Söylesem bir türlü...

Söylesem bir türlü...

Bizim gazetenin dünki manşetini görünce herhalde sizlerin de tıpkı benim gibi göğsünüz iftiharla kabarmış ve hamiyyetinizden gözleriniz yaşarmışdır:

“65 Bin Erin Asıl Görevi Garsonluk.”

Altbaşlığa göre bu keşif “Genelkurmay’ın yaptığı çalışma” sonucu mümkin olabilmiş. Görüldüğü üzere azmin elinden hiçbir şey kurtulmuyor. Oysa bir önceki GK Başkanı Sayın İlker Başbuğ yıllarca “Yâhu, merakdan çatlayacağım! Nereye kayboldu şu 65 bin er?” diye kendini helâk etmiş, ama bu suale doyurucu bir cevab alamamışdı. Onun selefi Yaşar Büyükanıt Paşa da görev süresi boyunca Türkiye’nin altını üstüne getirmesine rağmen bu 65 bin rütbesiz genci bir türlü bulamadı.

Meğerleyim “orduevlerinde, tâtil kamplarında, havuzlu ve restoranlı tesislerde ve gazinolarda” angaryacılık ediyorlarmış da haberi yokmuş kimsenin!

E, Paşamlar da haklı! Kimin aklına gelirdi ki oraları?

Nasıl da gizlemişler onca adamı, şâyân-ı hayretdir yâni!

Buna ayrıca “hizmetli” olarak adlandırılan ve eski “emireri” kelimesinin bir tür “makyajlısı” olarak niteleyebileceğimiz erler de katılınca sayı 180.000’i aşıyormuş. (“star” , 14 Ekim 2010)

Yâni değerli subaylarımızın muhterem zevcelerine uşaklık ve “eşeklik” filan yapmak için kullanılıyorlar ki manava kasaba koşuşturup yerleri filan silebilsinler ve sevimli yavruları sırtlarına binsin! (“Sabah” , 20 Ekim 2010)

İngiliz Silahlı Kuvvetleri’nin toplam mevcûdu 173.000 kişi!

Bizimki, yine GK “araştırması”na göre 736.000 kişi!

Ama diyorlar ki sayı düşerse, zorunlu askerlik kalkarsa yurd savunması zayıf düşer ve maazallah düşmanlarımız bizi gelip “ham” yapar.

Yine dünki Alman gazetelerinde “Alman Ordusu’nu (yeniden) Yapılandırma Komisyonu” tarafından hazırlanmış rapor yer aldı. 250.000 olan mevcûdu 180.000’e indirmeyi, Savunma Bakanlığı sivil personelini 3.000’den 1.400’e düşürmeyi ve zorunlu askerliği kaldırmayı öngörüyorlar. Savunma Bakanı o bile çokdur, 160.500’e insin diyor.

Açılmışken, bizdeki sivil personel mevcûdu 50.000!

Alman Ordusu’ndaki toplam general ve amiral mevcûdu 38.

Bizdeki 360!

Bizdeki toplam subay sayısı 46.000! Yâni her 15 er, erbaş ve astsubaya bir subay düşüyor.

Amerikalıların bir sözü vardır: “Reis çok, Kızılderili yok!”

Bizdeki durumsa biraz farklı. Bizde “Kızılderili” de lüzûmundan fazla ama “reis”ler ondan geri kalmıyor.

Türk gazetecisi olmak zor iş. Bu yâhut buna benzer şeyleri yazarsınız hakkınızda “devlet sırlarını ifşâ” etmekden dâvâ açılır, ananızdan emdiğiniz burnunuzdan gelir, sonra aradan yıllar geçer, ansızın devlet bir “araştırma” yapar ve bakarsınız ki az bile yazmışsınız.

Benim bu konudaki ilk yazım 13 Mart 1990 târihini taşıyor. “Avrupalılık-Evropâîlik II” başlıklı. 20 seneyi aşmış!

Demek istediğim, geçenlerde de belirtdiğim gibi, ömür boyu hep geviş getirircesine aynı konuları işleyip duruyoruz.

İşin acısı bâzı şeyleri de yazdığınız için değil yazmadığınız için kötü kişi oluyorsunuz.

Roland Barthes haklı:

“Le fascisme, ce n’est pas l’interdiction de dire, c’est l’obligation de dire.”

Faşizm söyleme memnûiyeti değil söyleme mecbûriyetidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi