Kardavi, Kaddafi için ölüm fetvası verdi. Aklıselim, bunu gerektirir.

'Kadayıf' gönderecek hali yok.

Kendi halkına ateş emri veren ve her konuşmasında "fare, böcek" gibi sözlerle aşağılayan birinin yaşaması fuzuli...

Dahası, zulmün devam etmesine rıza göstermek anlamına gelir yaşamasından yana olmak.

*

Şeyh Yusuf el-Kardavi, İslam dünyasının ünlü din adamlarından.

Daha önce Mısır Devlet Başkanı Mübarek'i de istifaya davet etmişti.

El Cezire ekranından Libya ordusuna çağrıda bulunan Kardavi, bir askerin Kaddafi'ye kurşun sıkmasını istedi.

Belki vicdan sahibi bir asker çıkar da tek mermiyle işi bitirir.

*

Kaddafi, tam bir çılgın.

Abuk sabuk konuşmalarına bakarsak, aynı zamanda manyak...

Kendinden başka kimseye faydası olmayan, kafayı yemiş bir yönetici.

Halkını geri bırakarak, baskı altında tutmayı "yönetim biçimi" olarak benimsemiş biri.

Beslediklerinden başka seveni olmayan bu zalimi vuracak askerin, emin olun ki heykeli dikilecektir.

*

Dolayısıyla İslam âlimi Kardavi'nin bu fetvası, Libya halkı için bir umut sayılır.

El-Kardavi, daha önce bütün Arap liderlerine seslenmişti konuşmasında.

"Tarihin gidişatını engellemeye çalışmayın" uyarısında bulunarak, dünyanın değiştiğini vurgulamıştı.

Aynı zamanda Arap dünyasının da eski yapıda olmadığını anlatmış ve o liderleri, "halklarıyla yapıcı bir diyalog kurmaya" davet etmişti.

Aklı olan lider, bu tavsiyeleri dikkate alır.

Olmayansa, tarihin adımları altında ezilir.

*

Muammer Kaddafi'nin yatacak yeri yok, onun farkındayız da kaçacak yeri var mı, bilemiyoruz.

Koltuğu bırakıp gitmeyişinin sebebi budur belki.

"Nereye gideyim" diye dövünüp duruyor olmasın?

Her şeye rağmen onu kabul edecek bir ülke çıkar.

*

Diğer despotların, zalimlerin, firavunların, diktatörlerin sonunu tek tek gözden geçirse, bir an önce kaçmak için harekete geçer ama...

O inatla "kanımın son damlasına kadar ülkemdeyim" demeyi tercih ediyor.

Sadece Saddam'ın sonunu hatırlasa yeter.

Ne hale düşmüştü heybetli Saddam?

Direnmenin bedelini canıyla ödedi.

Heykelini bile çelik halata bağlayıp çekmişlerdi de, geriye iki demir boru kalmıştı.

Birini atar boru, diğerini toplar boru sanmıştık...

*

Kaddafi'yi kabul edebilecek ülkelerden açık bir davet gelse...

"Gel biz sana bakarız" diyecek bir ülke yok mudur?

Ok yaydan çıktı bir defa; artık eskiye dönüş olmaz.

Bundan sonra ya kendi istediği gibi canıyla ödeyecek, ya bırakıp kaçacak.

Şimdilik, sadece zamanı belli değil.