Mehmet Talu

Mehmet Talu

Eşyayı tabiatında bırakmak 3

Eşyayı tabiatında bırakmak 3

Hadım Yasası ile ilgili basında yer alan açıklamalarını değerlendiren Prof. Dr. Çeker şöyle konuştu:

"Yanlış bir noktaya çekildi. Ben bu olayda tecavüz kelimesini kullanmadım. Tacizi kullandım. Tacizle ilgili olarak söyledim. Bu konuda da olayın merkezinde odağında kadın vardır da demedim. Bunu bir düzeltelim...

Benim dediğim şudur. Eğer kadın tacize uğramışsa, kadın bu hususta tahrik edecek şekilde dekolte giyindiği ve tahrik ettiği için bu başına geldiyse burada kabahat sadece erkekte değil, kabahata kadın da ortaktır dedim. Fakat kadın vakur bir şekilde haraket ettiyse, dekolte giyinmemiş buna rağmen erkek tarafından taciz edildiyse burada yüzde yüz suçlu erkektir dedim".

Kadının doğrudan suçlu olduğunu söylemediğini vurgulayan Çeker şunları şunları söyledi:

"Hadım etme cezasının İslam'da bir yeri yoktur. Bu cezayı söz konusu yapmadan önce bu noktaya nasıl geldik. Bunun sebepleri üzerinde duralım. Önce sebepleri ortadan kaldırmaya çalışalım dedim. Bu noktada da çok yaygın şekilde hatta bir milli politika halinde ahlak eğitimine ağırlık verelim dedim. Burada özellikle sarkıntılığı özendiren, tacizi teşvik eden görsel yayınlar varsa onları da yasaklayalım dedim. Bütün bu eğitim ve tedbirlere rağmen erkek tutar da birisini taciz edecek olursa ona da cezası verilmelidir. Burada kadın suçludur demedim ben. Kadın tahrik edici davranmışsa burada hem tahrik eden hem taciz eden suçta ortaktırlar dedim."

Basına yaptığı açıklamanın tecavüz olarak yansıtıldığının sorulması üzerine Prof. Dr. Çeker, "Tecavüz kelimesini ben kullanmadım. Taciz lafını kullandım. Hadım Yasası'dan ben taciz ve sarkıntılığı anladım. Bu noktada kadın tarafından bir tahrik varsa, erkek de tahrike kapılarak yaptıysa yüzde 50 yüzde 50 suçludur dedim." şeklinde konuştu.

Şimdi öncelikle şu hususu belirtelim ki: İlmî çalışmalarıyla yakından tanıdığımız ve takdir ettiğimiz sayın Prof. Dr. Orhan Çeker; ilim, amel ve ihlâs sahibi, zamanımızın ender ilâhiyatçılarındandır. Yaptığı açıklama, altına imza da atabileceğim yüzde yüz haklı olan bir açıklama. Açıklamaları, fikirleri, görüşleri, tenkitleri İslam'a, Kur'an-ı Kerim'e, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına, akla, mantığa, vicdana, ahlaka tamamen uygundur. Bunda en ufak bir şüphe yok. Zaten Orhan Çeker gibi bir ilahiyatçıdan, bir âlimden bundan başka nasıl bir açıklama beklenilebilir ki? Çünkü O, televole ilahiyatçısı değil ki. Bu sebeble Orhan Çeker, yerden göğe kadar haklı ve doğruyu söyledi. Doğruyu söyleyene bir şey denmemesi lazım.

Bir kerre Orhan Çeker'in: "Kadın suça ortaktır" ifadesinden adli suç kastedilmemiş, ahlaki erdemlere aykırılık ve örfen suç yani "günah" kastedilmiştir.

Beyandaki "suç" veya "olumsuz durum", taciz ve sarkıntılıktır, tecavüz değildir. Taciz ve sarkıntılık da en iğrenç suçlardandır. Hem kadını hem erkeği bundan korumak gerekir. Kaldı ki tecavüz, affedilemeyecek en büyük suçtur, cezası da en ağır olmalıdır. Kadın suçlanmış değildir. Suçlu erkektir. Erkek, bütün tahrik edici unsurlara rağmen mazur görülemez.

Görülüyor ki, Orhan Çeker bir olayı, sosyal-cezai bir vakıayı irdeliyor. Arkasında yatan gerçekleri araştırıyor. Bilimsel verilerden bahsediyor. Görüşünü, fikrini beyan ediyor. Bu görüşte şiddete veya teröre teşvik yok, kimseye hakaret de edilmiyor... Özetle ne diyor: Kadınların açık saçık giyinmesi, erkekleri tahrik etmesi tecavüzlerin artmasına sebep olur. Bu iddia, çok doğru, çok haklı bir fikirden, bir görüşten ibarettir. Beğenmeyen, aksi yönde bilimsel bir araştırması varsa, ortaya koyar. Yoksa susulur ve oturulan yerde oturulur.

Ne yazık ki, bu beyanlar, sağa-sola çekildi ve malum kesimlerin tepkilerine yol açtı. Çağdaş kesimde yaygaralar kopartıldı. Medya linçine tabi tutulmak istendi. Söylemediği şeyler kendisine atfedildi. Bütün bunlar yakışıksızdır. Yukarıdaki beyanlarda görüldüğü üzere Orhan Çeker:

1- "Suçun odağında kadın vardır" demedi. Konuyu kışkırtıcı unsurlara sahip olarak "kadına" dayandırmadı.

2- "Dekolte giyinirsen tecavüz edilirsin" veya "tecavüzü hak edersin" demedi. Tecavüz kelimesini hiç kullanmadı.

3- Kadın ayrımcılığı yapmadı.

4- Kadını suç unsuru olarak göstermedi.

5- Kadınları hedef göstermedi.

6- Kendi adına konuştu. Fakültesi, üniversitesi, sivil ya da siyasi herhangi bir kurum adına konuşmadı.

Şimdi utanmak gerekir. Susturulmaya çalışılan kişi, Din ve din görevlilerinin baskı altında tutulduğu, tehdit ve takibata uğradığı dönemlerde yaşanmış şu olayda olduğu gibi, bir bilim adamı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi