Dünkü yazımızda Bush Haçlısına bir “Dur!” diyen olmazsa, çok yakında kendimizi 3. Dünya Savaşı içinde buluruz demiştik.
Bu yazıyı 24 Mart 2008 Pazartesi günü yazıyorum. Bu sabah saat 10’da TGRT Haber Programını izledim. Hay izlemez olaydım. 1 günüm Cehennem oldu. Amerikan askeri denilen köpekler, Bağdat’taki Tarihî Mukaddes, Türbe ve Camileri havaya uçuruyorlar. Arkasından da kahkaha atıyorlardı. Keşke Rabbim canımı alsaydı da bu faciayı görmeseydim. Hepimiz Rabbimizden Cenneti istiyoruz. Diyelim ki Dualarımız kabul olundu. Yarın Allah Resulü’nün huzuruna hangi yüzle çıkacağız?
Bugüne kadar hep şehit olmayı isterdim. Şehit olamazsam da Secdede ölmek istiyordum. Yakınlarıma eğer koca karılar gibi rahat bir yatakta aksıra tıskıra ölürsem, benim için işte o zaman ağlayın. çünkü o zaman hayvan gibi ölmüş olurum. Leşin arkasından da ağlanmaz derdim.
Bağdat’a gitmeyi ne kadar istiyorum. Tabiî ki bir turist gibi değil. Savaşçı bir cengâver gibi… Yazık ki vakit çok geç. 75 yaşımda bu hasta halimle nasıl gideyim? Kaldı ki oradaki Müslümanlar da biri birlerine düşmüşler. Korkunç bir gaflet içindeler. “Bütün Mü’minler Kardeştir” mealindeki Ayeti Kerime’nin sırrı maalesef bizlerde henüz teşekkül etmemiş. Bir kardeşimiz acı ve işkence çekerken… Milyonlarca kardeşlerimiz zulüm altında inlerken… Rahat döşeğimizde yatabiliyoruz. Bu mu Müslümanlık? Bizim kardeşliğimiz Habil ile Kabil’in Kardeşliğine dönmüş. Hasan-ı Basrî Hazretlerine, Ashabı soruyorlar. “Siz onları görseydiniz, deli zannederdiniz. Onlar da sizi görselerdi Müslüman demezlerdi” buyurmuş. Akıllılar uyuşuk. Ya delilere n’oldu? Haçlı Savaşçısı Zâlim Bush Hıristiyanlara bile zarar veriyor. Artık Globalleşen bir Dünyadayız. Bugün bizim Batıda yüzlerce camimiz olduğu gibi. ülkemizde de binlerce Kilise Evler var.
Hıristiyan vatandaşlarımız Dinlerini rahatça yaşıyorlar. Kimse onlara karışmıyor. ABD köpeklerinin Bağdat’taki Kutsal Türbe ve Camileri havaya uçurmaları halkı galeyana getirebilir. Dünyanın başka yerlerinde de Kiliseler havaya uçurulabilir. ABD denizaşırı ülkesinden gelip de öylesi bir kargaşaya nasıl engel olabilecek? Birtakım masum insanları ve Tarihî eser ve Mabetleri nasıl koruyabilecek? Bush çılgınını durdurmak ABD’lilere düşüyor. Süper kalmak istiyorlarsa buna mecburlar.
Aynı gün 19 Haberlerinde Sayın M. Ali Birand’ı dinledim. Bugün Irak’ta çok önemli ve kritik bir gün sözleri ile habere başladı. ABD’nin Irak’taki zulmünden bahsedecek zannettim. Ne diyeceğini merak ediyordum. “Bugün Irak'ta işgalden bu yana öldürülen Amerikalı askerlerin sayısı 4000’e vardı” demesin mi? ümidimi halâ koruyordum. “Yaşlı, genç, kadın, çocuk, İrak’ta halktan şu kadar milyon kişi öldürüldü” diyecek diye bekliyordum. Yazık ki boşuna beklemişim. Ağzından ABD’yi haksız gördüğü anlamına gelen 1 tek söz çıkmadı.
Aklıma hemen Kanal D patronunun 2 trilyon vergi kaçağı borcunun %90’nına uzlaşma yolu ile çizgi çekenler geldi. Kimin parasını, kime bağışlıyorlardı. Patronun açığını yakalamışken neden derhal, Star’a ve atv’ye el koydukları gibi Kanal D’ye de el koyup TMSF’ye havale etmediler? Yoksa işin içinde iş mi var?
AKP’nin en amansız muhalifi Kartel Medyasıdır. Onun da kimlerin kontrolünde olduğunu herkes bilir. AK Parti hakkında açılan Kapatma Davası aleyhinde Kanal D’den bir tek cılız ses çıktı mı? Allah saklasın, AKP’liler idama götürülseler, malum medya ipi çeken celladı 1 günde kahraman yapar. Bu tür çevreler karşısında Yasal Görevi onların lehine kullanmak, bindiği dalı kesmek değil midir? öylesi bir patrona yapılan kıyak, AK Parti'yi destekleyen, milyonlarca yürekleri tertemiz, ağızları dualı vatandaşlarımıza haksızlık anlamına gelmez mi?
Sempatik Maliye Bakanı'nın en büyük holdingciye yaptığı iyilik mi önemli; yoksa, nice mü’minlerin Seher vaktinde AK Parti'ye gözyaşları içinde dua etmeleri mi? Bağdat Faciası karşısında, uluslararası kurumlar niye susuyor? çünkü soykırıma uğrayanlar Müslümanlardır. Batılı Batıllar nezdinde, 2 milyar Müslümanın, ağzı burnu kırık bir Tarihî Heykel kadar bile değeri yoktur. Bağdat yok olduktan sonra, Batsın bu Dünya!