Serdar Demirel

Serdar Demirel

Mısır’da öfke dinmiyor

Mısır’da öfke dinmiyor

Cuma günü Mısır halkının Mübarek rejimine karşı öfke günüydü. Cuma namazı sonrası birçok şehirde onbinler sokaklara döküldü. Tek bir talepleri vardı; Mübarek rejimi devrilsindi. Bu yazı dün yazılırken gösteriler tekrar başlamıştı.


Uzun yıllardır metazori yöntemlerle sindirilmiş Mısır halkı Tunus devriminden ve son yıllarda Ak Parti iktidarı icraatlarından aldığı ilhamla siyasi değişim talebiyle ayağa kalktı.



30 yıllık Mübarek rejimine karşı bu çapta büyük bir direniş sergilenmemişti. Farklı kaynaklardan gelen bilgilere göre 100’ün üzerinde ölü, binlerce yaralı var. Bu sayının artmasından korkuluyor.



Mısır halkının deyişiyle “Gayri Mübarek”, sanki halkın öfkesi kendisine karşı değilmiş gibi hükümeti sorumlu tutarak acilen istifaya çağırdı. İstifa çağrısını izledim, panik içinde olduğu açıktı. Hükümet de istifasını verdi ama bu halkı tatmin etmedi.



Mısır önemli bir ülke. Asıl Mısır’da rejim değişirse Ortadoğu’da diktatörler bir bir düşer. Çünkü Mısır, sahip olduğu entelektüel ve nüfus potansiyeliyle, stratejik coğrafik özellikleriyle Arap dünyasının doğal lider ülkesidir.



Her ne kadar Mübarek rejimi, Mısır’ı, Amerikan’ın bölgedeki jandarması ve İsrail’in hâmisi kılmışsa da bu potansiyel ortadadır. Bu yüzden gelişmelerden en çok ABD ve İsrail tırsmaktadır. 30 yıldır bu rejimi koruyup kollayan da başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerdir.



ABD Irak’a demokrasi çıkarması yaparken “Mısır’da istikrar demokrasiden daha önemlidir” demişti. Statükoyu korumuş, Mübarek giderse İslâmcılar iktidara gelir bahanesine sığınmıştı. Önce beklemedikleri Tunus halkının isyanını şimdi de Mısır halkının öfkesini görünce retorik değiştirmek zorunda kaldılar ve Mübarek rejimini halkın iradesine saygılı olmaya davet ettiler.



Bunlar halkı aptal sanıyor. O halk Cuma gösterilerinde polisin kendisine atmış olduğu göz yaşartıcı bombaları medyanın kameralarına tutarak, orada yazan “Made in USA” damgasını bu rejimin arkasında siz varsınız diye gösteriyordu. Bölgede ABD’nin İsrail’den sonra en büyük müttefikinin Mübarek rejimi olduğunu sanki halk bilmiyor!



Halk isyanından 24 saat önce, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’a, gazeteciler; “Mübarek bir diktatör müdür? diye sorduklarında; “Hayır değil, o bizim ve İsrail’in dostudur” demişti.



Mübarek rejimi eski yöntemlerle halkın öfkesini bastırabileceğini düşünüyor. Özellikle de İhvanu’l Müslimin hareketinin önde gelen lider kadrolarını gösteriler öncesi tutuklattı. Medyaya baskı yaptı. Ama pek işe yaramadı.



Uluslararası haber kanalları canlı yayında sokak gösterilerinin gerçek yüzünü yayımlarken Mısır devlet televizyonu ateşe verilmiş iki polis aracını farklı açılardan zoomlayarak göstericilerin evleri, dükkan ve işyerlerini yağmaladıklarını bu görüntülerin eşliğinde sık sık tekrarlayıp duruyordu.



Firavun’un sihirbazları olan devlet kontrolündeki medya, gerçekleri karartarak halkın gözlerini yine boyayabileceğini sandı.



Her şeyden önce internet bu sihirbazların oyununu bozdu. Sosyal paylaşım sitelerinde anı anına ülke çapındaki gösteriler, cep telefonlarıyla çekilmiş görüntülerle dünyaya duyuruldu. Halk bütün kısıtlamalara rağmen farklı kanallardan olayları izleyebildi.



Dünya medyası bu halk isyanının bâriz bir lideri yokmuş gibi verse de asıl muhalefet gücünün İhvan hareketi olduğunu bilirler. Nobel ödüllü Muhammed El Baradayi apar topar yaşadığı Viyana’dan gelerek bu muhalefetin liderliğine soyundu/soyunduruldu.


Bence bu isyanı bekleyen en büyük tehlike, gerçekleşme ihtimali olan bir devrimin çalınmasıdır. Son yüzyılda Müslüman halkın yaptığı neredeyse bütün devrimler çalındı çünkü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi