Serdar Demirel

Serdar Demirel

Demokrasi Açılımı neden ihanet!

Demokrasi Açılımı neden ihanet!

Terör, yatmış olduğu pusudan başını yeniden kaldırmış durumda. Türkiye’nin normalleşmesi için başlatılan süreci akamete uğratmak üzere. Bu hamleyi tetiği çekene ve hatta salt örgütün öz iradesine bağlamak, elbette yanlış olur.
Öyle olsaydı, terör şimdiye kadar çoktan bitirilmişti. Bitirilemiyor, çünkü bitmesine izin vermiyorlar. Terörü ayakta tutan unsurlar vardır; birincisi, teröre bulaşmış yapıyı besleyecek hatırı sayılır kitle tabanı. İkincisi, bazı bölgesel ve uluslararası güçler. Bu kurala, bizde, devlete çöreklenmiş kimi karanlık çeteleri de eklemek gerekir.
Hükümet, “Demokrasi Açılımı” bağlamında TRT Şeş gibi icraatlarıyla örgüte destek veren kitlenin taleplerini yerine getirmeye başladı. Kürtlerin anadillerini kullanmalarını savunuyordu örgüt. Bunda samimi olsaydı eğer, sürece destek vermesi gerekirdi, değil mi?
Vermedi. Destek vermeyi bir tarafa bırakın, açılımı Kürt halkına bir ihanet olarak gördü. Demokrasi Açılımı’nı Türk halkına ihanet gören MHP ile aynı çizgide buluştu. PKK, Kürt halkının maslahatını örgütsel çıkarlarına tercih etmedi, aynen MHP’nin Türk halkının maslahatını parti çıkarına tercih etmediği gibi.
Kandil’dekiler, İmralı’da tutuklu bulunan liderlerine mutlak itaate şartlandırıldığından Kürt halkının maslahatını liderin muhatap alınmasına endekslediler. BDP de aynı şarkıyı terennüm edip, duruyor. Lider kültünün hâkim olduğu bu örgüt, böylece referans kaynağı olarak Kürt halkını değil, “lider”i bellemiş olduğunu göstermiş bulunmaktadır.
Lider, kendisinde vehmettiği temsil gücünün tüm Türkiye Kürtlerine teşmil edilmesini dayatmaktadır. Kendisini muhatap almayan açılımın önünü ise, tehditle, terörle tıkamaya azmetmiş gözükmektedir.
Ergenekon’un siyasetin alanını daraltmak için terörü kullandığını biliyoruz. PKK içinde Ergenekon’la bağlantısı olan etkin kişilerin olduğu da az çok biliniyor. İmralı’da tutuklu bulunan liderle gizli görüşmelerin yapılmadığını düşünmek ise saflık olur. Buranın kontrolünün askerler tarafından yapıldığı da herkesin bildiği bir husus. Bizim bilmediğimiz, askeriyede varlığı devam eden Ergenekon uzantılarının bu görüşmelerde ne tür roller oynadıkları meselesidir.
Terör, Ergenekon’un hayat damarı. PKK, terörle, açılım sürecinde muhatap alınmayı ve elini güçlendirmeyi hedeflemekte. Örgüt üzerinde etkisi olan İsrail’in ise, Türkiye’nin komşularla sıfır problem siyasetinden rahatsız olduğu, bölgede kendisini tamamen izole eden vizesiz serbest ticarî birlik tesisinden ürktüğü, İran ve Suriye’yi koruyan inisiyatifleri varlığına tehdit gördüğü âşikâr. Ergenekon, İsrail ve PKK’nın, Türkiye’yi tıpkı eski günlerde olduğu gibi içe kapatmak isteyeceklerini söyleyebiliriz.
Terörün şiddeti artar, kurbanları çoğalır ve Türkiye’nin her bir köşesine şehit tabutları giderse, o zaman Ak Parti hükümetinin halk desteği azalır. Böyle düşünüyorlar. Biraz da bunun için olsa gerek, şehit cenâzelerinde hedefli bir öfke büyütüyorlar. Ancak büyütülen hedefli öfke kontrolden çıkma tehlikesini de maalesef barındırmaktadır.
Görevi siyasi çözüm üretmek olan kimi siyasetçilerin, siyaseti inkâr edercesine, “olağanüstü hal” yönetimini teleffuz etmeleri, kimi köşe yazarlarının bunu desteklemeleri, statükonun kaybettiği mevzileri yeniden elde etmek peşinde olduğunu gösteriyor.
Askeri siyasetin içine çekmenin bu ülkeye ödeteceği o ağır bedel, o birilerine iktidar olmanın bedeli olarak makbul gözükmektedir.
Ne ilginç değil mi; ‘Demokratik Açılım’ı PKK Kürt halkına, MHP de Türk halkına ihanet görüyor. Peki bu nasıl oluyor, izah edebilen varsa, beri gelsin!
Seçimlere bir yıl gibi bir süre kalmışken bu gelişmelerin Ak Parti’yi ürkütmemesi mümkün değildir. Ancak, “Demokratik Açılım”ı cesâretle devam ettirmelidir hükümet. Türk-Kürt kanaat önderleri, manevî liderler, STK’lar açılımın ve dolayısıyla çözümün parçası kılınmalıdır. Müzakereci yöntem esas alınarak tabiî.
Hükümet süreçten vazgeçeceği sinyallerini verme hatası gösterirse eğer, terör, o zaman tavan yapar. Kürt meselesinin çözümünde alınmış önemli mesafeler zâyî olur. Bu ülkenin onlarca yılını daha teröre heba etme lüksü yoktur. Hele de 21. yüzyılın düzeni yeniden kurulurken!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi