dost ve müttefik olduğumuzu söyleyip, arkasından bölmek için, zayıflatmak için uğraşan her kimler varsa, hepsine lânet olsun.

Süleyman Çobanoğlu, dizinin başrolünde bir uzman çavuşun olmasının son derece anlamlı olduğuna vurgu yapıyor.

Çünkü nice isimsiz kahramanın, nice uzman çavuş, onbaşı ve erin orada yiğitçe çarpıştığını çok iyi bildiğini anlatıyor.

*

O isimsiz yiğitlerimizin Çanakkale'de çarpışan veya Millî Mücadele sırasında şehit düşen dedelerinden bir farkı yok.

Biz burada bacak bacak üstüne atıp rahatça çayımızı yudumluyorsak, onların sayesinde...

Hepsine selam olsun.

Bunu bilmeyen, görmeyen, duymayan kim varsa, onlara da ne olursa olsun.