28 Şubat Kaddafi’nin çadırında başladı
Resmî ideoloji Kuzey Irak’taki isyancı Kürt teşkilatlanmayı gördü, Osmanlıya/ Türkiye’ye bağlı sünni varlığı yok saydı. Abdülhamid Han, sadece Hamidiye Alaylarını kurmadı. Şeyh Şamil’in Ruslara karşı yaptığı Müridan Hareketi gibi Libya, Sudan ve Cezayir üçgeninde çok etkin olan Sunusi Tarikatini de bir Sunusi Hareketi şeklinde teşkilatlandırdı.
Niçin? Çünkü, Fransa, Kuzey Afrika’yı işgale hazırlanıyordu. Bu teşkilatın gücü Fransızlar için caydırıcı oldu.
1911’de İtalyanlar, bölgeyi işgal edince devlete son derecede bağlı bu hareket, Trablusgarb’ı müdafaa maksadıyla gelen Osmanlı askerine çok esaslı bir dayanak ve altyapı oldu. Trablusgarb Harbi’nde Sunusi Hareketinin lideri Şeyh Ahmed eş-Şerif es-Sunusi isminde karizmatik bir zattı. Anlaşıldığı gibi şeriftir. Bölgeye gelen Enver Paşa’ya da diğer kumandanlara da emrindeki mücahidlerle muazzam destek olmuştur. Osmanlı Ordusu ve bu müridan hareketi, Roma İmparatorluğunu diriltme ham hayaliyle Kuzey Afrika’ya çıkmak isteyen İtalyanlara geçit vermezken 8 Ekim 1912’de Balkan Harbi patlak verdi. Bunun üzerine 18 ekim 1918’de İtalyanlarla alelacele Uşi Andlaşması yapıldı. Hezar hayf ki/binlerce kere yazıklar olsun ki Trablusgarb yani Libya düştü.
Fakat Şeyh Ahmed ve Sunusi Hareketi düşmedi. Gerilla harbi şeklide mücadeleye devam ettiler. Sunusi Hükümeti adını aldılar. Bu hareket ve bu lider, Halife ve Osmanlı Devleti’ne sadakatte zerrece fire vermedi. O kadar ki Sultan Vahideddin’in Eyüp Sultan’daki Cülus Merasiminde Padişah’a kılıcını Şeyh Ahmed eş Şerif es-Sunusi kuşattı. Sultan, Bursa’da bir süre istirahat etmesinden sonra Anadolu’yu geçerek halkın Kuvvayı Milliye Hareketine destek olması için onları irşad etmesini rica etti.
Sunusi Hazretleri, bu vazifeyi canla başla yaptı. Ankara ile görüştü. Ama ne var ki bir süre sonra Anadolu’yu terk etmek zorunda kaldı. Bunda herhalde soyundan başka Enver Paşa’ya desteğinin ve kılıç kuşatmanın tesiri vardır.
Libya istiklalini ilan edince bu aileden gelen İdris es Sunusi 1950’de Libya’da tahta geçti. 1969 senesine kadar devletin reisi idi. 1 Eylül 1969’da Muammer el Kaddafi isminde bir üsteğmen tarafından devrildi. Darbe yapıldığında Bursa’da tedavi görmekteydi. Kaddafi ve darbede yardımcısı Abdüsselam Callud, Ankara Kara Harb Okulu mezunudur. 27 Mayıs Darbesi esnasında bu okulda okuyorlardı. Kaddafi, Ankara’dan sonra 1963’te Libya’da Tarih’ten mezun oldu. 1966’da ise Londra Akademisinde askerlik ihtisasını bitirdi. Bu seyirden sonra Türkiye’ye bağlı ve o sırada Türkiye’de olan sünni bir lider ve harekete karşı darbe yapıp başa geçmiştir. Darbe üzerine nedense kendini mareşal değil de albay ilan etti. Ardından da Nasırcı, İslamcı Sosyalizmi, Yeşil Kitap, Yeşil Bayrak gibi safsatalara girişti. Fakat, göstermelik bir olaydan başka 41 yıl boyunca kimse bu deliye ilişmedi.
Libya’da bugün yerli halkın açtığı ay-yıldızlı bayrak, Sunusi Bayrağıdır. O aynı zamanda bizim bayrağımızdır.
28 Şubat Post Modern Darbesi esasında Kaddafi’nin çadırında başlamıştır. Kaddafi’nin o gün Türkiye Başbakanını çok aşağıladığı haber bombardımanı yapılmıştır. Bu olay, milli öfkeyi kabartmış ve Başbakanın temsil kabiliyetini tartışmaya açmıştır. Bu öfke doğsun diye bu Kaddafi, 5 Ekim 1996 günü çadırında o rolü oynamıştı.
27 Mayıs darbesi bir İngiliz marifetidir.
İdris es Sunusi’yi kimin devirdiği ortadadır. Sunusiler Osmanlı’nın parçası olduğu gibi Kaddafi, Ergenekon’un bir parçasıdır.
Eğer intihar etmezse Silivri’ye alınması münasiptir. Ergenekon’da ipin ucu İngiliz’in elindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.