Ahde vefa..
Ne güzel söylemiş eskiler.. Zamanı ifade ederlerken nasıl da doğruya parmak basmışlar.. Sanki şu anı ifade etmişler.. Zaman su gibi akıp geçiyor.. Seneler ay, aylar hafta, haftalar ise gün olmuş, gidiyor..
Evet gerçekten de hayat süratli geçiyor.. 14 Mart Cuma günü Bolu yakınlarında trafik kazası sebebiyle hayatını kaybeden Yalova-Esenköy Belediye Başkanı Adnan Kaptan’ın vefatı şu gün itibariyle 50 güne yaklaşıyor..
Rahmetli Adnan Kaptan, AK Parti safında siyaset yapan ve bu partiden Belediye Başkanı seçilmiş bir kişiydi.. Güler yüzüyle, vefalı ve hasbi yaklaşımıyla kendisine rey veren ya da vermeyen Esenköylülerin, hatta Esenköy’e özellikle yazın gelen “Esenköyseverlerinin” sempatisini kazanmıştı.. Aslolan da bu.. Siyasetçi sadece kendi yandaşlarının değil, karşı cenahta mücadele verenlerin de sevgisini kazanmalı.. Adnan Kaptan’da takip ettiğimiz kadarıyla bu görüntü vardı.. Vardı ki, cenaze töreni belki de Esenköy’de hiçbir kimseye nasip olmayan bir şekilde kalabalıkların arasında defnedildi.. Demek ki her şeyin başı sevgi.. Bu kardeşimiz insanlarda olumlu iz bırakmış ki sevenleri de kendisini bu son yolculuğunda yalnız bırakmadılar..
Kaptan’ın rahmetli olmasıyla Esenköy Beldesi Belediye Başkanını seçti.. Belediye Meclis üyeleri aralarında yaptıkları oylama neticesinde Meclis üyesi Ayhan Küçük Esenköy’ün yeni Belediye Başkanı oldu.. Bu münasebetle Ayhan Küçük’e başarılar diliyorum..
özer Kaptan, rahmetli Adnan Kaptan’ın kardeşi.. Esenköy’de ve Yalova’da önemli inşaatlar yapan bir müteahhit.. Az konuşan, çok çalışan ve de karşısındakini dinleyen, beyefendi bir insan özer Kaptan!.. Geçenlerde hal hatır noktasında konuştuğumuzda, geçtiğimiz Perşembe günü için belki Esenköy’e bir günlüğüne gelebileceğimi belirtmiştim.. Nedense aklımdan o günü geçirmiştim.. özer demez mi ki bana; “Sami abi, isabet olur, zira Perşembe günü rahmetlinin 40. günü.. Merkez Camii'nde mevlid var, bekleriz!..” Allah Allah!.. Demek ki Perşembe günü boşuna kafamıza takılmamış.. Demek ki rahmetli bizi oraya çağırıyor!.. “Elbette özer, inşallah rahmetlinin mevlidinde bulunuruz” dedim ve kalktım gittim..
Yalova’da ne kadar ilçe ve belde varsa çoğunun Belediye Başkanları Adnan Kaptan’ın ruhuna okutulan Mevlid-i Şerife geldiler.. çınarcık, Armutlu, Altınova, Termal, Kadıköy, Teşvikiye Belediye Başkanları, Belediye Başkan Yardımcıları, idarecileri görmek ve sohbet etmek imkanını buldum..
AK Parti Yalova İl Teşkilatı ve eski İl Başkanı Fikri Demirel de mevlide katılan kişiler arasındaydı.. Yakın dostları, Ahmet Taşçı, Ali Toraman, Aydın Bayraktar, 0sman Akın, 0sman özdemir gibi.. Tabii beldenin sakinlerinin de iştirakiyle Esenköy Merkez Camii tarihi günlerinden birini daha yaşadı..
Yalova-Kadıköy Kur’an Kursu'nun bülbül sesli talebelerinin okuduğu Mevlid-i Şerif, Esenköy Merkez Camii İmam Hatibi Rüstem Hoca’nın veciz konuşması ve ardından yaptığı coşkulu duayla son buldu..
Ne mutlu arkasından olumlu iz bırakanlara.. İkbal devirlerinde insanlara çeşitli sebeplerden dolayı yaslanılabilir..
Birtakım menfaat şebekeleri zirvede dolaşan kişilerin yanından ayrılmayabilirler..
Ancak, kişi vefat ettikten sonra sağlığında gördüğü ilgi ve alakayı hâlâ görebiliyorsa o zaman iş farklı bir noktaya gelir..
Tıpkı rahmetli Adnan Kaptan’ın verdiği fotoğraf gibi..
Bir kere daha kendisine Allah’tan rahmet diliyorum..
¥
ACAYİP BİR İŞ DAHA..
Hakan Şükür’ün derbi maçı öncesinde Kutlu Doğum Haftası için söyledikleri sözler.. Ardından Tekbir Giyim’in yaza merhaba defilesi ve Tekbir’in sahibinin aile hayatının didiklenmesi.. Yine akabinde bir din görevlisine atfedilen sapık ilişkiler haberi.. Mahmut Hocaefendiye maledilen villa hikayesi.. Evet geçtiğimiz haftayı bu haberleri okumakla geçirdik..
Cumartesi günü ise öğle vakti ajanslara düşen bir haber aklımı daha da karıştırdı.. Hüseyin üzmez’in olayı.. Bu olaya şaşırmamak mümkün değil..
Suçlamalar.. İddialar.. 78 yaşındaki Hüseyin üzmez’in gece yarısı apar topar evinden alınıp götürülmesi.. Ve üzmez’in gerçekten garip bir suçlamayla karşı karşıya kalması..
Hüseyin üzmez, basına yansıyan ifadesinde “bu bir komplo, ben şu an susma hakkımı kullanıyorum, her şey mahkemede gün yüzüne çıkacak” diyor..
Şu an mesele yargıda.. Hukukun bu işi çözeceğine inanmak gerekir.. Başka da diyeceğimiz bir şey yok..
Yalnız şunları ekleyebilirim, medyaya yansıdığı ve sağdan soldan konuşulanlara göre bu mesele biraz karışık!.. Hüseyin üzmez’in herkese karşı, sevecen, şevkatli ve yardımsever bir yaklaşımı olduğu aşikar..
Bunu çok kişi de bilir..
üzmez’in de ifade ettiği gibi bu işin bir komplo, bir tezgah, olabileceğini düşünüyorum!..
Matbuat aleminde etrafınıza şöyle bir baktığınızda, özellikle de çiftetelli kesiminde, kartvizitinde “gazeteci-yazar-televizyoncu” yazan “manitacı, fetbaz, şarlatan, cinsi sapık” nelerine şahit olursunuz!.. Porno filmlerini aratmayacak sahnelere imza atmış ne ünlü televizyoncular görürsünüz.. Burnundan kıl aldırmayan daha neler neler!.. Ve bunların rezaletlerinin bini bir para..
Ama kimsede tık yok!..
Kamuflaj mükemmel.. Ama işin ucunda Hüseyin üzmez olunca kıyamet kopuyor.. Bakıyorum tv haberlerindeki malum kanalların sunumlarına, yine özellikle kartel medyasındaki gazete haberlerine, üzmez için; “Dinci Vakit’in yazarı” ibaresi kullanılıyor..
Gün, bugün tabii.. Neredeyse zil takıp oynayacaklar.. Doğrudur, bu gazetenin yönetimi, yazarları, çalışanlarının hemen hepsi, dini bütün ve mütevazı hayat süren kişilerdir..
Hüseyin üzmez de Vakit gazetesinin yazarıdır.. Ancak kişilerin yaptığı ya da yapabileceği olumsuz filler, (şayet olmuşsa) niye gazeteyi veya müesseseyi bağlasın?..
Netice-i kelam; kişi yaptığından sorumludur..
Gerisi laf-ü güzaftır..