Yönetmenin kolay şekli
Bir zamanlar Abdülkadir es-Sufi tarafından da savunulan “devlet”in yetkilerinin iyice daraltılmasını esas alan bir felsefi görüş epey tartışma konusu olmuştu. Bu, bir bakıma insanın ve insan toplumunun başlangıçtaki doğal haline dönmesi gibi görülüyordu. Oysa bu işin ortasını bulmak gerekir. Devletin adaleti devre dışı bırakmasına imkân verecek kadar yetkilerinin sınırlandırılmasının ciddi problemlere sebep olduğu, dolayısıyla yetkilerinin mutlaka adalet ilkeleriyle sınırlandırılması gerektiği bir gerçektir. Biz bu konudaki tespitlerimizi 19 Nisan 2008 tarihinde yayınlanan “Güç ve Adalet” başlıklı yazımızda dile getirmeye çalıştık. Başsızlığın kargaşaya yol açmasından kaynaklanan sonuçları da Somali’de bilfiil müşahede etmiştik. Bu konudaki tespitlerimizi de “Yemen – Somali – Dubai Ekseninde” başlıklı dosyamızda aktarmıştık. Bu dosyamızı Web sitemizde yani www.vahdet.com.tr adresinde sırasıyla Dünya Gündemi > Somali linklerini tıklayarak bulabilirsiniz. Peygamberlerin çizgisinde ve İslâmî toplumsal düzende “baş”lık ve onun etrafında iç disiplin oluşturulması esastır. Bu hususu, “baş”ın yetkileri ve ona itaatin sınırlarını, Kur’an-ı Kerim’in ayetleriyle ve peygamberlerin hayatlarından örneklerle izah eden “Başlık ve Başsızlık” başlıklı yazımızı da yine Web sitemizde Dünya Gündemi > Genel bölümünde bulabilirsiniz.
İslâm dünyasında bugün yönetim disiplini konusunda değişik sorunlar yaşanıyor. Bazıları yetkilerinin sınırlarını sahip oldukları kuvvetle belirliyor, dolayısıyla zulüm ve haksızlıkta kuvvetlerini son raddesine kadar kullanmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki böyle yapanların İslâm dünyasında örnekleri çok. Bazı ülkelerde de yönetenlere sorumluluk veriliyor, yetki verilmiyor.
Sorun çözümünde ve insanlara hizmet götürülmesinde ise “devletin elinden fazla bir şey gelmez, halk başının çaresine baksın” diye düşünenlerin sayısı epey çok. Hatta bazıları halkın kendi kendini kontrol edebileceği fikrinden hareketle toplumsal düzen ve disiplinin sağlanması işinin önemli bir kısmını da halkın otokontrolüne bırakmış. Böyle yapılmasını “yönetmenin kolay şeklini” seçme olarak nitelememiz mümkündür. Gördüğümüz kadarıyla Yemen de yönetmenin kolay şeklini seçen ülkelerden. Trafikteki düzensizlik bunun en bariz örneği. Bu düzensizlik daha önceki ziyaretlerimde de dikkatimi çekmişti, bu sefer de dikkatimi çekti. Diğer ülkelerde uyuşturucu grubuna giren ve sokulması bile yasak olan kât adlı hafif uyuşturucunun Yemen’de bu kadar yaygın bir şekilde kullanılmasının sebebi “toplum kendini disiplin altına soksun, devletin bu işe karışmasına ne gerek var” düşüncesinin bir neticesi. Bellerde taşınan hançerleri Yemen halkının bir geleneği kabul ederek bir yana koyalım. En azından silah bulundurma ve taşıma işinin bir disiplin altına sokulması ve devletin bu konuda kontrolü biraz daha sıkılaştırması gerekmez mi?
“Devlet hizmet eder” düşüncesinin semeresi hizmetin derecesinin belirgin bir şekilde yükselmesiyle alınır. San’a’da, ilk ziyaretimden bugüne hizmet kalitesinde zikre değer bir ilerleme göremedim. Tüm diğer şehirler gibi San’a da ister istemez büyüyor, gelişiyor, yeni binalarla donatılıyor. Ama modernizasyon ve hayat şartlarını iyileştirme konusunda zikre değer bir ilerleme göremiyoruz.
Toplumda otokontrolün etkisini göstermesi bilinçlendirilmesine bağlıdır. örneğin temizlik ve çevre düzeni büyük ölçüde fertlerin kendi kendilerini kontrol etmeleriyle gerçekleşir. Ama bunun için devletin de bilinçlendirme görevini yerine getirmesi gerekir. Eğer bu bilinçlendirme yapılmış olsaydı neticesi San’a sokaklarına yansırdı.
Ama Yemen’i kötülemiş olmayalım. Bu söylediklerimiz yönetimde kolaycılığı seçmekten kaynaklanan ve birçok şeyi toplumsal otokontrole bırakma hatasından doğan olumsuzluklar. Bununla birlikte Yemen toplumunun yine de basite alınamayacak bir otokontrol gerçekleştirdiğini söylemeliyiz. Kendinizi güven içinde hissediyorsunuz. Halkta dindarlık düzeyi gayet yüksek ve bu da otokontrolde etkisini gösteriyor. Kadınlar tesettüre son derece dikkat ediyorlar. San’a sokaklarında bu konuda ihmalkâr davranan belki bir tek kadına bile rastlamazsınız. Aynı hassasiyet Somali’de de vardı.
Yemen yönetiminin kolaycı tutumuna rağmen halkla bütünleşmeye çalıştığını, onun değerlerini ve ilkelerini hafife alan tutumdan sakındığını vurgulamadan geçmemeliyiz. Arap ülkelerindeki yönetimlerin birçoğunun “dokunursam elim yanar” diye baktığı Filistin davasına sahip çıkma konusunda Yemen yönetimi takdire değer bir tavır sergilemektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.