Bosna, TİKA ve Hariciyemiz

Bosna, TİKA ve Hariciyemiz

Bosna-Hersek notlarına devam edelim. Bölgede Devlet Bakanı Faruk Çelik ve ona bağlı TİKA’nın öncülüğünde gerçekleşen bir dizi açılışı takip ettik.

Novi Travnik’te TİKA’nın öncülüğünde yapılan ‘Fatih Sultan Mehmet’ anaokulunu açarken miniklerin şarkılarını ve oyunlarını izledik. Ardından muhteşem bir kalabalıkla birlikte Cuma namazı ve Peygamber (sav)’i konu alan bir hutbe. Unutmadan ekleyelim. Bosna’da Hz. Peygamber’in dünyaya teşrifleriyle ilgili etkinlikler bir ay boyunca devam ediyor.

Sırada Novi Travnik’teki meslek lisesinin ve diğer altı okulun açılışı var. Sonra Elçi İbrahim Paşa Medresesi’ni ve Süleymaniye Camii’ni ziyaret ediyoruz.

Novi Travnik’in bizim için önemi çok farklı. Bosna savaşında şehit düşen Selami Yurdan’ın kabri burada. Ziyaret boyunca bizi bir an olsun yalnız bırakmayan dostlarımız Selim Yusufoğlu ve Ramadan Öztürk’le beraber onu ziyaret ediyoruz. Selami, Bosna’yla Türkiye’nin aynı atmosferi soluduğunu gösteren bir abide gibi orada yatıyor.

***

Bir sonraki gün Konjic’teyiz. Önce Konjic Devlet Hastanesi’nin açılışı ve Grup Seyfullah’tan dinlediğimiz ilahiler. Ardından TOBB tarafından yapılan Koşeva Hastanesi’nin açılışındayız.

Burada hayata geçen omurilik merkezi, bölge için hayati önem taşıyor. Çünkü savaştan sonra pekçok yaralı tedavi için Türkiye başta olmak üzere çeşitli ülkelere gitmek zorunda kalmıştı. Bu nedenle büyük bir ihtiyacı giderecek. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu’nun şu vurgusunu da unutmayalım elbette: ‘Bu merkezde Boşnak, Sırp, Hırvat, Müslüman, Hıristiyan ayrım yapılmadan her milletten, her dinden insana hizmet edilecek.’

Birkaç cümle de Hisarcıklıoğlu için. Ayağının tozuyla oraya Makedonya’dan gelmişti. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyadaki yeni rolünün sahadaki en aktif isimlerinden birisi olarak koşturuyor ve Türk iş dünyasını bu bölgeleye daha aktif ilgi göstermeye davet ediyor.

***

Bölgede çok önemli faaliyetlere imza atan bir diğer kuruluş Yunus Emre Türk Kültür Merkezi. Bosna’da bu sorumluluğu Aida Öztürk Hanımefendi üstlenmiş. 160 öğrenciye Türkçe kursu veriyorlar. 2009 Ekim’inden itibaren burada pekçok kültürel faaliyete imza atmışlar. Bosna’da Türkçe zaten pekçok okulda gayrı resmi olarak okutuluyor. Fakat Aida Öztürk, bunu resmi ve seçmeli hale getirmek için müthiş bir gayret gösteriyor ve adım adım bunu başarıyorlar.

Türkiye’den gelen okutmanların yanı sıra, yerli hocaların da katkısıyla adeta bir kültür köprüsünün temellerini atıyorlar.

Yunus Emre Ensitüsü’nün bizdeki tarihçesi daha çok yeni. Ancak mutlaka ve kısa sürede daha geniş bütçelerle ve faaliyet alanlarıyla Türkiye’nin var olduğu her yerde aktif hale getirmek gerekiyor.

***

Bu geziyle ilgili daha yazılacak pekçok not var, ama burada bitirelim. Bakan Faruk Çelik, Balkanlarda yürütülen faaliyetlere çok büyük hassasiyet gösteriyor. Keza ekibi ve Bosna’daki TİKA Koordinatörü Mustafa Şahin de öyle.

Kimsenin tadını kaçırmak istemem. Lakin bu güzel tablonun en sıkınıtılı tarafını aktarmazsam, herhalde yanlış olur.

Dünyanın dört bir yanında, elbette birbirinden değerli diplomatlarımız görev yapıyor. Lakin ve de Allah aşkına, 2011 yılında hala Türkiye’nin vizyonuna dudak büken, onu küçümseyen, sanki lütfen bu işlere katkı sağlayan bir diplomat kadrosuyla bu işler nasıl yürür. İşte bunu anlamakta zorlanıyorum.

Umarım bu mesaj yerine ulaşır. Çünkü benim Bosna’da gördüğüm muhteşem tablonun en can sıkıcı yanı burasıydı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi