Mehmet Talu

Mehmet Talu

Mevlid kutlanması, bid'ati seyyie değildir 5

Mevlid kutlanması, bid'ati seyyie değildir 5

Mevlidin konusu, İslâm akaidinin temel direği olan tevhîd inancı ile Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimize duyulan muhabbet ve hürmetin bir tezahürü, O'nun mucizeleri ve üstün ahlâkıdır.

Mevlid, Müslümanların kalplerindeki Resûlullah (S.A.V.) efendimize duyulan sevgi, muhabbet ve hürmetin canlı tutulması ve O'na olan muhabbetin artırılması için büyük bir fırsattır. Resûlullah (S.A.V.) efendimizi sevmek, imanın temel kıstaslarından biridir. Enes b. Malik (R.A.) den rivayet edilen şu hadisi şerif bunun en açık delilidir. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bakın ne buyurmuş:

"Sizden birinize ben ana-babasından, aile ve çocuklarından ve diğer bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça, o kişi bana ve tebliğ ettiğim İslâm dini'ne tam anlamıyla iman etmemiştir." (Buhârî, İman: 8; Müslim, İman: 69, 70, Nesei, İman: 19) buyurmuştur. Abdullah b. Hişâm (R.A.) şöyle demiştir: Biz Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin beraberinde bulunuyorduk. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Hz. Ömer (R.A.)'nun elinden tutmuş hâldeydi. Hz.Ömer (R.A.), Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize:

- Yâ Resûlellah! Sen bana muhakkak ki, canımdan, hayatımdan başka herşeyden daha sevimlisin! dedi. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de O'na:

"Hayır, öyle söyleme! Canım kudret elinde bulunan ALLAH Teâlâ'ya yemîn ederim ki, ben sana canından, hayatından daha sevimli olmadıkça, îmânın kemâle ermez." buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer (R.A.) de, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize:

- Şu anda ALLAH Teâlâ'ya yemîn ederim ki, Sen bana muhakkak canımdan, hayatımdan da daha sevimlisin, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

- Ya Ömer! İşte şimdi oldu, cevabını verdi. (Buhari; Eyman: 2; No: 6257; 6/2445)

Türk halkı, mevlid dinleyerek inancının vecdini bu günlere taşıyabilmiştir. Denilebilir ki: "Süleyman Çelebi, bu millete başlı başına bir dinî hayat armağan etmiştir." Çünkü mevlidin, dinî kültürümüze sağladığı faydayı başka hiçbir eser sağlayabilmiş değildir. Buna bid'at diyen, bindiği dalı kesmiş olur. Mevlidin sözleri ve âdabına uygun şekilde okunması bid'at değildir.

Hicrî üçüncü asrın başlarından itibaren, bazı gruplar, bu geceyi cemaat halinde kutlamaya başladılar. Halk arasında yaygın bir âdet haline gelen bu kutlamaları, daha sonra devletler de sahiplendi. İlk olarak Mısır Fatımî devleti, mevlid kandilini, resmî bayram ilan etti ve muhteşem törenlerle kutlamaya başladı. Fâtımîler, hem Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, hem de kızı Hz. Fatıma (R.Anha)nın doğum gününü, resmî bayram ilân etmişlerdi. Bu kutlu doğum törenleri için, İslâm dünyasının her tarafından büyük âlimler, meşhur hafızlar davet edilir, sarayda ve camilerde Kur'ân-ı Kerim okunur ve ilim meclisleri kurulurdu. Hatipler, şehir meydanlarında, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ve Ehl-i Beyt'le ilgili menkıbeler anlatırlardı. Güzel sesli hafızlar, Kur'ân-ı Kerim, ilâhî ve kasîde okurlardı. Kazanlar dolusu pilav pişirilir, halka ikram edilirdi ve bu etkinlikler mevlid ayı boyunca sürerdi.

Ancak zamanla işler çığırından çıktı. Kur'ân-ı Kerim tilâveti, irşâd, zikir ve ibadet faaliyetleri ihmal edilir oldu. Onların yerini, oyun ve eğlence âlemleri aldı. Bazı günah ve hayâsızlığın işlendiği bir karnavala dönüştü.

Bu sebeble birçok fukaha, Mevlidin Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz devrinde ve O'na son derece bağlı olan ashap ve tabiîn zamanında kutlanmadığını, dolayısıyla bid'at olduğunu söyleyerek mevcut uygulamalara şiddetle karşı çıktılar. Mevlide karşı olan âlimlerin bu yaklaşımlarında kendi zamanlarındaki kutlamalarda görülen olumsuz davranışların büyük rolü vardır. Meselâ kutlamalar sırasında kıraat, zikir ve ibadet yanında çalgı çalınıp şarkı söylenmesinin, kadın ve erkeklerin bir arada bulunmasının da dinin yasakladığı hususlar olduğunu ve mevlidin harama vesile kılındığını belirttiler. Mevlidlerde görülen çirkin uygulamaları eleştirdiler ve bu konuda sessiz kalan ulemayı da kınadılar. Bu mübarek günün böyle olumsuzluklara âlet edilmesine şiddetle karşı çıktılar. Bid'at ve günah olduğuna dair fetvalar verdiler. Çok ağır yazılar yazdılar. Nihayet devlet eliyle yasaklattırdılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi