- Lütfü Bey; geçen hafta yapılan Kurultay sonucunda CHP’yi genel seçimlere hazırlayacak yönetim kadroları belirlendi. Bu arada Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da Kurultayda CHP’nin 41 seçim vaadini dile getirdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bütün bunları?
- İktidar bacağı kadar muhalefet bacağı da güçlü olursa demokrasi sağlıklı bir şekilde yürüyebilir. Bu bakımdan bir ülkede başta ana muhalefet olmak üzere muhalefetin de güçlü olması gerekir. Ancak CHP’nin şimdi yaptığı gibi sadece vaatte bulunursanız, ama bu vaatlerinizi nasıl gerçekleştireceğinizi açıklamazsanız, muhalefet olarak inandırıcı olabilir misiniz? Kaynağını açıklayamadığınız vaatlerle, muhalefet olarak güç kazanabilir misiniz? Ana muhalefet CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bu vaatleri gerçekleştirmek için gerekli kaynağı nereden bulacaksınız” diye soruluyor. Ama Kemal Kılıçdaroğlu, “Benim adım Kemal, bulurum” demekten başka bir kaynak gösteremiyor. Elbette bu vaatler gerçekleştirilemez değildir. Ancak bu vaatleri gerçekleştirmek için, ülkenin mevcut kaynaklarını zenginlerden değil fakirlerden yana, kapitalistlerden değil emekçilerden yana kullanmanız gerekir. Oysa Türk Harb-İş Sendikası Genel Koordinatörü Oğuz Topak ile 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Ayşe Uysal’ın siyasi parti yöneticilerinin sınıfsal profili üzerine yaptığı araştırmaya göre, CHP zenginlerin, kapitalistlerin bir numaralı partisidir. Bu konuda onu az farkla AKP izlemektedir. Kemal Kılıçdaroğlu hem fakirlerden, emekçilerden yana vaatlerde bulunuyor; ama yönetimine bir tane fakiri, bir tane dar gelirli emekçiyi almıyor. Bir tane maden işçisini, bir tane Tekel işçisini almıyor. Buna karşılık dünyanın her ülkesine kapitalist yönetim tarzını yerleştirmek için su gibi para akıtan merkezi ABD’deki Soros’un vakıflarının bizdeki işbirlikçilerini CHP yönetimine alıyor. Mehmet Ağar gibi azılı sağcıların danışmanlarını, sağcı partilerin genel başkan yardımcılarını CHP yönetimine alıyor. CHP’nin yönetimi sağda, ama vaatleri solda! Bu kadar sağcı ile solculuk olmaz! Bu kadar kapitalist ile emekçilik olmaz! Bu kadar Soros’çu ile Che Guevara’cılık olmaz! Böyle bir parti, vaatlerini gerçekleştirmek için zenginden alıp fakire kaynak aktaramaz.
ABD VARSA HER ŞEY,
ABD YOKSA HİÇBİR ŞEY!
- Güneydoğu’da yaşamın her alanında Türkçe’ye ek olarak Kürtçe’nin de kullanılması önerisine karşı Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı sert açıklamayı nasıl yorumluyorsunuz?
- Aslında Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’nı aşıp açıklama yapmamalı. Ama eğer Genelkurmay haddini aşmaktan, açıklama yapmadan duramıyorsa, hiç olmazsa sivil, siyasi değil askeri konularda açıklama yapmalı. Örneğin ABD ülkemize füze kalkanı sistemini yerleştirmek istiyor. Türkiye’yi Rusya’ya karşı ileri karakolu olarak kullandığı gibi, İran’a karşı da ileri karakolu olarak kullanmayı amaçlıyor. Peki bir yönüyle askeri konu olan bu konuda niçin Genelkurmay bir açıklamada bulunmuyor? Mesela niçin “Türk Ordusu ABD çıkarlarının bekçisi gibi kullanılamaz” demiyor? Bunu demeyen Genelkurmay, sivilleri, siyasileri ilgilendiren ne kadar konu varsa, hemen o konuya dahil olup, “Türk Ordusu Cumhuriyet’in bekçisidir” deyip, gözdağı vermeye kalkışıyor. Füze kalkanı konusunda “Türk Ordusu emperyalist ABD’nin çıkarlarının bekçisi olarak kullanılamaz” diyemeyen Genelkurmay, emperyalizme karşı savaşılarak kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin bekçisi olabilir mi? Malumunuz ABD askerleri Türk subaylarının başına çuval geçirip ordumuzun itibarını yerle bir etti. Ama buna karşılık Genelkurmay, ABD’ye en küçük bir tepki bile gösteremedi. Daha kendi subayının güvenliğinin bekçisi olamayan, ülke güvenliğinin bekçisi olabilir mi? Böyle bir Genelkurmay’ın, Güneydoğu’daki yaşamda iki dilin kullanılması tartışmasına katılıp, “Cumhuriyet’in bekçisiyiz” diye gözdağı vermeye kalkışmasını ciddiye alan olabilir mi? Bu konuyu siviller, siyasiler tartışsın, bırak. Sen Genelkurmay olarak, kendini ilgilendiren konularda vazifeni hakkıyla yapmaya bak. Yahu sen ABD izin verince tankları yürütüyorsun; ama ABD izin vermeyince bisiklet bile yürütemiyorsun! Yani ABD’nin desteğini aldın mı her şey, ABD’nin desteğini almadın mı hiçbir şey oluyorsun! Sen sivilleri, siyasileri ilgilendiren konularda sert açıklamalar yapacağına, önce düştüğün bu durumdan kendini kurtarmak için gerekeni yap.