"Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum..." Bir zamanlar bu şarkı pek revaçtaydı. Sağda solda her yanda, Aşkın Nur Yengi'nin söylediği bu şarkı çalınırdı.

Hatırlarsınız muhakkak.

Aradan kaç sene geçti bilmem, şu sıralar yine dillerde bu sözler:

"Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum..."

* * *

Ama bu defa aşka çıldırmaktan, dönenip durmaktan, yanıp kavrulmaktan değil.

Kara sevdaymış, deli sevdaymış, onlarla alakası yok.

Dava başka.

İnce iş değil, kalın iş.

Son yıllarda söylenen ay inanmıyorum'lar Ergenekon davasıyla ilgili.

* * *

Kimi gazeteciler, bu konudaki iddialar karşısında, koro halinde aynı şarkıyı söylüyor.

Kimi siyasetçiler, ay inanmıyorum demekten geri durmuyor.

Sesleri Aşkın Nur Yenge kadar güzel değil ama onlar söylemekten vaz geçmez.

Boş yere susmalarını beklemeyelim.

Dava yürür, onlar bed sesleriyle bağırmaya devam ederler.

(Yengi'yi Yenge yaptıysak, yanlış tuşa basmaktan sanmayın, Haluk Abi'den ötürü.)

* * *

Darbe planları ortaya çıkıyor, koro, detone metone demeden bağırıyor:

"Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum..."

Topraktan ve denizden silahlar, cephaneler fışkırıyor, bizim aslanlar, perdeleri yırta yırta haykırıyor:

"Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum..."

Islak imzalı belgeler, bilgisayar kayıtları, krokiler çuvallar dolusu ele geçiyor...

Koro, azminden gram zayi etmeden...

Tüy kadar olsun tereddüt duymadan, sesini yükseliyor:

"Ay inanmıyorum, ay inanmıyorum..."

İnansaydınız vallahi şaşardım.

* * *

Belli ki şarkıdaki gibi "bir hasret büyüyor yine yüreklerinde..."

Kesinlikle o yüzden "sebepsiz heceler dillerinde..."

Allah'dan ki bir masumiyet karinesini öğrenmişler.

Suç kesinleşene kadar, herkes masum...

Tamam, eyvallah.

* * *

O halde kimse ses çıkarmasın, beyhude makamında mahkemenin görevini üstlenmesin.

Siyasetçisi, gazetecisi, köşebenti ve bunlara ilave olarak simitçisi, kahvecisi, gazozcusu niye kendini hâkim heyeti yerine koyup da hüküm vermeye kalkıyor?

Sus otur, yargının işini yargıya bırak.

Ne diye dere kenarındaki kurbağalar gibi bağırıp duruyorsun vırak vırak?

Bakınız, durup dururken kafiye bile bulduk hayırlısıyla.

* * *

Kemal Bey de işi daha ileri götürüp "Nerede bu Ergenekon örgütü? Gidip üye olacağım" demez mi?

Adres belli usta, çok istiyorsan gidip üye olabilirsin; fakat hiç tavsiye etmem.

Ergenekon fena halde deşifre oldu; bütün ipliği pazarda.

İstersen gel, yeni bir örgüt kuralım, adı da Estergon olsun.

Başına da seni seçelim.

Zat-ı şahanenize üyelik değil, başkanlık yaraşır.