Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç benden önce davrandı... Sivil Toplum Kuruluşları arasından bir grubun, ülkedeki gerilimin azaltılması için "Sağduyu çağrısı" yapması üzerine, o gruba dâhil olmayan kuruluşların tercihini merak etmiş ve "Onlar da solduyu çağrısı mı yapacaklar?" diye sormaya niyetlenmiştim.

Bağlamını ve pundunu ayarlamaya çalışıyordum ki Haşim Kılıç karşımdaki ekrana çıkıp "Sağduyu solduyu diye ayırmıyorum. Sorunlar çözülmeli, gerilim azaltılmalı" deyiverdi.

* * *

Bu durumda, kurmaya çalıştığım o cümle kadük mü kaldı?

Tabii ki hayır; aksine güçlenmiş oldu.

Bir şeyin sağı varsa, solu da vardır, öyle değil mi?

Fakat burada iş başka!

Duyunun sağı var, nedense solu yok.

* * *

çünkü olursa, o yönde çağrıda bulunanların, gerilimden yana oldukları anlamına gelir.

Bunu açıkça ortaya koymak da apaçık şapşallıktır.

İyi ama bu sonuca göre bazı taktik, stratejik ve bilmemnejik yaklaşımlar nereye oturacak?

Hani gerilim tırmandırılacak, rektörler kanalıyla öğrenciler sokağa dökülecek, kaos ortamı oluşturulacak, hükümet zora sokulacak...

Doğum gününde nasıl bir hediye istediğini soran karısına "Tayyip'i hükümetten düşürebilir misin?" diye cevap verenlerin talepleri karşılanmış olacak...

Netice itibariyle memleket gül bahçesine dönüşecekti hani?

* * *

Bu konuda nice yazılar yazıldı, nice konuşmalar yapıldı.

Israr ederseniz, size istediğiniz kişinin sözlerinden örnekler gösterebilirim.

Ama sözden örnek değil, özden örnek önemli derseniz, o başka!

Nokta dergisi yöneticilerinin başı, emekli Oramiral özden örnek'in günlüklerini yayınladığı için derde girmişti hatırlarsınız.

Mahkemeler, ifadeler falan...

* * *

Günlüklerde darbe planı vardı.

O planın kod adı 'Sarıkız' olarak açıklanmıştı.

Ve dergi yoğun baskılara dayanamayıp kendi kendini kapatma yolunu seçti.

"Sarıkız" denilince aklımıza sadece bize taze süt veren Fadime'nin ineği mi gelecek?

Yılların Nokta'sı kapandı yahu, daha örnek mi lâzım? Aşk olsun!

* * *

"Sevgili günlük... Yakında darbe yapacağız. Adını Sarıkız koyduk. Kolları sıvadık..."

Ben olsam günlüğe böyle yazardım.

Yazan başka türlü yazmış ya, netice aynı.

Sağduyu sağda, solduyu solda, Sarıkız ortada. Hepsinin üstüne vurun da 'Ayışığı'. (Bu da Sarıkız'ın arkadaşıydı.)

Aman deyim... Yukarıda yer alan ve içinde şapşallık kelimesi geçen cümleye bakarak, darbe planı yapanları o kelime ile suçladığım düşünülmesin. O planlar aleni değildi, gizliydi... Aman!

* * *

Neyse...

Şimdi gerilimin azaltılması için sağduyu çağrısına uyulacak ve herkes bir adım geri atacak.

Ama bu geri adım atma, ileriye daha iyi sıçrayabilmek için atılan geri adımlar cinsinden olmasın!