Hadi bakalım kolay gelsin..

Hadi bakalım kolay gelsin..

Evet kıymetli okuyucularım; beklenen gün nihayet geldi.. Fenerbahçe ile Galatasaray, Ali Sami Yen Stadyumu’nda kozlarını paylaşacaklar.. İki takım bildiğiniz gibi aynı puanda.. Kazanan şampiyonluk yarışında öne geçecek, kaybeden ise muhtemelen ümitlerini bir başka bahara bırakacak... Tabii, futbolun güzelliği de bu..
Yenen de olacak yenilen de..
Mühim olan; dostluğun, kardeşliğin, sevginin yaşatılması.. Gerisi kurt masalı..
Hafta boyunca spor sayfalarını takip ettim.. İtidal öneren, dostluk, barış, sevgi yolunun sporda da olması gerektiğini okuyucularına aktaran yazar sayısı gerçekten azdı.. Varsa yoksa dedikodu.. Varsa yoksa, “Vur, kır, parçala” muhabbeti.. 0lmayan işleri olmuş, söylenmeyen sözleri söylenmiş gibi gösterme gayreti.. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin bu tipleri..
En basit misal; bir haftadan beri Volkan’ın Türkiye Kupası çeyrek final maçındaki “Lincoln’ü kovalaması” hadisesi yazılıp çizildi.. Pişirilip pişirilip gazete sayfalarında okuyuculara sunuldu.. Yani; hiç kimsenin, hatta Volkan’ın bile bir daha yaşamak, görmek, duymak, istemediği o çirkin hareket sanki kasıtlı olarak gündeme getirildi.. Ardından da bir haber, “Galatasaray’lı futbolcular kararını verdi..”
Eeee!..
Eee’si şu; “Hiçbir Galatasaraylı futbolcu seramonide Volkan’ın elini sıkmayacak!..”
Haydaaa!.. Peki, bunu kimler söylüyor?.. Medyanın mikserleri söylüyor.. Peki, ateş olmayan yerden duman tüter mi?.. Bana göre tütmez!.. Galatasaraylılar eğer böyle bir şey yapacaklarsa, Volkan’ı iyi etüt etmişler.. Volkan, gerçekten Fenerbahçe’nin yumuşak karnı.. Bazen hırçınlaşabiliyor.. Elini sıkmayıp böylece Volkan’ın psikolojisini bozacaklar ve Volkan’ı yeniden hataya zorlayacaklar.. Bulmacanın neticesi böyle çıkıyor..
Bereket versin haberin yayıldığı anın birkaç saat sonrası Adnan Sezgin bir açıklama yaptı ve böyle bir şeyin yalan olduğunu söyledi.. Tabii, Adnan Sezgin işi idare mi etti, yoksa gerçekten böyle hareketlere karşı mı, bunu maç saatinde göreceğiz..
Amma; eğer Galatasaraylı futbolcular böyle bir eyleme imza atarlarsa son derece ayıp ederler.. Bunu da açık ve net belirteyim..
Şunu da belirtip yavaş yavaş yazımı bitireyim.. özellikle 4-5 gündür hayli telefon ve mail alıyorum.. Soruyor okuyucu kardeşlerim; “Sami abi lütfen bir tahmin yaparmısın?.. Ne olur bu maç?..”
Valla, tahmin yapmak zor!.. Kimisi, “bana göre” deyip makineli tüfek gibi sayıp döküyor ve söylediklerinin çoğu da “tel maşa” çıkıyor..
Ancak ille de birşeyler söylemem gerekirse, önce belirteyim ki, bu maçtan beraberliğin çıkacağını sanmıyorum.. Perşembe gecesi Radyo 7’de Mehmet Can kardeşimin “Gündem” isimli programında söylediğim gibi “%51 Fenerbahçe, %49 Galatasaray” diyorum..
Yani; Fenerbahçe bu maçı kazanır!..
Peki, bu yargıya nereden vardım?.. Bu seneki derbi maçlarını ve Şampiyonlar Ligi maçlarını incelediğinizde sizler de aynı kanaatin içinde olursunuz!..
Haa, yanılma payımız yok mu?.. Elbette var.. Daha favori gözükenlerin un ufak olduğu nice derbilere şahit oldum..
Ama herşeye rağmen, “Bu maçı kazasız atlatan taraf Fenerbahçe olur” diye düşünüyorum..
Kimbilir; belki de “fotofiniş” le..
Bir temennimiz daha var..
O da şu;
Kavgasız, küfürsüz ve hafta içi Hakan Şükür’ün ortaya koyduğu dilekler çerçevesinde bir müsabaka izlemek..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi