Diyarbakır Adliyesi önünde çeşitli şaklabanlık örnekleri sergileyen İngiliz, Alman ve İtalyan heyetlerden oluşan grubun yanında beyaz tülbentli yaşlı bir kadın…

Yeteri kadar olmamış, hastalıklı ve ölgün, ham erik kıvamında, fazlasıyla çiğ ve yağmur soğuğu hissi veren kırmızı burunlu, sarımtırak ve çilli yabancıların yanında, siyasi kontrast kesbetsin diye yerleştirilmiş gibi.

Beyaz tülbentli kadın, sarı kafaların yanı başında bir bayrak sallıyor. O bayrağın neyi ve kimleri temsil ettiğini de elbette ki bilmiyor. Bayrağın, birilerinin “Kürt renkleri” dediği sarı-kırmızı-yeşil flamalarla hiçbir ilgisi yok. Diyarbakırlı yaşlı kadının eline sarı kafalar marifetiyle tutuşturulmuş o bayrak, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit mavisi renklerden oluşan ve eşcinsellerin bütün dünyada kullandığı şeritli “gökkuşağı bayrağı”, başka bir ifade ile Gay Pride/ “eşcinsel olmanın gururu”ndan başkası değil.

Bu tablo, aynı mekanda ve aynı iklimde normal şartlarda vuku bulmuş olsa idi Müslüman mahallesine dadanmış köpekbalıkları hükmünde kabul gören o sarı kafalar enselerinden birer birer tutulup zararları erişemeyecek mesafelere bırakılmak suretiyle beyaz tülbentli kadıncağızın yanı ve yöresinin böylece temizleneceği muhakkaktı. Lakin vaziyet normal şartların çok ötesine geçmiş.

Diyarbakır’a KCK kapsamında yargılananlara destek maksadıyla gelmiş olan ve kamera görünce ikide bir Çav Bella okuyan o yabancılar, emperyalizmin ihale ettiği, üçüncü dünya ülkelerinin modernleştirilmesi vazifesini üstlenmiş bulunan Batı sosyalizminin bugün geldiği son duraktaki misyonerleri durumundalar.

Bir koldan yeni yetme gençlere, cahil manken ve namzetlerine, hoş duygular dahil her bir şeyi parayla satın almaktan usanmış kokanalara kendilerini bir şey zannettirmeyi toptan sağlayan yeşil yaprak desenli sosyal sorumluluk soytarılığı; diğer bir koldan küçük burjuva yozluğunu din ve inanç özgürlüğü ile harmanlayarak buralardan eşcinsellere, gayrimüslimlere, Çingenelere, Alevilere, İslamcılara, Kürtlere özgürlük dağıtmayı organize etmek öyle kolay bir iş değil. Yeni tür bir 68 Kuşağını alâyı vâlâ ile kitlelere müjdeliyorlar.

Ve diyorlar ki; siz sakın o kaba ve çıplak elleriniz ve az gelişmiş o kıt akıllarınız ve beyaz tülbentleriniz ve Kürt veyahut Türkmen aksanınızla kendi başınıza, birbirinizle veya bir olup başkalarıyla çetin hesaplaşmalar içine girmeyin. Ne lazımsa biz size onları lütfederiz. Siz sadece alın ve bu bayrağı sallayın!