Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Neler oluyor bize?..

Neler oluyor bize?..

Batı ülkeleri ile karşılaştırıldığı zaman; şükür ki, ülkemizde işlenen suçların oralara göre az olduğunu, rahatlıkla görebiliyoruz.

Ama az ya da çok, aslında mümkünse hiç olmaması gereken olaylar yaşandığı ve belki büyük çapta değilse de, insanımızın gelişmelerden tedirgin olduğu da bir gerçek.

İtalyan sanatçı Pippa Bacca’nın vahşi bir şekilde öldürülmesi, ülkemizde alarm çanlarının çalmasına sebep oldu.

İtalya’dan yola çıkıp, kılına bile halel gelmeden 4 farklı ülkeden geçip Türkiye’ye kadar gelen İtalyan sanatçı, Gebze’den öteye gitmeyi başaramadı...

çünkü arabasına bindiği bir kişinin tecavüzüne uğradı ve öldürüldü.

Pippa Bacca’ya tecavüz ederek öldüren kişi, içimizden birisi. Ve İtalyan Barış Gelini Pippa Bacca’nın başına gelenlerin benzerleri, hemen her zaman yaşanıyor ülkemizde.

Sadece o tür değil tabii. çok daha farklı olaylarla hemen her gün yüzyüze geliyoruz ve bunlardan çoğu medya organlarına yansımıyor bile.

Hırsızlık, soygun, yankesicilik, gasp; kan davası, cinayetler; taciz, sarkıntılık, tecavüz...

Bunlara ve benzerlerine elbette yabancı değildik ama son zamanlarda bu türden olayların sayılarının artmasının yanında, değişiklik arzeden şekilleri de karşımıza çıkıyor.

Ve toplumun, nerdeyse alıştığı için, artık sıradan kabul ettiği kötü olayların daha da kötüleri ortaya çıkıyor, gün be gün.

Ve alarm çanları çalmaya başladıktan sonra, kaçınılmaz soru gündemdeki yerini almaya başlıyor:

Bize ne oldu?..

Ya da; bize ne oluyor diye mi sormalıyız?..

Ne oldu veya ne oluyor?.. Nasıl sorarsak soralım; birşeyler oldu ya da oluyor ve bunlar, pek hoş şeyler de değil.

Bize neler olduğu hususunda uzmanların yaklaşımları farklı. Konu ile alakalı olarak, ‘ulema beyninde ihtilaf var’ yani.

Uzmanlar konuşunca, uzman olmayanların kolaylıkla anlama imkanı olmayan bir dilden konuşuyorlar genellikle ve ne söylediklerini anlamak hususunda ciddi zorluklar yaşıyoruz.

Kimine göre, biz zaten böyle idik ve olup bitenlerde şaşırılacak bir şey yok. Artış hissi sadece olup bitenlerin medyada fazla yer bulabilmesi ile alakalı onlara göre.

Kimisi, olup bitenlerin ‘köyden indim şehire’ muhabbeti çerçevesinde açıklanması gerektiğini düşünüyor.

Bugün yaşanmakta olan rahatsız edici birçok şeyin eskiden olmadığını söyleyen bir kesim ise, karşımıza çıkan problemlerin, yeni gelişmelere intibak etmekte güçlük çeken kişilerle ilgili olduğu kanaatinde.

Her nasıl olabiliyorsa, sözkonusu olumsuz gelişmeleri, çocukların din eğitimi alıyor olması –evet, alıyor olması!- temelinden hareketle açıklama merakında olanlar da var.

Rivayetler muhtelif, ama problem açık ve net: Suç çeşidi ve suçlu sayısı giderek artıyor.

Güvenlik güçlerinin elinden geleni yaptığı konusunda şüphemiz yok ama yapılanların yeterli olduğunu söylemek imkansız.

Adli mekanizmanın, kendisine teslim edilen suçlulara karşı verebildiği cezanın caydırıcılığı şüpheli.

Cezalandırma yolu ile, Suçluların ıslah edilip edilemediği ise apayrı ve oldukça ciddi bir problem.

Suç işleyenler arasında, ıslah olduğu varsayılarak ya da af vesilesiyle cezaevinden çıkarılanların sayısının yüksek oluşu, sistemin pek de sağlıklı işlemediğinin göstergesi...

Eğitim tabii ki şart ama imkansızlıklar sebebiyle, eğitimin gerektiği gibi yaygınlaştırılamadığı da bir vakıa..

Ve insanların kendi kendilerini frenleyebilmeleri hususunda en büyük rolü oynayabilecek ‘din’ konusu da, her nedense devre dışı bırakılmaya çalışılıyor...

Ondan sonra da çıkıp soruyoruz: Neler oluyor bize?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi