- Lütfü Bey; Yargıtay’ın tutukluluk sürelerinin en fazla 10 yıl olacağı şeklindeki yorumundan sonra, bu süreyi dolduran tutukluların serbest bırakılması üzerine holding medyası, “Hizbullahçılar, PKK’lılar, Dev-Solcular için af ilan edildi” diyerek kıyameti kopartıyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- “Hizbullahçılar, PKK’lılar, Dev-Solcular için af ilan edildi” şeklindeki iddia gerçeği yansıtmıyor. Çünkü onlar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış bulunuyor. Bu bir.. Ancak Yargıtay’ın tutukluluk sürelerini belirleyen yorumuyla ortaya çıkan bu durum, holding medyasınca gizlenen bir gerçeği de gözler önüne sermiştir. Malumunuz, holding medyası bugüne kadar sadece Ergenekon davası sanıklarının tutukluluk sürelerini gündeme getirdi. Hatta bu davanın sanıklarının 10 ay tutuklu kalmalarına bile itiraz etti. Ama aynı holding medyası, 10 yıldır tutuklu olan Hizbullah, PKK, Dev-Sol gibi örgütlerin yargılanmakta olan mensuplarının durumunu hiç gündeme getirmedi. Yine içlerinde çok sayıda parti yöneticisi, belediye yöneticisi olan KCK davası sanıklarının uzun zamandır cezaevlerinde tutuklu olarak bulunduğundan da hiç söz etmedi. Adeta onların durumlarını kamuoyundan gizledi. Hadi Hizbullah davasının bazı sanıklarının suçlu olduklarına mahkeme karar vermiş, ancak bu karar Yargıtay’ca onanmadığı için kesinleşmemişti. Oysa 10 yıldır tutuklu olan PKK, Dev-Sol gibi örgütlerin yargılanmakta olan mensuplarının suçlu olduklarına bırakın Yargıtay’ı, daha mahkemeler bile karar vermemişti. Ayrıca Ergenekon davası sanıkları ile bu davaların sanıklarının muhatap oldukları suçlamalar aynıydı. Hepsi de anayasal düzeni cebren değiştirmeye kalkışmak suçlamasıyla yargılanmaktaydı. Ancak buna rağmen holding medyası sadece Ergenekon davası sanıklarının tutukluluk sürelerine karşı çıkmakta, diğer davaların sanıklarının onlardan kat kat fazla süredir tutuklu olmalarına hiç karşı çıkmamaktaydı. Adeta holding medyası için Ergenekon davası sanıklarının 10 ay tutuklu kalmaları bile fazla; Dev-Sol, Hizbullah, PKK davası sanıklarının 10 yıl tutuklu olmaları bile azdı! Ama adaletin, vicdanın sesine kulak vereceksek bırakın 10 yılı, 1 yılı aşan tutukluluk süresi de fazla. Ergenekon davası sanıkları için de, diğer davaların sanıkları için de böylesine uzun tutukluluk süreleri ortadan kaldırılmak zorunda.
EMPERYALİST ABD, İŞBİRLİKÇİ GAZETE!
- Basın dünyasınca duayen sayıldığınız için, sizin Fehmi Koru olayıyla ilgili görüşünüzü de almak isteriz. İddiaya göre Fehmi Koru, eski ABD Büyükelçisi’nin isteğiyle, Yeni Şafak gazetesinde birlikte çalıştıkları İbrahim Karagül’ün işten atılması için yönetime baskı yapmış. Bu durum, takıştığı yazar arkadaşlarının işten atılması için yayın yönetmenlerine çağrı yapmasıyla ünlü Nihat Genç’i akla getirdi. Bu konuyla ilgili görüşünüz nedir?
- Sözünü ettiğiniz iddia, Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül’e aittir. Bu konuda bir başka iddia daha vardır. Onu da o dönemde Yeni Şafak gazetesi yazarı olan Hüsnü Mahalli ortaya atmıştır. Onun iddiasına göre, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, sık sık Yeni Şafak gazetesine gelmekte, gazete yönetimiyle sıkı fıkı dostluk ilişkisi içinde bulunmaktaydı. Ve onun isteğiyle Hüsnü Mahalli’nin ABD ve İsrail karşıtı yazılarına sansür uygulanmaktaydı. Ancak bu iddia gazetenin bugünkü yönetimiyle değil, önceki yönetimiyle ilgilidir. Yeni Şafak gazetesiyle ilgili bu iddialar, şimdi aklıma bir başka iddiayı daha getirdi. Bu iddia da o zamanlar Zaman gazetesi yazarı olan Tamer Korkmaz tarafından dile getirilmişti. Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Tamer Korkmaz’ın ABD karşıtı yazılarını sansürlemekteydi. Sonuçta Tamer Korkmaz, Zaman gazetesindeki, Hüsnü Mahalli de Yeni Şafak gazetesindeki köşesini kaybetti. Bu durum, o gazetelerin yönetimi açısından eksi bir puan değil mi? Dünya halklarına her türlü zalimliği yapan emperyalist ABD’ye karşı oldukları için yazarların gazetelerindeki köşelerini kaybetmelerini vahim buluyorum. Emperyalist ABD, işbirlikçi gazete anlayışının son bulmasını istiyorum!