Kelaynak
Kafamı kelaynak kuşuna taktım. Okuyucum da takmış, “Neden kelaynak kuşu?” diyor. Bunda sakıncalı bir şey yok. Hiçbir kuşta görülmeyen bir husus vardır. Başı ve göğsü tüysüzdür. Dünyadaki kuşların içine koysan, “İşte şu kelaynak kuşu” diyebilirsin. Bizim tarif edilen kuşla benzerliğimize gelince! Bütün bir toplumun “evet” dediğine “HAYIR!” dememizdendir. Toplumun, demokrasi, laiklik olgusuna karşı İslam dememizdendir. Bütün inananların uyum sağlamalarına karşı Kur’an dememizdendir. İslam’ın temel kurallarını Müslümanlara anlatmamızdaki sertliktendir. Müslümanın unuttuğu Allah’ın emri cihadı hatırlatmamızdandır.
İslam’ın yükselmesi, yaygınlaşması, gayret sarfedilmesi her Müslümanın üzerine farzdır. Allah “Hoşunuza gitse de gitmese de düşmanlarla savaşmak üzerinize farz kılındı” (Bakara – 216)
“Herhangi bir fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışınız” (Bakara 193) buyurur.
Laik bir sistemin içindeyiz. Yapısında Allah yoktur. Din ayrı, devlet ayrıdır. Müslüman da bu sistemi benimsemiş, çeşitli yerlerinde söz sahibidir. Sistemin ekonomik yapısı materyaldir. Müslüman bu yapıya göre materyal olmuştur. Şimdi sen kalkar da “Malınız ve mülkünüzle Allah yolunda savaşacaksınız” Allah buyruğunu ön plana çıkarırsan, kelaynak olursun. Allah’ı zikir halkalarında, toplu namazlarda hatırlar; ağlar, sızlar, içini orada döker ve rahatlar. Hayatının bütün noktasının Allah’la olunmasından rahatsız olur. Hayatın bütün noktalarının Allah’la olunmayan bir imanın iman olmayacağını söyleyenleri de sevmez.
Sistem fitne bir sistemdir, fasık bir sistemdir. İnanan bu sistemle mücadele için vardır. Allah: “Herhangi bir fitne kalmayıncaya kadar, din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışınız” (Bakara – 193) buyurur.
Fısk, fasık bir sistemle mücadele inancın mücadelesidir. Bu uğurda uğraşmak Allah’ın rızasını kazanmaktır. Müslüman olmanın şartıdır. Bugünkü Müslümanlar ise, sistemle içli-dışlıdır. Menfaat alışverişi vardır. Sistemin ayakta kalmasının esas unsurudur. Banka faizinde Müslüman, kredilerde Müslüman, haramları helal yapmada Müslüman, kumarda Müslüman, tefecilikte Müslüman. Biz bu Müslümanları uyarınca hoşlarına gitmez. Kendi hocalarını anarlar. Okullarda besleyip büyüttüğü, okutup makam ve mevki sahibi hocaları anar. Kendi hanelerine fetva verilince rahatlarlar.
Bugün Müslüman cihadı sevmez, lafından bile rahatsızdır. O, yaşadığı sistemle tanışıktır, arkadaştır, halinden memnundur. Ramazanlarda birkaç erzak ve nevale ile kendisini rahatlatır. Malının zekâtını vermiştir. Canının zekâtını fitre ile ödediği için içi rahattır. Ramazanı tutuyor, zekâtını da veriyor. Daha ne istiyorsun?
Bu noktaları dile getirince kelaynak oluyorsun. Hoşlarına gitmiyor. Cihat, malla, canla, evlad-ı iyalledir. İslam’ın olmadığı, Kur’an’ın işlerlik kazanmadığı, bu uğurda da cehdin yoksa zekâtla kendini kandırabilir misin? Fasık bir sistemde tepki, isyan beslemeden fitre ile gönlünü hoş edebilir misin?
Her gün yüzlerce evladın dinsizleşirken, sistem bunu bilerek yaparken sen bundan sus payı, para vererek kurtulabilir misin?
Evde çocuğun fasıklaşır, komşun dininden bîhaber hayatını sürerken senin softalığın seni kurtarır mı?
Bunları dile getirmek, haksızlıklarını yüzüne vurmak bizi kelaynak kuşu haline getirdi. Kadir Gecesi’ni bir de böyle geçirsek.