Ankara’da bu günlerde kesif kar yağışı var ama, bir taraftan da dumanlar tütüyor.
Bu duman seçim dumanı!
Ankara’da en başta iktidar partisinin merkezi olmak üzere seçimde şanslı görülen parti merkezleri kuşatma altında.
Biz vatandaşız, seçmeniz, seçimde oy kullanıyoruz.
Parti liderleri ise bizim seçeceklerimizi seçmekle meşgul şu günlerde.
Bizim seçimimizden önce başkanların seçimi var!
Ancak başkanlara kendini seçtirenler bizim tarafımızdan seçilebilecekler!
Şöyle bakıyorum da, Türkiye Cumhuriyetinde tek parti dönemi ile çok partili dönem arasında pek de fazla fark yok gibi.
Tek parti döneminde milletvekilleri listesi Çankaya’da belirleniyor ve ikinci seçmenlere tasdik ettiriliyordu. Vatandaş da vekilleri Meclis’de görüyordu. Anadolu’nun Ankara’ya uzak vilayetlerinden milletvekili tayin edilip de hiç seçim bölgesini görmeyenler çoğunluktaydı.
Zamanın meşhur şairlerinden ve heccavlarından Halil Nihat Boztepe Trabzon milletvekili iken Dolmabahçe Sarayı’nın yakınında görülmüş. Sebebi sorulunca, “seçim bölgemi ziyaret ediyorum birader!” demiş. O günlerde 1. Cumhurreisi Dolmabahçe Sarayı’nda ikamet ediyormuş.
Kendini lidere, şefe seçtirdin mi, işin tamam!
Şu günlerde neredeyse aynı şeyler oluyor: Kendilerini liderlere beğendirmek isteyen yüzlerce binlerce kişi Ankara kaldırımlarını arşınlıyor. Memurların istifasının son günü. İşaret bekleyen çok sayıda bürokrat var.
İşaret alanlar, işlerini garanti görüp istifa edecekler.
Onları 12 hazirandan sonra Meclis’te göreceğiz. Bazılarını ise hükümette!
Ne âlâ demokrasi değil mi?
Hiçbir parti ön seçim yapmıyor. Emanete ehil kimseler aramıyor. Lidere bağlı askerlere iltifat ediliyor sadece.
Bu nasıl demokrasi?
Elbette bu özürlü bir demokrasi! Fakat Türkiye’de lider sultasını bugünün liderleri mi yarattı?
Değil elbette! Türkiye 1950’den sonra darbelerle sarsılmasa idi, lider sultasına dayanan partiler de neşvünema bulamayacaktı.
Partiler kendi mekanizmalarını işleterek daha farklı seçimlere imkan sağlayabilecekti.
Fakat her darbe siyaseti otoriterleştirdi.
Liderleri kendilerine sadık vekiller tayin etmeye sevketti.
Parti içi demokrasi yok. Lider partileri var. Bunu çok köklü sayılan partilerde bile görmek mümkün.
AK Parti lider partisi de, CHP, MHP değil mi?
Yani o partilerde liderlere yaranamayanlar seçilebilir mi?
Millet vekillerini mi seçecek 12 haziranda, liderlerini mi?