Muhterem cemaat!

Çok mübârek ve çok mukaddes günler içindeyiz. Ramazan ve Kurban Bayramları Cenab-ı Hakk’ın biz Müslümanlara özel bir ikramı, hususi bir ihsanıdır. Bizler bu günleri kardeşlik gerekleri içinde değerlendiriyoruz.

Kurbanın ne mânâya geldiğinin idraki içindeyiz. Kurban ibâdetini yerine getirenler niçin getirdiklerini, getirmeyenler de niçin getirmediklerini gayet iyi biliyorlar.

Muhterem cemaat!

Son bir aydan bu yana ibâdet karşıtları Kurbanlarımızla ilgili ileri-geri konuşuyorlar. Bunlara acıyoruz, çünkü bunlar cühela zavallılar. Duâ edelim bu ne yaptığını idrak edemeyen zavallılara da Allah hidâyet nasip etsin. Bizler böylelerini asla muhatap almayız.

Muhterem cemaat!

İslâm âlemi birbuçuk milyar civarında, 70 milyon ülkemizde bu yıl takriben 7 milyon civarında Kurban ibâdeti icra edilecek. Kurban edilen her hayvandan 20 kilo et çıktığını bunun 7 kilosunun da fakirlere ve komşulara dağıtıldığını hesaplarsanız, Kurban Bayramı’nda fakirlere 50 bin ton et dağıtılmaktadır. Bu azımsanacak bir miktar değildir.

Bu 50 bin ton etin kokuşmadan, bozulmadan, dağıtımı çok önemlidir. Böyle bir teşkilât, 7 milyon kişi bu mukaddes gün ve Allah’ın emri olan bir ibâdeti yerine getirmek için fakir-fukaranın hizmetine koşuyor. Dini bir görev olan Kurban Bayramı olmasaydı, bu kadar et elimizde bulunsaydı bile, bu eti fakirlere bir-iki gün içinde nasıl ulaştıracaktınız. Bu kadar etin sâdece bozulmadan dağıtımı için dünyanın parası gerekir. Bütün bunlar düşünüldüğü vakit, bâzı kişilerin düşünceleri buna ters diye Kurban ibâdetini yerine getirmekten vazgeçilemez. Demek ki, Kurban ibadetine karşı çıkanlar müthiş bir gaflet ya dâ fakirlere, gariplere, yetimlere ihânet içindedirler.

Muhterem cemaat!

Esefle takip ediyoruz ki, bir kısım akl-ı evveller Kurban ibâdetimizi vesile ederek İslâm’a karşı amansız bir saldırı başlatmışlardır. Aslına bakarsanız saldırı çok eskilere dayanır. Karanlık güçler zamana, mekâna, imkan ve fırsatlara uyum gösterecek tarzda ve şekilde stratejiler geliştirmişlerdir.

Kurban ibâdetimize vahşet diyen kafalar içki masalarında etin çeşitlerini meze yapanlardır. Yılbaşlarında hindi ve çam katliamı yapanlardır. Hayvan derisini sırtlarında kürk, ayaklarında ayakkabı olarak kullandıklarını düşünemeyecek kadar eblehlerdir. Can katliamı diyorlar. Kainatta herşey canlı değil mi? Yedikleri pırasada, ıspanakta bilumum sebzelerde, yedikleri ekmeğin buğdayında can yok muydu? Bastıkları çimende can yok mu? Şuraya buraya gönderdikleri çelenklerin çiçeklerini, yılbaşı diye devirdikleri çamları niye katlettiler bunlar? Bunları akılsızlar nasıl akletsinler?
Hülâsa, İslâm bir hayattır. Onsuz yaşamak en büyük akılsızlıktır.