ABD derin devleti ne yapar?
ABD derin devletinin ve çetesinin ne yaptığı hakkında ayrıntılı bilgi vermek için bir makale yetmez. Ama bazı bilgileri size aktararak fikir sahibi olmanızı sağlamak istiyoruz. Bir önceki yazımızda son günlerde ABD ve işgalci Siyonist devlet hesabına Ortadoğu çıkartması yapan Cheney’in de derin devletin ve Siyonist lobilerin adamı olduğunu dile getirmiştik. Bilmünasebe derin devlet çetesinin kirli işlerinden örnekler verirken de onun ilişkili olduğu bazı kurumlar hakkındaki dosyalara işaret edeceğiz.
Cheney eli kanlı biridir. Ama kan dökerken hiçbir zaman kendi hayatını riske atmadı. Kendini sağlama alarak başkalarının hayatlarıyla oynadı. Vietnam Savaşı onun askerlik çağına denk geldiği halde askerliğini sürekli erteleterek savaşa katılmadı. Ama Panama müdahalesini ve Birinci Körfez Savaşı’nı o organize etti.
ABD, dünyanın her tarafına elini uzatmış bir devlet olduğundan bu ülkedeki çete de büyük oynuyor. Birçok kirli işlerle adı anılan Halliburton Energy Services adlı firmanın genel müdürlüğünü 1995-2000 yılları arasında Dick Cheney yaptı. Firmanın adının “enerji hizmetleri” olması Amerika’daki birkaç şehrin elektrik dağıtımıyla uğraşması anlamına gelmiyor. Uluslar arası petrol ticaretinden büyük gelirler elde eden firma. Bilindiği üzere petrol ticaretiyle uğraşan firmaların savaş tetikçiliğinde de önemli rolleri olmaktadır.
Söz konusu firmanın Amerikan ordusuyla özel ilişkilerinden yararlanarak Vietnam Savaşı’nın üs, havaalanı, yol yapımı işlerini almak suretiyle büyük gelirler elde ettiği belirlendi. Yani Cheney’in cepheye gitmekten kaçındığı savaştan en büyük ganimet toplayan kuruluş Halliburton firmasıydı. Cheney de 1995’te bu firmanın Yönetim Kurulu başkanlığına getiriliyordu. “Söz konusu skandalın gerçekleştiği tarihle Cheney’in görev yaptığı tarih arasında bayağı zaman var, nasıl bir irtibat kurulabilir?” diye sormak mümkün. Ama biz öncelikle derin devletle bağlantılı bu firmanın kirli işlerine dikkat çekmek istiyoruz. Firmanın savaş tetikçiliği Vietnam Savaşı’yla bitmediği için Cheney’in ilişkili olduğu dönemlere ait skandalları da var.
Petrol zengini söz konusu kuruluşun Irak’a yönelik savaşı medya yoluyla tahrik amacıyla birtakım basın kuruluşlarına maddi destek sağladığına dair iddialar gündeme geldi. Ama ABD başkanının firmaya arka çıkmasından, onu himaye etmesinden dolayı hakkında soruşturma açılamadı. Dolayısıyla ister istemez bu konuşulanlar “iddialar” düzeyinde kaldı. Eğer adil ve her türlü dış baskıdan uzak yasal soruşturma yapılmış olsaydı “iddialar” olmaktan çıkıp mahkeme kararlarıyla teyit edilmiş “gerçekler” özelliği kazanması kesin gibiydi. Ama iddialar düzeyinde sürdürülen tartışmalarda ortaya konan deliller ve bilgiler de tereddütleri büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.
Cheney’in söz konusu firmanın Yönetim Kurulu başkanlığını ve genel müdürlüğünü yaptığı beş yıllık süre içinde 100 milyon dolar maaş ve bonus aldığı tespit edildi. Yani altmış ayda 100 milyon dolar. Aylık: 1 milyon 666 bin dolar. Adam kendini derin devletle firma arasında en önemli köprü olarak tanıtmış. Savaşların ve savaş tehditlerinin getirisinden firmaya büyük pay ayırabildiğini kabul ettirmiş. Bütün bunları babasının hayrına veya firmanın, Cheney’in Cumartesi günleri uğradığı sinagoga bir miktar bağışta bulunması karşılığında yapacak değil.
İş bu kadarla bitmiyor.
Cheney, Bush ailesinin adamı. Bu aile de derin devlet çetesinin en önemli ayağı. Dolayısıyla 2000 yılında Cheney, oğul Bush’la ilişkilerinden yararlanarak ABD Başkan Yardımcısı sıfatıyla yeniden siyaset alanına döndü. Ama mezkûr firmanın Yönetim Kurulu başkanlığına da yakın çevresinden David J. Lesar’ı getirdi. Kendi dostlarından birini neden firmanın başına geçirdiği bir yıl sonra biraz daha net bir şekilde anlaşıldı. çünkü 2001 yılında Cheney’in normalde Başkan Yardımcısı olarak görev yapmasına rağmen Halliburton firmasından maaşının hâlâ devam ettiği ortaya çıktı.
Irak’ın işgal edilmesi için savaş açtırılması amacıyla medya ordusunu harekete geçiren Halliburton firmasından 2001-2003 arasında sadece Cheney’in kendisine değil eşine ve çocuklarına da bayağı yüklü miktarlarda para transfer edilmişti.
Bu kişiler işte böyledir. Kanla beslenirler. Derin devletin mayasında ve hamurunda kan olduğu gibi gıdasına da sürekli kan karışır. “Bu işler kansız olmaz” denmemiş miydi? Bu söz ABD derin devleti için de geçerli. Ama ABD derin devleti darbeyle değil zayıf ülkelere karşı savaş tahrikçiliği ve tetikçiliği yaparak gıdasını alır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.