Yasin Doğan

Yasin Doğan

Erdoğan'ın gerçek başarısı (I)

Erdoğan'ın gerçek başarısı (I)

Son altı yıldır yapılan kamuoyu araştırmaları Türkiye'deki liderlik profilini ve popülaritesini ortaya koyuyor. Tayyip Erdoğan yüzde 25-35 arasında, diğer tüm liderler ise yüzde 10'un altında bir beğeni oranına sahip. Bu tablo neredeyse hiç değişmiyor.

Başbakan Erdoğan diğer tüm lider ve devlet adamlarından ayrı bir kategoride yerini koruyor. Gül, Baykal, Bahçeli, Sezer gibi isimler 5-10 puan arasında değişen bir grafiğe sahipler. öbür liderler ise çok düşük oranda seyrediyorlar. DP ve DTP liderlerinin ismini bile çoğu vatandaş bilmiyor.

Erdoğan'ın, Türk siyasi hayatında Atatürk, İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit ve özal'dan sonra birinci kategoride kendisine yer bulmuş olduğunu söyleyebiliriz. Arada gelip geçen liderler Mesut Yılmaz, Tansu çiller, Erkan Mumcu, Mehmet Ağar ve diğerleri bu çizgide kendilerine yer bulamadılar. önemli lider tipolojisinde olup, devlet idaresi ve ortaya koydukları ürünler açısından kategoriye giremeyen çok isim de var. Türkeş, Erbakan, Baykal gibi…

Erdoğan'ın başarısının altında tabii ki, yüzde 47 halk desteği, kazandığı seçimler ve sıfırdan bir parti kurup bir yılda iktidar yapması, iki dönem üst üste iktidarda tutması var. Ama aslında bu başarının nedeni değil, sonucu.

Erdoğan'ın aldığı oy, sağladığı halk desteği ve sempati ortaya koyduğu siyaset tarzının ve icraatların bir ürünü olarak değerlendirilebilir.

Ekonomide kırılan rekorlar (GSYİH'nın 660 milyar dolara, ihracatın 114 milyar dolara çıkması gibi), AB sürecinde gerçekleştirilen reformlar, dışpolitikada yoğunlaşan müspet ilişkiler ve yükselen imaj, yerel ve bölgesel kalkınmada gerçekleştirilen yatırımlar bu başarının temelini oluşturuyor. Toplu konuttan duble yollara, KöYDES'ten sosyal projelere kadar AK Parti hükümeti belirgin ve daha öncekilerle kıyaslanamayacak bir performans ortaya koydu. Türkiye'nin sağladığı güven ve istikrar halkın gelecek umutlarını artırdı.

Bence Erdoğan'ın gerçek başarısı Türkiye'de gerçekleştirdiği dönüşümde değil, muhafazakar kitlede ve siyaset algısında gerçekleştirdiği dönüşümdedir.

Milli Görüş çizgisinden gelen bir siyasetçi olarak Erdoğan din-siyaset, din-devlet ilişkilerinde ve bunun tezahürü olan siyaset tarzında devrimsel bir değişim gerçekleştirmiştir.

Bazıları bunu “İslamcı siyaset tarzının laikleştirmesi” diye eleştirebilir ya da İslamcılık, din, diyanet bilgisi anaokulu düzeyinde olan bazıları bunu İslamcı çizginin takiyye yapan bir türü olarak değerlendirebilirler. Ama ortada ciddi şekilde analiz edilmesi gereken çok önemli bir hareket var.

İslamcılık, siyasetin merkezine “devlet”i ve “ideoloji”yi yerleştirir. Zaten İslamcılık da dini ideolojik formata dönüştürerek devlet aygıtı ve siyasi irade marifetiyle dönüşümü esas alan bir anlayıştır. 20. yüzyıl sonlarında ideolojilerin popülaritesini yitirmesiyle İslamcılık da dünya genelinde ciddi bir dönüşüm geçirmeye başlamıştı. Bir çok İslami hareket devlet endeksli değil, toplum endeksli bir anlayışa doğru evrilmeye, yöntem olarak da yukarıdan aşağıya bir dönüşüm yerine aşağıdan yukarıya bir dönüşümü savunmaya başladı.

İslami oluşumların yaşadığı bu değişim 1990'lı yıllardan sonra Türkiye'de de kendisini hissettiriyordu. Birçok katı ideolojik radikal hareket eğitim çalışmalarına, kurumsallaşmaya, toplumsal fonksiyonlara önem vermeye başlıyordu.

AK Parti'nin ortaya çıkışı böyle bir döneme denk gelse de, AK Parti İslamcılığın iç dönüşümünün bir parçası değil, yeni şekillenen bir olgunun tezahürüdür. Bu yenilik yöntemden üsluba, amaçlardan örgütlenmeye kadar her alanı kapsamaktadır. AK Parti ne amaç itibariyle, ne de yöntem ve tarz itibariyle İslamcılık kategorisinde değerlendirilebilir. Böyle bir dönüşüm aranıyorsa bunun adresi, kendisini Milli Görüş çizgisinin devamı gören partiler olabilir.

Yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yasin Doğan Arşivi