Kur’an öğrenimi
Yaz tatilinin başlangıcıdır. On aya varan koşturmanın sonundaki dinlenmedir. Çocuklar yorgun, çocuklar ırgın. Hayata bakışın çiçeklerini sağa-sola koşarak vermektedirler. Eğlenme ve dinlenmedeler. Yaşamı sadece bu dünya sananların, boş olan zamanlarını böyle geçirme haklarıdır. Onlar için hayat yeme-içme ve eğlenmedir. Boş kaldıkça, zaman buldukça dağda, bayırda ve denizde eğlenmedir, dinlenmedir. Allah’a inanan, ahirete iman edenlerin durumu farklıdır. Bugün onlar mahkum, inançlarında hür değiller. Onların dinlenme ve eğlenme hakları yoktur. Onlar kendi varlıklarını korumakla karşı karşıyadırlar.
Bir sistem ki Allah’sızdır, peygambersizdir, eğitimi dinsizlik üzerinedir. Bu eğitimi görenlerin, dünyayı ebedi bilenlerin dinlenme ve eğlenmeye zamanları vardır, ama Müslüman olanların buna imkanı yoktur. Bir yaz tatili vardır. 10 aylık dinsiz eğitimin izlerini çocuklarımızdan silmek mecburiyeti vardır. Yaz tatili onlar için bir fırsattır.
Kur’an okumak ve okutmak çocukları yormaz, onlara dinçlik kazandırır. Onları rahatlatır ve tazelik kazandırır. Kitap okuyan bir kimsenin yorulduğunda başka bir kitap alarak dinlendiği gibi, çocukları dinlendirir. Biz zamanımızı, geleceğimiz olan çocuklarımıza ayırmalıyız. Ahiretimizi onlarla kazanacağımızın bilincindeyiz. Cennet onlara verilen imanla, öğretilen Kur’an’la kazanılır. Müslüman, bu kazancın peşinde olmalıdır.
Hepimiz bilmekteyiz ki; ilkokuldan üniversiteye kadar okunan okullarda dinsizlik eğitimi gösterilmektedir. Orada yetişen bütün gençlerin veballeri de Müslümanların üzerinedir. Annededir, babadadır, zenginde ve bu işin bilincinde olandadır. Onların yetiştirdiği çocukları da bizlerin koruması gerekir. Ne yapmak lazım?
Dinsizlik eğitimine karşı alternatif eğitim geliştirmeliyiz. Her hane, her mahalle ve her kurs dinî eğitim merkezi olmalı. Her Kur’an bilen, hoca olmalı, her varlıklı bir kurs açmalı, bulunduğu muhitin çocuklarını eğitmelidir.
Materyalizmin hüküm sürdüğü bir ortamdayız. Çocuklarını çalıştırmak, bütçelerine yardımcı olmak arzusundadırlar. Bunlara da çare bulunmalı, çocuklara Kur’an dersi verilmelidir. Çocuklara maaşlar bağlayarak ya da iş yerinde dini eğitim vererek ihtiyaçları giderilmelidir.
Bir zamanlar iş yerimde çocuk okuturken komşu çocukları çalışmaya başlayınca çocuklara;
“Her sûrede şu kadar para” dedim.
Tuttu, talebe dolup taştı.
Demek istediğim; dinimizin temel eğitimi fertlerle başlar, umuma doğru gider. Bize düşeni yapalım, herkesi de ikaz edelim. Her ev bir kurs, her cami bir Kur’an mektebi olsun. Her Kur’an bilen başkasına öğretsin, her imkanı olan bir kurs açsın. İş yeri, yaz tatilinde gittiği yer, köyde, şehirde her Müslüman bu iddianın peşinde olsun.
Allah Resulü’nün;
“Açlıktan Allah’a sığınırım” buyurduğu açlığa mahkum olmuş insanlar, Allah ve Resulü’nden mahrum topluluklar, diğer taraftan bütün bu yükün altında kıvranan müslümanlar...
Yük büyük, dava yücedir. Buna ulaşmak için de Musab’lar gerektir. Bugün Musab’lar günü, bugün Kur’an öğrenme ve öğretme günüdür.
Yaz tatili bizim için büyük bir fırsattır. Ne olursa olsun kurslara gidilmeli, gidemeyenlere el uzatılmalıdır. Allah’ın eli hepimizledir.