"Saymadım kaç yıl oldu CHP iktidar olmayalı"

"Saymadım kaç yıl oldu CHP iktidar olmayalı"

CHP'de genel başkan adayı olmak Meclis'e girmekten zormuş. Haluk Koç, delegelerin yüzde 20'sinin imzasını alamadığı için seçime bile girememiş.

Kurultaya damgasını vuran "Saymadım kaç yıl oldu/Biz iktidar olmayalı" pankartıydı..

Ben üşenmedim, saydım.

CHP 1950'den bu yana hiç tek başına iktidar olmadı. Demek ki elli sekiz yıl olmuş. 1946 seçimlerini de eklemek gerek, ama boşverin, ekilmiş tarlanın nadası olmaz. Seçimler tevatüren şaibeliydi. İstanbul'da seçim sandıklarını bile kaçırmışlardı. Yüksek Seçim Kurulu'ymuş, ilçe kuruluymuş, nerdeee..

Sonuçları kaymakamlar valilere bildirir, onlar da yukarıya.

1946 seçimleri evlere şenlikti.

Köylülere meydan dayağı atanlar mı dersiniz.. Altı Ok'lu asasıyla tehditler savuran valiler mi dersiniz..

Muvazaa bile vardı..

1946'da Demokrat Partililer CHP'lilere "Muhalefete tavız. İsmet Paşa, geçsin başa" demişler.. Bu yüzden 16 ilde seçime girmişlerdi. Maksat CHP demokrasiye ısınsın.. Böyle demokratik bir seçimdi işte. DP 12 ilde tüm milletvekilliklerini almıştı, gerisini hesap edin.

Bilselerdi, 1950 seçimlerini de ketenpereye getirirlerdi.

***

27 Mayıs darbesinin gölgesinde yapılan 1961 seçimleri ayrı bir hikaye..

Bir "CHP artı Ordu" lafıdır gidiyordu. "Ordu CHP'den başkasına ülkeyi teslim etmez. Oyunuzu yakmayın" diyecek kadar kendilerinden geçmişlerdi.

Bazı CHP'liler bellerindeki silahları köylülere göstere göstere nutuk atıyordular.

Tehdidin şantajın bini bin paraydı. Lakin CHP umduğunu bulamamıştı.

İstanbul'da Adalet Partisi'nin gerisinde kaldılar.

Malta hummasına yakalanmış gibiydiler. 66. Tümen Komutanı Faruk Güventürk Paşa o akşam CHP İl Teşkilatı'na damladı. Paşa, teşkilattan Ekrem özden'e "Durum feci, genel bir elektrik arızası çıkartıp oyları değiştirelim" der.

özden, "Paşam sen bizi astıracak mısın?" diyerek engeller.

Arkadaşlar uydurmuyorum, Orhan Birgit anlatıyor.

"Evvel Zaman İçinde" canım, anılarında.

Seçimlerde CHP birinci çıkmış ama tek başına iktidar olamamıştır.

Lakin İsmet Paşa Başbakan olabilmiştir. CHP 1971'de 12 Mart'ı alkışlamış, Nihat Erim'i de başbakan vermiştir.

Bu yüzden Genel Sekreter Bülent Ecevit'le arayı bozmuştur.

Şehzade Yavuz'un babası Sultan İkinci Bayezid'i tahttan indirmesi gibi, Şehzade Ecevit de İnönü'yü 1972'de devirmiştir. "İsmet Paşa efsanesi" bitmiştir."Karaoğlan" partiyi halka arz etmiş, beleşcilikten kurtarmıştır.

CHP'yi hiç olmazsa AP'nin önüne geçirebilmiştir.

Süleyman Demirel yanına iki üç parti almadan Başbakan olamamıştır.

***

Gelelim 12 Eylül'e..

1980'deki darbede CHP faaliyetten men edildiğinde bir tek Ecevit tepki gösterdi. Genel Başkanlık'tan istifa etti.

Diğer yöneticileri ise, "işlerini bitirsinler, kışlaya dönsünler, destek olalım" diyordu. Aynı Ecevit, 12 Mart'a tepki için CHP Genel Sekreterliği'nden istifa etmişti.

Oysa muhtıra Demirel'i başbakanlıktan etmişti. CHP yöneticileri Ecevit'e "Aman 12 Eylül'e tepki göstermeyin" dediler. Dinlemedi.

Darbeciler CHP'yi kapatınca Ecevit bir bildiriyle tepki gösterdi. Aynı cesareti diğer yöneticilerinden bekliyordu. örgüt, kendisini yalnız bırakmamalıydı. Bıraktılar.

Ecevit o günden CHP kadrolarından kopmayı kafaya koymuştu.

Demokrasi mücadelesi bu kadroyla verilemezdi. DSP hikayesi böyle başladı.

CHP ise, Baykal'la düşe kalka bugünlere geldi.

Vesaire.


"Evvel zaman içinde" Orhan Birgit..

Taha Kıvanç'ın "Durduk yerde kendini bana hatırlatanlardan" dediğine bakmayın siz. Orhan Birgit unutulacak biri değil. 1940'lardan itibaren CHP'lidir. Eniştesi Albay Edip Tokalp, İsmet Paşa döneminde "Seferberlik Dairesi" başkanıdır. 1950-1960 arasında Meclis Başkanlığı yapan Refik Koraltan akrabasıdır Birgit'in. Hukuk öğrencisi Birgit, 1945'de CHP'nin başını çektiği Tan Matbaası Baskını'na protestocu düzeyinde katılır. Ardından Şişli bucak teşkilatına girer. 1946 seçimlerinde CHP Şişli'de bozguna uğramıştı. Bucak toplantısında Birgit "Masonlar, Demokrat'lara oy verdiler" demez mi! Arkadan biri, "Ne yaptın delikanlı!" diye fısıldar. Meğer bucak başkanı, kurul üyeleri mason değil miymiş! "Büyük üstad" Mim Kemal öke de salonda değil miymiş!

1955'deki 6/7 Eylül Olayları'nda gözaltına alınmıştır Birgit. üç ay kadar tutuklu kalır. Gardiyanlar iyi insanlardır, Birgit ara sıra cezevinden tüyebilmektedir. Menderes Hükümeti'ni devirmek için kurulan cuntanın üyesi Albay Cemal Yıldırım onunla temas eder 1957'de. Yıldırım, hazırlıktan İlhami Sancar'ı haberdar etmesini ister. Sancar İstanbul CHP'nin önemli ismidir. Samet Kuşcu adında bir subay cuntayı ihbar eder. Albaylar Faruk Güventürk, Naci Aşkun(MİT başkanı oldu) ve Cemal Yıldırım dahil 8 subay tutuklanır. Cuntacılar beraat ederken Kuşçu ceza alır. Yıldırım'ın avukatı Birgit'tir. Cemal Yıldırım 1961'de CHP'den Kurucu Meclis'e girer, sonra senatör olur falan. Birgit yedeksubaylığını Genelkurmay Temsil Bürosu'nda Erol Simavi'yle birlikte yapmıştır. Büronun başında Cemal Yıldırım vardı. İlişki oradan.

Birgit 28 Nisan üniversite olaylarının organizatörlerindendir. CHP'nin Beyazıt İlçe başkanıdır. Bir yanında Nurettin Sözen, öbür yanında Kemal Alemdaroğlu vardır. "İstanbul İhtilal Komitesi Sekreteri" olduğu iddiasıyla sorgulanır.. Şansa bak! Sorgucular iyi insanlardır. Birgit'in saçını başını dağıtarak, yüzünü gözünü sulayarak, elbiselerini duvara sürttürerek polis müdürünü işkence yaptıklarına inandırmışlardır. Meclis Tahkikat Komisyonu'na ifade vermek için Ankara'ya gider. Boş durmaz. "5'nci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay" parolasının mucitleri arasına girer. Göstericileri Kızılay'da bir evin balkonundan izler. Ertesi gün gözaltına alınır. Sıkıyönetim mahkemesi delil yetersizliğinden serbest bırakır. 27 Mayıs'tan bir hafta önce İstanbul CHP'li emekli general Şahap Gürler, Milli Emniyet'teki dostlarından bir haber alır. DP Birgit'in başına iş getirecektir. Gürler "Birgit ortadan kaybolsun" diye haber gönderir. İl örgütü "Seni Mısır'a kaçıracağız" der. Niye Mısır, o da sır. Firara gerek kalmaz, darbe vuku bulur.

1965'de CHP'den milletvekili seçilir. Fazlasıyla haketmiştir. 1972'de "İsmet Paşa'ya İsyan" harekatında Ecevit'in yanındadır. CHP-MSP Hükümeti'nin Turizm Bakanı'dır. CHP Genel Sekreter Yardımcılığı filan. 1977'de Hürriyet CHP Hükümeti aleyhine yayınlar yapınca, partili arkadaşları Birgit'i Hürriyet'le ilgili olmakla suçlar niyeyse. 1980'lerde Simavi'lere ait Günaydın'ı, Hürriyet Vakfı'nı yönetir. Sonra Aydın Doğan Vakfı'nı. Cumhuriyet yazarıdır halen. Madem CHP, "Yahu CHP'nin belgeselini yapalım" diye Kanaltürk'e dünyanın parasını vermiş, Birgit canlı tarih. Herhalde belgeselciler kapısını çalmıştır. Ben olsam öyle yapardım. Birgit gibi kaç tane adam kaldı ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi