Evet mi hayır mı, var mısın yok musun, kabul mü ret mi, artı mı eksi mi, olur mu olmaz mı, he mi yo mu?

Dünya bu tür sorular ve cevapları üzerine dönedursun, bendeniz bir iftar daveti ile karşılaşınca, tereddütsüz ve heyecanla kabul ettim.

Kosova Piriştine'de hem iftar, hem sahur...

Türk Hava Yolları'nın Balkanlar'da verdiği bir iftar yemeğine katılacaktık.

*

Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici, TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Soysal ve THY Yönetim Kurulu Üyesi Turan Erol ve THY Basın Müşaviri Ali Genç'le beraber yola çıktık.

Ancak iftar çadırına gitmeden çok daha önce, yapılması gereken bir iş vardı.

Kosova denildiğinde aklımıza ilk gelen, şüphesiz ki Murat Hüdavendigâr.

Onun türbesini ziyaret etmek, bir bakıma tarihî sorumluluktur.

*

Piriştine'ye yakın mesafedeki türbe, tam da Sultan Murat'a yaraşır bir görünümde.

Rehberliğimizi yapan gazeteci, şair Mürteza Büşra, aynı zamanda eski bir öğretmen.

Türk denilince, Osmanlı denilince onun gibiler için akan sular duruyor.

Sular durunca da tatlı şivesiyle kendisi başlıyor anlatmaya.

Onun dilinde hem tarih, hem edebiyat...

*

Sultan Murat türbesinin bahçesinde bir dut ağacı var.

Türbedar ailesinin hanımı o ağaçla ilgili bilgi verirken şöyle söyledi:

"Bu ağaç için biri diyor beş yüz yaşında, başkası diyor altı yüz imış yaşı; bilmem angisi doğru!"

Karadut ağacı, muhteşem görünüyor.

Büyümüş, büyümüş, gövdesi iki parça olmuş.

Yıllar içinde kalınlaşmış, yükselmiş.

Orta kısmına bir berber dükkânı sığabilir.

Çınar ağaçlarında görmeye alışkın olduğumuz o parçalanarak büyüme, Piriştine'de karadut ağacında da karşımıza çıktı.

*

İftar çadırı için çok kişi emek veriyor. Onların başında Ramazan boyunca organizasyonu yürüten İskender Yanova'yı anmak gerekir.

Eyüp Sultan Vakfı koordinatörlüğünde düzenlenen Kosova'da İftar Çadırı üç senedir yapılmakta.

Günde iki bin beş yüz kişi iftar edebiliyor.

Civar köylerden tahsis edilen özel bir otobüsle gelenler oluyor; her gün bir köyden misafirler iftar sofrasını teşrif ediyorlar.

Ayrıca her gün üç yüz kişinin evlerine yemek teslim ediliyor ve erzak dağıtımı yapılıyor.

*

Günlük iftar maliyeti, yedi bin lira civarı.

Her gün bir başka hayırsever veya bir kurum üstleniyor masrafı.

Bizim gittiğimiz Perşembe günü THY karşılamıştı.

İftar sofrasında Türkiye Büyükelçisi, Bakanlar, Milletvekilleri olduğu gibi, halkın çok ilgi gösterdiğini gördük.

Türkiye'den gelen bir bardak suyun, bir lokma ekmeğin bile kıymeti büyük.

İftar masrafını karşılayan isimleri her birini tek tek saymak belki şimdi zor ama aklıma ilk gelen ismin Hakan Şükür olduğunu söylemek istiyorum.