Örgüt tezgahı
Terör örgütü eylemsizlik kararı alırken, yaralarını sarmayı amaçlıyordu.
“Kış Üstlenmesi” için sözde ateşkes ilan etmişti.
Öyle oldu.
"Kış Üstlenmesi"yle güç topladı!
Kanlanan terör örgütü, baharın da yaklaşmasıyla eylemsizliği sonlandırdığını açıkladı.
*Eylem yapamadığı-yapmadığı bu süreçte örgüt mensupları rehavete kapılabilirlerdi.
*Bölge halkı ile güvenlik güçleri arasında “yakınlaşma-kaynaşma” olmuş olabilirdi.
Eylemsizliği sonlandıran örgüt, “sonu” anlamına gelen bu iki durumu bertaraf edebilmek için son günlerde oyun içinde oyun tezgahlıyor.
Tezgah 1: Asılsız “öldürüldü” haberleri yayılıyor
Örgüte yakın haber kanalları aracılığı ile bir süredir asılsız “Mesut Gökhan adlı gerillamız öldürüldü” propagandası yapılıyor.
Örgütün öldürüldüğünü ileri sürerek, “işte kimlik bilgileri” diye duyurduğu Şırnaklı Argeş kod adlı terörist Mesut Gökhan, 25 Kasım 2009'da Cizre’de güvenlik güçleri tarafından yakalanarak tutuklanmış.
Bu terörist halen Diyarbakır’da cezasını çekiyor.
Örgüt ve yandaşları şu aralar, hayatta olan bu terörist için Taziye Çadırları kurmaya hazırlanıyor.
Şu çok açık:
PKK tarafından böyle asılsız haberlerin yapılmasının nedeni, eylemsizlik dönemlerinde örgüt üyelerinin ve bölge halkının rehavete kapılmasını engellemek. Bölge halkını kinlendirip, güvenlik güçleri ile karşı karşıya getirmek.
Tezgah 2: Sanal düşman üretiliyor
Eylemsizlik sürecinin bitmesine yakın Yüksekova’da meydana gelen 3 olay da, PKK / KCK’nın yeni sürece oldukça planlı ve hazırlıklı girdiğini ortaya koyuyor.
Bu kez DİHA adlı ajans ile Yüksekova adlı internet sitesi 18 Şubat 2011 günü Yüksekova’ya giren, araçlarında plaka bulunmayan ve kendilerine Mezit (Yeniden dirilme) ismini veren bir grubun, Yüksekova’da PKK’ya meydan okuyan Arapça bir bildiri dağıttığını iddia etti.
Sözde bildiriye göre, “Bir grup Yüksekovalı” tahrik edici ifadelerle PKK’ya meydan okuyor.
21 Şubat’ta ise, yüzü kapalı bir şahıs yine Yüksekova’da bir işyerine bomba koymaya çalışırken esnaf tarafından eli ısırılarak etkisiz hale getirildi.
Bu iki olay, içeriği ve zamanlaması itibariyle pek çok soru işareti taşıyor.
Normal şartlar altında bildiri dağıtmanın amacı vatandaşı konuyla ilgili bilgilendirmek iken, dağıtıldığı iddia edilen bildiri, hiçbir vatandaşın, esnafın ve güvenlik biriminin elinde bulunmuyor.
DİHA ve Yüksekova adlı sitede yer alan konuyla ilgili haberlerin kaynakları ellerinde olduğunu iddia ettikleri bildiri konusunda suç duyurusunda bulunmadılar.
Güvenlik birimlerinin bildiriyi suç unsuru olarak talep etmelerine de, olumlu cevap vermediler.
Sözde bomba konulması olayında da, Mezit isimli sözde örgütün bir üslenmesi yok.
Sözde bildiri ve bomba konulması olayının PKK’nın eylemsizlik sürecini sonlandırmasına denk getirmesi dikkat çekiyor.
Böyle bir provokasyonun Yüksekova gibi örgüt tabanının çok güçlü olduğu bir ilçede yapılması da hayli ilginç.
Teröristbaşı ve DTK’nın önerdiği “Öz Savunma Birlikleri” tam da bu tür eylemler için önerilmişti.
Bu iki olay, Öz Savunma Birliklerine adeta gerekçe taşıyor.
Haberlerin detayında geçen “Güvenlik birimleri Yüksekova halkını koruyamıyor” ibaresi, vatandaşın kendisini eylemlere karşı koruması için adeta gerekçe oluşturmaya çalışıyor.
Bu bildiri ve eylemden tek karlı çıkan yapı KCK / PKK oldu.
Örgütçüler bu eylemlerden yola çıkarak propaganda imkânı buldu ve saldırılarına gerekçe hazırladı.
En son 2 Mart günü Yüksekova’da polisin linç edilmesi esnasında, “bu adam Mezit grubundan” şeklinde bağırılması vatandaşın galeyana getirilmesinde çok etkili oldu.
Durum bu.
Bu noktada gerek bölge halkına, gerekse Emniyet güçlerine büyük görevler düşüyor.
Halk, her “habere”, her “duyduğuna” inanmamalı.
Emniyet güçleri daha uyanık olmalı.
Bu ve benzeri tezgahlar bölge halkına doğru yöntemlerle çok iyi anlatılabilmeli.