Bir diktatörün ironik sonu
Tunus'ta yaşananlar Magrip başta olmak üzere Arap dünyasında statükonun sarsılmaya başladığının göstergesi. Henüz olayların gelişine bakarak bir halk devrimi gerçekleştiğini söyelemek erken. Ancak statükonun ciddi biçimde sarsıldığı hatta eski duruma dönülemeyecek bir eşiğe geldiği söylenebilir.
Tunus'u katı laikçi yöntemlerle yıllardır demir pençesinde yöneten bin Ali'nin ülkeyi terk etmek zorunda kalması ardından bir halk ayaklanmasının zaferiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağını zaman gösterecek. Şu ana kadar sistem gelişmelere hakim olduğu görüntüsü vermeye çalışıyor.
Bundan sonraki adımlar ne olabilir? Muhtemel senaryolara girmeden önce aktörlerin pozisyonu, iç ve dış faktörlerin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Yıllardır baskı altında yönetilen, yoksulluk ve yoksunluk sınırının altında yaşamaya zorlanan Tunusluların buldukları fırsatta bu rejimi başlarından atmak istediklerini sokak harketiyle göstermiş oldular. AncaZeynel Abidin bin Ali acımasız baskıcı uygulamaları sayesinde ülke içinde alternatif organize muhalefeti ezdi. Böylesi bir halk devrimini yönlendirecek birleştirici bir liderliğin ortaya çıkağından emin değiliz henüz. Niteki aArap dünyasında runuslulara çağrı yapan baz ulemanın, devrimin çaldırılmaması uyarısı yapmaları öenmli.
Tunus'un da tıpkı Cezayir gibi sömürge döneminden kalma şifreleri Fransızlar tarafından belirlendi. Fransız etkisi tümden ihmal edilmese de Amerika'nın gelişmeler karşısında tavrı merak edilecektir. Şu ana kadar Amerika, gelişmeler karşısında sanki hazırlıksız yakalandığı izlenimini uyandıracak bir tutum sergiledi. Devrik başkanın ilk fırsatta kaçması ise en azından daha önce verilen dış destekten mahrum olduğunu gösteriri.
Bu arada en-Nahda hareketinin sürgündeki lideri Raşid Gannuşi'nin ilk fırsatta Tunus'a döönmeye hazırlandığı yönündeki haberlere ilaveten hareketin yasallaşması şartıyla kurulacak bir koalisyon hükümetinde yer alabileceklerini açıklaması altı çişziimersi gereken ayrıntılar ((gerçi koalisyon hükümetine katılmayacaklarını açıklasa da uzun vadede yönetimde partner olmaya hazır görünüyor). Bu açıklamanın önemi Gannuşi harketinin Tunus'taki gücünden, kendi karizmasından çok muhtemel gelişmelerde hangi aktörlerin öne çıkabileceğini göstermesi açısından önemli.
Amerika'nın el Kaide benzeri örgütlerin ismini öne çıkartarak bölgede bir düzenlemeye gitmek isteyeceği beklentisi hayli yüksek. Bu düzenlemenin de bir tür Büyük Ortadoğu Projesi'nin daha "akıllıca dizayn" edilmiş versiyonu olması da muhtemeldir. Bu noktafa Gannuşi isminin öne çıkması bir tür 'makul İslam' başka ifadeyle "ılımlı İslam" projesiyle Afrika açılımına start vermek isteyeceğini akla getiriyor. Ziraİngiltere'de sürgün hayatı yaşayan Gannuşi'nin liberal-İslam çizgisine yaklaştığı söylenebilir.
Böylesi bir operasyonun Mısır'a kadar uzanması, Mısır'daki statükoyu yerinden edecek gelişmeleri tetikleyeceğinden söz edenlerin dikkate alması gereken bir husus İsrail faktörüdür. İsrail faktörünün olumlamayacağı bir gelişme Mısır söz konusu olduğundan zor görünüyor. Oysa Amerika Lübnan başta olmak üzere Suriye, İran konusunda hayli sıkışık durumda. Bu arada Mısır muhalefetinin alternatif parlameto kurması ve buna Müslüman Kardeşler dahil geniş bir muhalefet yelpazesinin katılması muhtemel gelişmeler için işaret olabilir.
Ancak şimdiden Moritanya'dan Ürdün'e kadar uzanan geniş Arap coğrafyasında Tunus halk hareketinin bir heryecan oluşturduğu bir gerçek. Cezayir'de, Moritanya'da en önemlisi dün sabah Mısır'da insanlar kendilerini ateşe verdi. Ekonomik yoksulluk ve siyasal yoksunluk duygusu kitleleri patlama noktasına getirdi. Bunu sadece bazı Arap rejimlerinin yaptığı gibi gıda fiyatlarında indirim yaparak durumu kurtarmaları ne kadar mümkün?
Tunus'u terk eden bin Ali'nin içine düştüğü durum tam bir ironi gibi. Fransa tarafından kabul edilmeyişi, Tunuslu yöneticileri hesaplarını İsviçre tarafından incelemeye alınması Tunus'ta rejimin geleceği açısından önemli bir sinyal. Asıl trajik olan, iktidarını en katı şekliyle uyguladığı başörtüsü yasaklarına adamış bir tiranın Eşinin başı kapalı gezmek zorunda oldu Suudi Arabistan'a sığınmış olması. İslamcılarla mücadele adına başta Fransa tarafından desteklenen ve başörtü yasağı ile öne çıkan bir diktatörün hazin sonu diğerlerine ders olmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.