Siyonist devlet, 3000 yıl geriye gidebilir mi?..
Amerikalı, yüz yıllar önce ayrıldığı Avrupa’ya dönüp, mevcut halkı sürerek, katlederek bir devlet kurmaya kalkışır mı? Türkler, Orta Asya’ya işgal için bakmıyor. Osmanlı varislerinin, dünkü İmparatorluk hudutlarında gözü yok. Batı 1920’de, siyasi olarak dünyanın %48,7’sini yönetiyordu, yarıdan fazlasını kaybetti, %24,2’ye çekildi. Eskiye dönme hayali kurabilir mi? Misal çok. Yahudilerin bir kısmı olan Siyonist Yahudiler istisna. Bunlar, sahip oldukları kapital, medya ve evrensel gizli örgütlere dayanarak asırlardır, “binlerce yıl önceki Davud ve Süleyman ülkesinde ısrarlı. Hem de, hedefleri barış olan peygamberler zıddına, kan, göz yaşı, cinayet ve işgalle, “Arz-ı Mev’ud” (vaat edilen toprak) diyor. Abdulhamid Han’ın, Hilafet makamı ve Osmanlı tahtından indirilmesinin hemen arkasından Filistin’de, (İbranice’den tercümesi) “İlk Adım” ve “Siyon’a Doğru” olan iki göçmen köyü, sonra terör ve 15 Mayıs 1948’de İsrail Devletini kurdular.
60 yıldır savaşan İsrail, henüz Mescid-i Aksa’nın altını oyarak yıkamadı ve Siyon Dağı üzerinde yeniden “Süleyman Mabedini” inşa edemedi. Theodor Herzl tarafından 1897 Bassell’de düzenlenen 1. Siyonist Kongresi’nde karara bağlanan sınırlar, henüz ufukta görülmüyor. “İlk Adım” yerleşim köyü, bugün gelinen noktadan ne kadar uzak idiyse; bugün gelinen nokta da, asıl hedeften öyle uzaktır. İsrail savaşı, bu nedenle bitmiyor. BOP’la yenilenip gelişiyor. Barış Anka kuşu, lafı var kendi yok. Diken üstü bu hal, ne kadar devam eder? Siyonizm, 3.000 yıl önceki Süleyman ülkesine kilitlenmiş. Güç ve kanla bu yol kat edilebilir, binlerce yıl geri gidilebilir mi? Yolda mı kalınır? Yeni bir Bar Kohba hadisesi mi yaşanır? Zaman saati, olacak ve olamayacakları göstermek için çalışıyor.
Birey olarak Yahudi, günü yaşayan, hatta “Alvero”, “Kripto”, “Dönme” gibi unsurlarıyla çevreye uyum kabiliyetleri fazla kimseler olarak görünür. Siyonizm projesinde ise, 3000 yıllık bir perspektifte katılaşıyor. Sisler içindeki 3000 yıllık bir geçmişi, gelecek yapmak için dünyayı etkileyen kanlı bir hesaplaşma.
Siyonizm, Sion Dağı’nda Süleyman mabedini yeniden yapmayı ve saltanat olarak Süleyman’ı yeniden yaşamayı düşlüyor... Devlet düş görür mü? Devlet düş görür, hayal kurarsa, milletini uçurumdan yuvarlar. Hitler, Bar Kohba bunu yaptı. Ne var ki gizli iş ve ideolojiler, düş yatağıdır. Altmış yıldan beri Ortadoğu’yu kana boğan vahşet, bu düşün hikayesidir… Her şey bahane, hedef Ortadoğu zenginlikleri mi? NATO Genel Sekreteri Willy Claes İslâm’ı düşman ilan etti, sebep? Türkiye’nin NOTO’daki yeri? 11 Eylül 2001 provokasyonuyla start alan Afganistan’dan, Irak’a, Somali’ye kadar ateşe verilen İslâm dünyası yangını durmuyor. Pentagon’un yeni Ortadoğu haritası ne? “Ilımlı İslâm” maskeli düşmanlık ne istiyor? Sadece fitne fitili mi?.. İslâm dünyasında meydana getirilen kan gölünde, Müslümanı, ahlaki ve insani yüceliklerinden koparmak, değersiz ve yönsüz bırakmak, köleliğe teşne, post modern bir sömürge halkı haline düşürme gibi çirkin niyetli maskeli yüzlerin bu kan gölünde yansıyan görüntüleri nefret doğuruyor.
Dünyada böyle barış görülmedi. Barış Hamas’la gerekiyor. Kurgulanan Hamas’sız barış düzeneği. Filistin halkı, Başbakan Heniye dışlanarak, cezalandırılarak, bakanlar zindana atılarak, millet bölünerek nasıl bir barış? Mandacı-özgürlükçü iç savaşı mı?
İsrail Cumhurbaşkanı Katsav, Tevrat’a aykırı davranışlarıyla tarihe geçti. Kenneset’te (İsrail Meclisi) Tevrat’ın yasakları günlük hadise. Fakat Siyonist devlet, Tevrat’a dayandırdığı saltanat hedefinden bir adım geri atmamak için Ortadoğu’yu ateşe veriyor.
(Altmışıncı yıl nedeniyle gelecek yazı: “Her Yahudi Siyonist devletçi değildir”)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.