Ahmet Varol

Ahmet Varol

2010 Değerlendirmesi-3

2010 Değerlendirmesi-3

NATO’nun yeniden yapılanma atağı ve füze kalkanı tartışması: “Komünist tehdit”e karşı bir askerî ittifak olarak kurulan NATO normalde doğu blokunun çökmesiyle fonksiyonunu da kaybetmişti. Fakat dağılmaması için ittifaka yeni fonksiyonlar bulunmasına çalışıldı. Bu amaçla onu etkin kılacak yeni tehditlere yönelindi. Birinci sıraya da “uluslararası terör” kondu. ABD de Irak ve Afganistan’ı işgalinin gerekçesi olarak “uluslararası terör” tehdidinden yararlandı. Bu işgallere paralel olarak söz konusu tehdidi göz korkutucu gösteren bazı şiddet olayları yaşandıysa da zamanla bunun NATO ittifakına gerekçe oluşturacak kadar güçlü olmadığı kanaati yaygınlaştı. 2010’da NATO’nun yeniden yapılanması ve yeni gerekçeler bulması için bir atak gerçekleştirildi. Özellikle nükleer silahlanmadan ve nükleer teknolojiyle üretilen füzelerden kaynaklanan tehdidin göz korkutucu ve NATO ittifakına gerekçe olarak gösterilmesi için füze kalkanı sisteminin yerleştirilmesi iyi bir stratejik propaganda aracı olacaktı. Fakat sistemin yerleştirilmesi için Türkiye’nin seçilmesi NATO’nun işini zorlaştırdı. Çünkü Türkiye halkı sisteme gerekçe olarak kullanılan İran’ın nükleer teknolojisini iddia edildiği derecede bir tehdit olarak görmüyor ve füze kalkanı sisteminin ülkesinin topraklarına yerleştirilmesine karşı çıkıyordu.
Siyonizm - yeni haçlı ittifakının Kur’an düşmanlığı: Batıda İslâm’a karşı çirkin bir savaş içine giren siyonizm - yeni haçlı ittifakı Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ailesiyle alay eden karikatürle başlattığı iğrençliği 2010 yılında doğrudan Kur’an-ı Kerim’i hedef alan saldırılar derecesine çıkardı. Bu amaçla özellikle 11 Eylül olaylarının yıl dönümü bahane edilerek ABD’nin New York şehrinde Kur’an-ı Kerim’ler yakıldı. Kur’an yakma tarzındaki iğrenç saldırılar daha sonra muhtelif Avrupa şehirlerinde de tekrarlandı. Bu olaylar siyonizm - yeni haçlı ittifakının iddia edildiği gibi “radikal İslamcılığı (!)” veya şiddeti değil doğrudan İslâm’ı ve onun temel değerlerini hedef aldığını gösteriyordu.
Azerbaycan’da İslâm’a karşı savaş: İslâmî bilinçlenmeden ve itikadî değerlerin hayata yansımasından ciddi şekilde rahatsız olan komünist rejim kalıntısı Azerbaycan yönetimi 2010’da İslâm’a karşı savaşının trendini yükseltti. Bu savaşında siyonist işgal güçleriyle de ittifak içine girdiği gözlenen Azerbaycan yönetimi 2010’da İslâm karşıtı resmî terörünü önce ezan yasağıyla, sonra cami yıkımlarıyla ardından da İslâmî tesettürü yasaklayarak iyice dışa vurdu.
Wikileaks bombası: 2010 yılının son döneminde dünya genelinde en çok gündem oluşturan gelişme “Wikileaks belgeleri” diye adlandırılan bilgi ve dokümanların kamuoyuna açıklanması oldu. Wikileaks bombasının etkili olması için öncesinde kapsamlı bir medya faaliyeti yürütülerek tüm kesimlerde merak oluşturuldu. Öncesindeki propagandada belgelerin ağırlıklı olarak ABD’nin Irak ve Afganistan işgaliyle ilgili gerçekleri gün yüzüne çıkaracağı mesajı verilmişti. Fakat bu konudaki bilgiler daha önce gün yüzüne çıkarılmış gerçeklere çok fazla yenilikler katmadı. ABD’nin bazı kirli ilişkilerine temas eden ama diplomatik magazin tarafı ağır basan bilgi ve dokümanların ekseriyeti oluşturduğu görüldü. Siyonist işgalin kirli ilişkileri hakkında göze batacak bir şey ortaya konmaması da dikkat çekiciydi. Son dönemde bu konudaki dokümanların da açıklanacağının söylenmesine rağmen şu ana kadar açıklananlar siyonist saldırganlığın çirkin yüzüyle ilgili olarak kamuoyunun bildiklerine söze gelir bir şey katmıyor.
Doğal felaketler yılı: 2010 yılı dünyada bir doğal felaketler yılı oldu. Sel felaketleri, salgın hastalıklar, aşırı sıcaklardan kaynaklanan büyük yangınlar, kış mevsiminde de özellikle Avrupa’da hayatı felce uğratan kar yağışları toplumların beşeri ve maddi yönden büyük kayıplar vermesine sebep oldu. En büyük âfet de Pakistan’daki sel yüzünden yaşandı. Buradaki sel neredeyse ülkenin tamamını etkileyecek kadar ciddi boyuttaydı. Son yıllarda yaşanan doğal âfetlerde çevre düzenini ve dengeleri olumsuz etkileyen teknolojik gelişmelerin ve ürünlerin, sanayinin kontrolsüz gelişmesinden dolayı ısı dengesinin bozulmasının önemli rolünün olduğu tahmin ediliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi