Kustu gitti, iyi de etti
Kusturika'nın gelişi ve gidişi, basit, sıradan, alelade bir olay değil, enine boyuna üzerinde durulması gereken bir konu.
O yüzden yorumlar üst üste, alt alta, karşı karşıya ve çaprazlama devam ediyor.
İsmi bile tek tip yazılmıyor adamın: Kusturika, Kusturica, Kusturitsa...
Hepsi aynı kapıya çıkar. İlk yarısı aynı, son kısmı değişiyor. (Kostarika ile karışmasın yeter.)
Kustu gitti işte neticede.
* * *
Onu davet edenler, gösterilen tepkiyi anlamayanlar, tepkiye tepki gösterenler, alay etmeye çalışanlar...
"Biz Bosnalı mıyız ki bu kadar abartıyorsunuz?" diyenler...
Hapur hupur yiyenler, şapur şupur içenler...
Yolları ayrılanların veda cümlesiyle seslenip "Size hayatta başarılar dilerim" diyeceğim, fakat elim varmıyor.
Dost kalmayı bile teklif edemiyorum. Zaten hiçbir zaman dost olmadık ki.
* * *
Bu kafada olduğunuz müddetçe, sizin başarınız insanlığa zarar verecektir.
Siz zulmü alkışlayanı alkışladıkça...
Soykırım yapanlarla aynı tastan çorba içmeye devam ettikçe...
Bosnalı kardeşlerimizin katledilmesini, yıllar öncesinde kalmış basit bir olay gibi gördükçe...
Mütecaviz faşistlerle kol kola girdikçe...
Vicdanlarınıza kulak tıkadıkça...
Size üstün başarısızlıklar diliyorum.
* * *
Şimdi isterseniz, kusup giden adamın, teknolojik imkânlarla, jüriye uzaktan katılması için seferberlik ilân edin.
İsterseniz festivali bütünüyle kaldırıp o ünlü sinemacının bahçesine taşıyın, Altın Portakal'ı orada yapın.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ı düşman ilân etmesine ne kadar memnun olduğunuzu halinizle, tavrınızla, sözlerinizle gösterin kendisine.
Sarılın, kucaklaşın.
Hep beraber Pizza Hut'ta pizza yeyin, hatta kola için.
Ne yaparsanız yapın. Artık olan olmuştur ve güzel olmuştur.
* * *
Yapılan yorumlar arasından Mustafa Akyol'un sözlerine dikkat çekmek isterim.
"Kusturica, Saraybosna doğumlu bir Sırp yönetmen. Sırp diyorum, çünkü ailesi aslında Boşnak kökenli olmasına rağmen 2005 yılında vaftiz olup Sırp Ortodoks Kilisesi'ne katılmış. Kendisine 'Boşnak kökenlerini' soranlara da şöyle demiş: 'Benim babam ateist idi ve kendini hep Sırp olarak tanımlardı. 250 sene Müslüman olmuş olabiliriz, ama ondan önce Ortodoks'tuk ve içten içe Sırp'tık. Sadece Türkler'den kurtulabilmek için Müslüman olduk.'
Adamın din ve kimlik tercihine bir şey diyemem."
Kusturika'nın sözlerindeki yanlışlıkları etraflıca düzeltiyor Mustafa Akyol.
Bütününü görmek isterseniz, iyi edersiniz; dünkü yazısına bakmanız gerekir.
* * *
Din ve kimlik tercihiyle ilgili sözleri bana bir fıkrayı hatırlattı.
Adam oğlunu Amerika'ya göndermiş okuması için.
Dört beş yıl sonra delikanlı zenci bir adamla dönmüş ve babasına şu açıklamayı yapmış:
"Bu Corç, din değiştirecek, Müslüman olacak. Maykıl Ceksın gibi tedavi olup rengini beyazlatacak. Son olarak da ameliyatla kadın olacak ve biz evleneceğiz."
Kimi kime benzetirsiniz, orasına karışmak istemem.
Diyeceğimi dedim, gidiyorum; görüşürüz kısmetse.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.