Mehmet Talu

Mehmet Talu

Eşyayı tabiatında bırakmak

Eşyayı tabiatında bırakmak

ALLAH Teâlâ şöyle buyurdu:

"Resûlüm! Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; ırzlarını, namus ve iffetlerini korusunlar..." (Nûr sûresi:31)

Erkeğin tabiatını da ALLAH Teâlâ şöyle belirliyor:

"Resûlüm! Mü'min erkeklere söyle! Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; ırzlarını, namus ve iffetlerini korusunlar. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz ALLAH, onların yapmakta olduklarından haberdardır." (Nur Sûresi:30)

Görüldüğü gibi bu iki âyet-i kerimede, hem erkeklerin, hem de kadınların harama bakmamaları, edep yerlerini iyice örtülü tutup, iffet ve namuslarını zina, fuhuş ve onlara sebep olabilecek durumlardan korumaları emredilmektedir.

Dikkatinizi çekiyorum: ALLAH Teâlâ bu iki ayet-i kerimede: "Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar" hükmünü, "Irzlarını, namus ve iffetlerini korusunlar" hükmünden önce zikretmiştir. Malum olduğu gibi göz; herşeyi kalbe ve beyne ulaştıran bir organdır, insan her gördüğünü ve arzu ettiğini elde edemez. Ancak bazı gördükleri karşısında; korkunç derecede arzuya kapılması mümkündür.

Zira gayrımeşru ilişkilere çoğu kerre sebep: Göz ile görmektir. İşte vakıa:

O, bana baktı, ben, ona baktım, bakıştık.

O, bana güldü, ben, ona güldüm, gülüştük.

O, bana işmar etti, ben, ona işmar ettim, işmarlaştık.

Şu da bir vakıadır:

Önce bakış, sonra tebessüm gelir, sonra selâmlaşmak,

Sonra konuşmak, sonra randevu ve sonra da karşılaşmak.

Ebû Hureyre (R.A.)'den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de:

"... Gözlerin zinası: Harama, namahreme bakmaktır..." (Müslim, Kader:5, No:21, 4/2047; Buhari, İsti'zan: 12, Kader: 9; Ebu Davud, Nikâh: 42; Ahmed b. Hanbel, 2/276, 317, 329, 343, 379, 431, 536; Beyheki, Es-Sünenü'1-Kübra, 7/89) buyurarak harama bakmayı, göz zinası olarak nitelemiştir.

İşte Cenab-ı Hakk'ın koyduğu bu aslî hükümlere uyulduğu takdirde, genellikle kadın ve çocukların en sık karşılaştıkları şiddet biçimlerinden biri olan taciz de, tecavüz de olmaz.

Tecavüzcüyü hadım etmek tecavüzü engeller mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na, cinsel suçlarla mücadele kapsamında "cinsel suçlara yönelik cezaları artıran" bir kanun teklifi verildi. Bu teklif, cinsel şiddetin en yaygın biçimi olan tecavüze karşı bir ceza yöntemi olarak tecavüzcüyü "hadım etme" eylemini getirmekte. Bu teklife göre tecavüz suçunun birden fazla işlenmesi durumunda, zanlı ilaçla hadım edilebilecek, zorla evlilik suç kapsamına girecek, mağdurun defalarca Adli Tıp Kurumu'na gitmesi engellenmiş olacak.

Cezalar artırılıyor

Teklife göre, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişinin alacağı ceza 2-7 yıldan 5-10 yıla çıkarılıyor. İlgili fıkraya, "fiilin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde verilecek ceza üçte birine kadar indirilebilir" cümlesi eklendi.

- Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda verilecek ceza 7-12 yıldan 10-18 yıla çıkarılıyor.

- Suçun; üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen ve evlatlık tarafından, aynı iş yerinde çalışmanın, insanların bir arada toplu olarak bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde, cezalar yarı oranında artırılacak.

- Mağdur bu suç nedeniyle eğitimini veya eşini terk etmek ya da eğitim gördüğü kurumu veya çalıştığı iş yerini değiştirmek zorunda kalmışsa verilecek ceza bir kat artırılacak.

- Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişiye verilen ceza da 3-8 yıldan 6-12 yıla çıkartılıyor ve fıkraya "fiilin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde verilecek ceza üçte birine kadar indirilebilir" cümlesi ekleniyor. Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda verilecek ceza 8-15 yıldan 12-20 yıla çıkartılıyor.

- Suçun; 12 yaşını doldurmamış çocuğa karşı, silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikle, aynı iş yerinde çalışmanın, insanların bir arada toplu olarak bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici veya bakıcı tarafından, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan faydalanılması ya da nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi halinde, cezalar yarı oranında artırılacak.

- Mağdur bu suç nedeniyle eğitimini veya işini terk etmek, eğitim gördüğü kurumu veya çalıştığı iş yerini değiştirmek ya da ailesinden ayrılmak zorunda kalmışsa, ceza bir kat artırılacak.

Teklifle, "Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur" ifadesinin, ilgili kanun metninden çıkarılması öngörülüyor.

Bu maddenin, mağdurlarının defalarca hastane veya Adli Tıp Kurumuna gitmelerine ve maruz kaldıkları fiili tekrar tekrar yaşamalarına neden olduğu belirtildi. Maddenin gerekçesinde, "Bu suça maruz kalanların ruh sağlının mutlaka bozulmuş olacağı kabul edildiğinden, öngörülen cezaların artırılması suretiyle bu halin araştırılması uygulamasından vazgeçiliyor" denildi.

Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca "kasten yaralama" suçundan dolayı cezalandırılacak.

Suçun, aralarında evlenme yasağı bulunan çocuğa karşı işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, fail hakkında, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi