Nihayet, bir Başbakan, bu ülkede Süleymaniye diye bir ulu mâdebin olduğunu...

İstanbul ve tarih âşığı Yahya Kemal'in vaktiyle "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" diye bir şiir yazdığını hatırladı.

Hatırlamakla kalmadı, bize de hatırlattı.

Yenileme çalışmaları tamamlanan muhteşem eserin, yeniden ibadete açılışını bayram sabahına denk getirdi.

Şükür ve teşekkür bir arada...

* * *

Başbakan'a övgüler dizmek, bazılarının nezdinde hoş olmuyor ama bu kadarına müsaade edin.

Bir yanda candaşlık, bir yanda yandaşlık varken, çok hoşumuza gelen bir şeyi de açık yüreklilikle ifade edelim.

Başka bir zaman da muhalefet için övgü dolu sözlerle dengeyi sağlarız.

İşimiz ne?

Dengeleri yengelerden daha fazla önemseyen anlayışlar yüzünden neler çektik, kim bilecek?

* * *

"Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede

Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de

Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,

Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi

Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,

Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.

Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,

Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir..."

* * *

Bu arada, 'mehabetli'nin "büyük, ulu, yüce, gösterişli" anlamına geldiğini de belirtelim ki Manisa'nın bir ilçesi olabilir mi diye düşünmesin kimsecikler.

* * *

Yahya Kemal'e sormuşlar:

"Ankara'nın nesini seversiniz?"

Hazır cevaplığıyla tanınan üstat "İstanbul'a dönüşünü" diye cevap vermiş.

* * *

Hakikaten, nereye gidilirse gidilsin, İstanbul'a dönüş, şahanedir.

Yalnız, bu sözün asla söylenmeyeceği bir gün vardır.

O da bugündür.

* * *

Dokuz günlük bir bayram tatili sonrasında, İstanbul'a dönmek tam anlamıyla kâbus.

Yolların kalabalık olacağını hesap edenler, parça parça erken döndüler.

Yine de yollar ana baba günü.

* * *

Trafik kazalarına hiç değinmesek daha iyi...

Kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı, hesap yapmak için henüz erken.

Bilânçoyu gece vakti göreceğiz; dönüşler tamamlandıktan sonra.

* * *

Bu kadar fazla kaza olmasının sebepleri üzerinde düşünürsek, karşımıza birkaç madde çıkar:

Acemilik, tedbirsizlik, kural tanımazlık, kendine aşırı güven.

Bunların hepsini toplayın, eşittir işaretini koyun, sonuç şudur: Az gelişmişlik.

Ülkenin değil, kafaların az gelişmişliğini kastediyorum.

Sorun, beyin kıvrımlarında.

Belli ki bazı noktalarda kontak var.

Her uzun bayram tatili boyunca, hem tu-rizm gelişiyor, hem de cenaze sektörü.