Bitmeyen Ertuğrul faciası
Bu ülke tarihinde iki tane Ertuğrul faciası vardır... Birincisi, 120 yıl önce Sultan 2. Abdulhamid döneminde yaşandı.
Sultan'dan Japon İmparatoruna imtiyaz nişanı ve çeşitli hediyeler götüren Ertuğrul Fırkateyni, 1890'da dönüş sırasında fırtına yüzünden kayalara çarparak battı.
Gemide bulunan yaklaşık 600 denizciden sadece 69 kişi kurtulabildi.
İlk Ertuğrul Faciası budur.
* * *
İkincisi ise bu olaydan bir asır sonra gerçekleşmiştir ve halen bitmiş değildir.
Özal döneminde, basınımızın "Amiral Gemisi" tabir edilen gazetenin başına geçen Ertuğrul Bey, yakın zamanda yönetimdeki görevini bırakmış olsa da köşesinden okurlarına seslenmeye devam ediyor.
Putları yıkma edasıyla kaleme aldığı yazılarda bir gün çam, bir gün çınar, bir gün ladin devirir.
Sanki Amerikan kerestecilerinin belgeselinden ilham alıyor.
* * *
Gazze'ye insani yardım götüren uluslar arası filo ve özellikle Mavi Marmara gemisiyle ilgili yazdıklarına bakınca, İHH yöneticilerinin ne kadar büyük yanlışlar içinde olduklarını öğreniyor, aydınlanıyoruz.
Sadece İHH değil tabii yanlış yapan.
Hükümet de büyük bir yanlışın içinde.
Devlet kurumları da...
Nasıl kahramanca o yanlışları vurguluyor, doğru davranış şeklinin ne olduğunu yazıyor her gün takip etmiyorsanız bilemezsiniz.
Fakat kulak asan yok Ertuğrul Bey'in sözlerine.
Eleştirilerinden faydalanmıyor kimse.
* * *
O filoya katkıda bulunan diğer ülkeler ve yöneticileri de bizimkiler gibi tedbirsiz, bizimkiler gibi iyi niyetten ve mantıklı düşünceden uzak.
Gemilere binip Gazze'ye doğru yola çıkan ne kadar yardım gönüllüsü varsa, onlar da haddini bilmeyen kişiler.
İsrail komandolarının baskını sırasında şehit olan ve yaralananlar da suçlu aslında.
Gazze ambargosunun kaldırılması gerektiğini yüksek sesle beyan eden dünya devletleri, Ertuğrul Bey gibi düşünse, kesinlikle hiç kimsenin gıkı çıkmazdı.
* * *
Rusya'dan Çin'e, Afrika ülkelerinden Avrupa'ya kim varsa, İsrail'in yanlış yaptığını, ablukanın kaldırılması gerektiğini, Gazze'dekilerin de insanca yaşamaya hakkı olduğunu söyleyedursun, bizim köşebentlerimiz kahramanca haykırıp İsrail'i desteklemeye devam ediyor.
O kahramanlarından önde gelenlerinden Ertuğrul Bey, kafasına takılan soruları peşpeşe sıralayıp yetkililerden cevap istiyor:
"Gemide MİT'in istihbarat elemanı var mıydı, yok muydu? Gemiden ne bilgi geldi? Bu bilginin ne kadarı hükümete iletildi? MİT, işin kontrolden çıkmak üzere olduğu konusunda hükümeti uyardı mı?"
* * *
Bu sorularla yetkililer ilgilensin.
Fırsat bulmuşken bendeniz Ertuğrul Bey'e birkaç soru yönelteyim:
Amiral Gemisinde MİT'in elemanı var mıydı, yok muydu?
Nazire olsun diye MİT'ten başladım ama benim ve yardım filosundaki gönüllüleri suçlayan yazıları görünce birçok okurun da asıl merak ettiği, Hürriyet'te MOSSAD ve CIA elemanı olup olmadığıdır. Bunu da en iyi 'kaptan' bilir herhalde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.