İmralı’dakine rahatlık yaramıyor
Milletin imkanlarını kullanarak İmralı’dan yönetmek galiba dağdan yönetmekten daha rahat oluyor... Geçen hafta İmralı’dan yükselen tehdidin BDP üzerinde ne kadar etkili olduğunu bir daha gördük... Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Artık silahlı mücadelenin miadı doldu” dediği için terörist başı tarafından adeta ölümle tehdit edildi ve istifa etmesi istendi. Baydemir konuşmasının yanlış anlaşıldığını, öyle demek istemediğini vs. söyleyerek makamında kaldı... Ne gariptir ki; bir ilimizin belediye başkanı toplumun gözleri önünde tehdit edilerek hizaya getiriliyor... Doğrusu böyle bir durumda en azından devletin İmralı’nın sesini kesmesini beklerdim... Güneydoğu’da bazı yerel yönetimleri İmralı’daki irade yönetiyor!.. Öcalan şimdi de Baydemir’e diğer belediye başkanları ile birlikte “demokratik özerklik” konusunda çalışmasını istemiş. Görülüyor ki verilen imkanlar terör sorununun çözümüne katkı sağlamıyor... Bunlara rağmen halen şartların iyileştirilmesinden söz ediliyor...
Baydemir Güneydoğu’nun sorunları ve çözümü hususunda birçok BDP’liden daha fazla öne çıkıp konuşan, hatta devlete dahi kafa tutan biri!.. İmralı’nın tavrından sonra kendisine birkaç partilinin sahip çıkmasına rağmen şimdi susturuldu; İmralı’ya direnemedi. Bu olay Baydemir’in ve benzerlerinin tavırlarını, korkularının yönlendirdiğini ortaya koyuyor... Bu nedenle söylemleri arasında istikrar görünmüyor. Belki samimi oldukları sözlerinin arkasında dahi duramıyorlar... Dolayısıyla çözüm hususunda ileri sürdükleri önerilerin ve isteklerinin bir kıymeti olmuyor... Bazen korkuyu unutup düzgün konuşuyorlar... Ancak namlunun ucu gösterilince geri adım atıyorlar... Kendileri devletin korumasını istemedikleri gibi devletin de böyle bir tavrı olmuyor... İşte Türkiye’nin sorunu bu... Baydemir gibi gerçekten artık silahlar sussun diyebilecekler devletin kendilerini koruyabileceğine inanmıyor... Bu tür davranışları KCK’nın nasıl baskı altında tuttuğu biliniyor... BDP barış isteyen bir siyasi hareket gibi ortaya çıkıyor olmasına rağmen PKK’nın ve dahası İmralı’nın dediklerinin dışına çıkamadığı için kendilerine güvenilmiyor. Referandumda alınan boykot kararına rağmen gene de Doğu ve Güneydoğu’da anlamlı bir katılım oldu... Kürt kardeşlerimizin bu tür tavırlarının güçlenmesi için Kandil’in ve İmralı’nın toplum üzerindeki etkileri bitirilmelidir... Bu güne kadar başarılamayan bu olayın gerçekleşmesi, bundan sonra da PKK’yı destekleyen beynelmilel güçlerin insafına kalmış durumda. Şimdi Füze Kalkanı Projesini kabul eden Türkiye’nin, PKK ile kendi topraklarında mücadele eden İran’ın da desteğini kaybetmiş olduğunu düşünüyorum... Böylece Türkiye’nin önemli tehdidi yeni bir boyuta sıçramış oldu...
Kürt Toplumunun Gerçek Temsilcileri Muhatap Alınmalı
Doğrusu Baydemir’in yukarıdaki sözü ile biraz umutlanmıştım... Çünkü terör sorununun çözümü için İmralı’nın muhatap alınmasının yerine, Kürt toplumunu temsil edecek aydınlarla görüşülmesinin en doğru yol olduğuna inanıyorum... Marksist PKK, Kürt toplumunun temsilcisi olamaz... Devlet, sorunun çözümüne katkısı olabilecek sivil toplum temsilcilerini cesaretlendirmelidir. İmralı’nın muhatap alınması bu sorunun çözümünü engeller... Çünkü İmralı mantığı kendisinin, PKK var oldukça yaşayabileceğine inanıyor... Başka hiç kimseye de güvenmiyor; ne Kürt toplumuna ve ne de BDP’ye... Oysa ülkede demokratik yapının güçlenmesinin herkes için bir güvence olacağı açıktır... Demokratik haklarımızın bu ortamın gücü tarafından korunacağına inanmalıyız... Referandumda EVET çıkması ile vesayetleri sonlandıran gelişmelerin, bütün kesimlerin sorunlarının çözümü için yararlı olacağına inanıyoruz... Eğer birileri garanti arıyorsa bu ortamın varlığına güvenmelidir.
Geçtiğimiz günlerde terörist başının devlet temsilcileri ile görüştüğü ve iki protokol için uzlaşıldığı avukatları tarafından ifade edildi... İşte tam da bu sırada Öcalan’ın elini zayıflatacak Baydemir’in açıklaması gündeme düştü. Ancak bu devlet temsilcilerinin kimler olduğu ve hükümetin bu konudaki tutumunun ne olacağı merak edilmektedir... Öcalan’ın açıklamalarına bakılırsa Başbakan’ın duruşu kendisine güvence vermiyormuş... Aslında bu iyiye işaret... Toplum bebek katilini hiçbir zaman affetmeyecektir... Bu nedenle İmralı’ya güvence verenlerin sonu hazin olacaktır. Silahlar bırakılmadan demokratik açılım sonrası Habur’dan giriş yapanlar şimdi neredeler?.. Kaç kişi topluma entegre oldu ve bizimle birlikte yaşıyor?.. Üniversitelerde Kürt Enstitüleri açıldı... TRT 6 Kürtçe yayına devam ediyor... Kürtçe Dil Kursları açıldı... Bunlar güvence değil mi?.. Teröristler üzüm yemek değil bağcıyı dövmek istiyorlar... Buna da milletimiz izin vermeyecektir... Kim hangi dilden anlıyorsa o dilden konuşulmalıdır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.